Liv onbir ,ölmeden sıkıca sarıl'

98 4 2
                                    


italik yazılar; Tanrı bakış açısı ve Yoongi'nin yazıları
normal yazılar; Jimin.
geçmişe dönüşler '#' imgenin olduğu yerler.
kalın yazılar Jimin'in mektupları.


'

Damien Rice - Cheers Darlin'

'Şerefe sevgilim'


'


'İnsan, gerçekten kaybettiğini ne zaman anlar? Küçükken annem sürekli beni aksatırdı, dünyanın en ilgili annesi olduğunu sansa da, okul toplantılarıma katılmaz, işten yorgun geldiği için fazla konuşmazdı. İleride sessiz bir çocuk olduğum için yakınacak olsa da daha yaşlarımın ikili basamaklarına bile basmadan onunla içimden saatlerce konuştuğumu bilmezdi. Benim annem, bazen çok kırıcıydı. Odamın kapısının önünden geçse de geceleri sadece diğer oğlunu öper ve odasına giderdi. Bana fikirlerimi sormazdı, benden bir şey istemezdi. Öğretmenlerimle konuşmaz, arkadaşlarımı bilmezdi; ben kendimden bahsetmediğim sürece beni merak bile etmezdi. Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı, hayali arkadaşımın bembeyaz bir elbisesi vardı ve en çok hoşlandığım şey yağmurun altında koşmaktı. Odasından hiç çıkmayan, bütün dünyası içinde olan bir çocuktum. Ailemin bana bir şeyleri sorması için evdeki küçük nesneleri kaçırır ve odamda saklardım. O kadar masumdum ki, her gece uyumadan önce yarınımın güzel geçmesi için Tanrıya uzun uzun yalvarırdım. İlk, kırmızı renginden nefret etmiştim, ilkokul hocamın derslerde berbat olduğumu defretime not düştüğü ve anneme okutmamı istediği kalem kırmızıydı. Ardından beyaz giyinmekten nefret ettim, annemin işi için ütülediği beyaz önlükleri hiç sevmezdim, onları ütülerken bana asla bakmaz; ne sorarsam sorayım duymazdı. En sonunda ise yağmurdan nefret etmiştim, yağmurun yüzüme çarpan hissi altında saatlerce kalmayı, hızlı adımlarla koşmayı; ayaklarımı sulara daldırarak su sıçratmaya bayılsam da annem hiç sevmezdi. Annem yağmurun altında ıslanmayı hiç sevmezdi.

Günün birinde büyüdüğümü hissettiğim yağmurlu bir günde annemin cenazesinin tam yanına oturduğumda kendime sorduğum tek soru; insan kaybettiğini ne zaman anlar? olmuştu. Ben kaybettiğimi çok geç anlamıştım, ben o gittiğinde anlamıştım. Okul toplantılarına gelmeyişinin öğretmenlerin 'derslerde başarasız' zırvalıklarını duymak istemeyişi olduğunu, beni dünyanın en zeki çocuğu olarak gördüğünü; o zamanlar hiç anlamamıştım. Fikirlerimi sormayı sevdiğini, benim sevdiğim şeylere önem verdiğini, gece beni uyandırmamak için yanıma gelmediğini anlamamıştım. Çok küçüktüm, fikirlerim çok küçücüktü. Annemin sevdiğim melankolik kokusu altında uyumayı özlerken, odamda dudaklarımı kapatarak ağladığımı duymuyor sanmıştım. Ben içimden konuşurken o duymuyor sanmıştım. İnsan kaybettiğini ne zaman anlar? Sadece ölüm bu kadar net anlatabilir sanırım.. Bir daha görmeyecek, bir daha kokusunu içine çekemeyecek olman, bana sadece bu anlatabilirdi.

Anneme olan minnettarlığımı asla sunamadım. Onu ne kadar sevdiğimi yüzüne söyleyemedim. Yaşadaydı, yine de anlatabilir miydim bilmiyorum.. Benim her zaman mutlu olmamı isterdi. Şimdi aslında ölü bedeninin tam yanında otururken, mutlu numarası yapmaktan bile çok uzaktım. Ama hala nefes almaya devam ediyorken, annemin sevdiği o çocuk olmaya devam edeceğim.

Benim, en sevdiğim renk kırmızı, en çok beyaz renkli kıyafetler gitmekten hoşlanırım ve yağmur altında koşmak.. En sevdiğim şey, yağmur altında koşmaktır.'



'


"Nasıl başlayacağım? İnan bilmiyorum. Her geçen gün bu deftere yazma isteğimi kaybediyorum. Her geçen gün daha fazla düşüyorum. Anlamsız gelmeye başladı, biliyorum çok çok çok çok ama çok aptalım. Tüm gördüklerimden sonra bunları söylemeye hakkım yok, ben sadece sanırım.. birazcık üzgünüm. Üzülmeye hakkım var mı? Bana kalırsa artık susmalıyım. Bilmiyorum, bu defteri okuyunca ne hissedeceksin? Sana bu defteri vermem bir işe yarayacak mı? Neden hala yazıyorum inan bilmiyorum. Sadece tek yapabileceğim bu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 25, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Liv 'Yoonmin,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin