13. BÖLÜM (cevapsız sorular)

81 4 6
                                    

*WILIAM
"Austin öğrenirse ölürüz değil mi?"

"Muhtemelen." dedi Lana yüzüme bakarak Gökkuşağı Sokağı'nın girişinde duraksadı. "Burada olmak isterdi bence, isterdi biliyorum. Dün gece anladım bunu."

"Dün gece mi? Ne oldu dün gece? Bir şey mi kaçırdım?"

"Yemekte Alex yüzünden nasıl kötü oldu görmedin mi? Masadan erken kalktı."

Sapık kuzenin masanın altından ayakları ile taciz etti onu, o yüzden  masadan kalktı diye bağırmak istedim o an.

"Kabullenmek istemiyor olabilirsin Lana ama Austin ve Alex artık arkadaş değiller. Onu umursamamaya çalışıyor şu anlık ama bir gün gerçekten umursamayacak."

"Başka neden olabilir ki? Her zaman böyle oldu, kavga ettiler, küstüler, bir yolunu buldular, yine bulurlar, biz sadece Alex'i bulalım."

"Bulalım." dedim iç çekerek ve sokağa daldım.

Sokak ilk geldiğim zamanki kadar olmasada kalabalıktı.

"Bu insanlar delirmiş mi? Hava buz gibi. Kar yağacak neredeyse."

"İçlerindeki ateş ısıtıyorsa onları." dedim gülerek. Lana gözlerini devirdi.

"Fotoğraf nerede?"

Çantamdan çıkarıp pembe saçlı kızın fotoğrafını verdim ona. Hüzünlü bir şekilde baktı fotoğrafa.

"Nasıl bulacağız onu?"

"Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum. Önce topluluk binasına bir bakalım. Bileklik çantamdaydı. Sen dışarıda beklersin." dedim hüsrana uğrayana kadar ilerleyerek.

"Ne?"

Lana kapısında kiralık yazan binaya baktı.

"Kapatılmış mı?"

Öfkelendim. "Hayır, olamaz, hayır, hayır, hayır." diye söylenmeye başladım.

"Evet iki hafta önce." dedi tanıdık bir ses. Telaşla arkamı döndüm. Kıvırcık saçları gözlerini kapatıyordu bana üzgün üzgün bakan gözlerini zar zor görüyordum.

"Arkadaşınızı ikna edemediniz sanırım o yüzden buradasınız?"

"Robin'di değil mi? Ryan senden bahsetmişti" Hatırladım hemen. Adını bile bilmediğim çocukla kafede öpüşürken görmüştüm onu.

"Evet." dedi bizi iyice inceleyerek. "Ryan nerede?"

"O gelemedi." dedi Lana.

"Ne biliyorsun? Lütfen Robin anlat." diye yalvararak hızlıca yaklaştım ona. "Ne oldu?"

"Gitti mi?" diye sordu önce.

Evet anlamında kafamı salladım hüzünle.

"Beklenildiği gibi. İki hafta önce taşındılar, kapatıldı birden. Herkes yok oldu bileklikli insanlar, güvenlikler, lüks arabalar, siyah bileklikli adam hepsi yok oldu."

"Peki bu." dedi Lana fotoğrafı uzatarak.

"Alice." dedi Robin gülümseyerek. Onu tanıyor muydu?

"Oda diğer herkes gibi yok oldu. Arada benim takıldığım bara gelirdi kafa dağıtmak için oradan tanıyorum. Onların ağına düşmüş biri işte. Önemi nedir?"

"Ona ulaşabilir misin? Nerede yaşıyor biliyor musun?" diye sordum üst üste hızlıca.

"Hayır, sadece ayaküstü sohbet ettiğim biri." dedi Robin bana anlamsızca bakarak.

ÖNCE HAYALLER ÖLÜRWhere stories live. Discover now