[5. BÖLÜM]

11.2K 728 420
                                    

Yeni Bölüm

Yeni bölüm geldi! Evet arayı çok açtık biliyorum umarım bu bölüm biraz da olsa telafisi olur.

Bu kez bölüm şarkısı sizden gelsin o zaman!

Yazım hatası varsa kusuruma bakmayın!

İyi okumalar

Havalar yavaş yavaş soğuyordu. Okul formamın üzerine ağabeyime ait siyah bir hırka giyinmiştim. Saçlarım, dün banyodan sonra öylece topladığım için şu an dağınıktı. Tarakla kabarıklığını gidermeye çalıştım ama olmayınca arkadan üstünkörü ördüm.

Üzerimde öyle bir hantallık vardı ki bu sabah, bırakın evden çıkıp okula gitmeyi, yataktan çıkıp tuvalete bile gitmek istemiyordum. Malum haftam gümbür gümbür geliyordu. Üstelik dün kitapsız müdürün haşmetine uğramıştık. Ah üzümlü ben, ah.

Karnımdaki ağrıyı yok saymaya çalıştım ve yatağımın üzerine oturarak çoraplarımı ayağıma geçirdim. Bir tanesinin parmağının yırtık olduğunu gördüm ama üşengeç bir insan olduğum için çıkarmak yerine ucunu katlayıp parmağımın arasına soktum. Biz bu üşengeçlik işine geçen pazar başlamadık ya habibi.

"Çabuk ol, geç kalacaksın bak derse!" Annem aşağıdan bana sesleniyordu. Şaşırılacak bir olay değil bu. Çoraplarımı giyindikten sonra herhangi yerinde bir yırtıklık belirtisi var mı diye kontrol ettim ve olmadığını görünce kendi kendime güldüm. Daha sonra telefonumu şarjdan çıkardım ve çantamı da alarak aşağı indim.

"Geldim." Dediğimde babamı kahvaltı masasında sucuk yerken gördüm. Ulan ben gelmeden mi dadandınız namussuzlar?

"Geç otur, kahvaltını et." Dedi annem çayları doldururken. Allah'ım şu kadına sabahları sütü unutturdun ya bak afedersin ama helâl olsun sana ya. Gerçekten kudretine sual olmaz senin.

"Oo benim prenses kızım uyanmış mı?" Deyip yanına çağırdı babam. Yüzümdeki sırıtmayla babamın yanına giderken başımı iki elinin arasına aldı ve alnımdan öptü. "Oh," dedi. "Gün aydı bana." Biz bu babacılık işine de geçen pazar başlamadık belirtmek isterim.

"Ya baba ya." Dedim utanarak. "Resmen beni şımartıyorsun." Babam böyleydi. Kadınlara karşı her zaman olması gerektiği gibi nazik ve kibar yaklaşırdı. Abim ise onun tam tersiydi. Babamın prenses gibi yetiştirdiği kızı, abisiyle kalınca adeta hayatta kalmak için bir komandoya dönüşüyordu.

Neyse şimdi ağlamanın sırası değil, aile saadetimize geri dönelim.

"Ya baba ya.." diye benim taklidimi yaptı ağabeyim, ağzına domates dilimini atarken. Son lokman olsun. Aldım, kabul ettim. 777.

"Çekememezlik yapma." Dedim ense kökündeki bir tutam saçını çekip karşısına otururken. Şiddetten hiç hoşlanmazdım.

"Neyini çekemeyeyim senin kızım?"

"En çok sevilen evlat olmamı mesela."

"Çöpten aldık ya seni, kendini kötü hissetme diye öyle davranıyorlar." Dediğinde ayağına vurdum.

"Kes ya." Dedim. "Seni çöpten aldılar asıl." Dediğimde bıyık altından güldü ve sucuktan yedi.

"Aynen bacım, aynen." Dediğinde sinirden saçlarımın elektriklendiğini hissettim. Bu çocuğun stres topu muydum ben allasen?

"Didişmeyin." Diyen annem çayları döktü ve herkese dağıttı. Toz şekerine uzanacakken ağabeyim benden önce davranıp toz şekerini aldı, kendi çayına attı ve daha sonra masada bana en uzak olan yere koydu. Ona kötü kötü bakarken bana bakıp piç gibi sırıttı.

Kod Adı | L İ S EWhere stories live. Discover now