Liv bir ,hüzün kokan hava'

231 13 2
                                    



Açıklama olarak; hikaye boyunca değişmeyecek yazı türleri olacak. Yoongi'nin yazdığı şiirler ve hisleri italik yazıyla olacak, yani italik yazıysa onu Yoongi düşünüyordur veya yazmıştır. Normal yazılar, Jimin'in ağzından ve şimdiki zamanı veya geçmişi anlatıyor, geçmişe dönüşleri '#' imgeyle belirttim. Kalın yazılar (ileride gelecek) Jimin'in yazıları.


'

medya 'Demi Lovato - Sober'

'Ve ben savaşmak istemiyorum'

"

Dökülen boyasına rağmen nostaljik dokusundan ödün vermeyen tanıdık apartmanın karşında dikilmeye devam ettim. Bu apartmanı hep sevmiştim, bana büyükannemin özlemle anlattığı o geçmişini anlatıyordu. Yaşlı parmakları her bir anısını yaşatmak ister gibi göstermişti bana, büyükbabamla taşındıkları ilk eve benziyordu; bu yüzden tutmuştuk. Israr etmeme gerek kalmadan çabucak kabul etmişti. Daha güzel evler tutabilirdik veya daha ucuz ama ben buranın mükemmel olduğunu düşünmüştüm. İlişkimiz için biçilmez bir kaftandı, harika bir manzarası olmasa da benim hayallerimle süslediğim yerleri görüyordu. Mutlu olmak için taşınmıştık, bu fikri bana ilk söylediğinde elleri titriyordu ve büyük ihtimalle kabul etmeyeceğimi düşünüyordu. Ama ben bunun hayaliyle yaşıyordum.

Onunla ayrı bir eve çıkmak... Bu düş için her şeyi feda edebilirdim. Sabahları sımsıkı bana sarılan kollarıyla uyanmak, diş fırçalarımızın yanyana duran görüntüsü, birlikte izleyebileceğimiz dizilerin bir listesi, buzdolabına asılan küçük aşk notları... Bunlar onu gördüğüm andan beri düşlediğim şeylerdi.

Büyük beklenti içinde geldiğim bu evde düşlerin her zaman tozpembe olmadığını anlamıştım. Binanın büyük tesisat sorunu vardı mesela, sürekli elektrikler atardı. İş yerime oldukça uzaktı, o evde çalışan biri olduğu için hiç sıkıntı çekmese de her gün gidip geldiğim yollar midemi bulandırmıştı benim. Eski duvarları bütün sesleri geçirirdi, komşularımızın şiddetli kavgaları eve dolardı ve bazen o negatiflikle biz bile kavga ederdik.

İnsan istemediği bir yerde kalmamak için binlerce bahane bulabilirdi ve benim yaptığımda buydu sanırım. Hayatımda olgunluk için adım attığım bu dönemlerde eski düşlerimin çocuksuluğu itmişti belkide beni. Bir haftadır uğramadığım evimize uzaktan bakarken, güzeldi diyebilirim. Onunla bu evde olmak güzeldi. Onunla sevgili olmak güzeldi. Onu sevmek, hayallerimdeki adamın o olması güzeldi. Uzun bir süre tamamlanmamı sağlamıştı, şu üzerinden geçtiğimiz üç yıl onun sayesinde eksik kalmamıştım.

Teşekkür edebilirdim, evet ama ironik olurdu. Yaklaşık bir hafta önce aldığımız ayrılma kararından sonra oldukça komik kaçardı. Özellikle ben gidiyorum dediğimde sessizce kafasını sallayan biri olduğundan bunu gururuma yediremezdim. Kal demesini beklemiştim. Kelimeler çıkmasa bile gözleriyle söyleyebilirdi. Ama o kafasını eğmişti ve gitmemi istemişti.

Toparlanmış gibi yapsam da hayır, deli gibi özlemiştim. Düşlerim gerçek olmuştu ve şimdi sabahları sarılan sımsıkı kollarını özlemiştim.. Bu duygu farklıydı, o her zamanki gibi normal insanların yaşattığı duyguları yaşatmıyordu. İçim deli gibi kavrulurken adım atamıyordum, gözlerimin dolu olmadığı tek bir saniye olmasa bile iyiydim. Ben Park Jimin olarak yaşamaya devam edecektim.

Apartmanın demir kapısı ses çıkararak açılırken dışarıya çıkan siyah bir siluet gördüm. Ondan başkası olamazdı değil mi? Siyah şapkasının gizlediği dağınık tutamlar gözlerini kapatıyordu ve ayakkabısının bağcıkları açıktı. Bugün cumartesiydi ve biliyordum. Annesinin yanına gidiyordu. Her cumartesi bu saatlerde çıkardı evden, eşyalarımı toplamak için yaklaşık iki buçuk saatim vardı. Sokağın sonundan kendi yoluna döndüğünde köşedeki yerimden çıktım ve elimdeki anahtarı çevirerek paslı demire ilerledim. Anahtar kendi kendine yerini bulurken aitlik hissi yeniden ciğerlerime dolmuştu.

Liv 'Yoonmin,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin