12. BÖLÜM (bisikleti çalınan çocuk)

94 6 5
                                    

*AUSTIN
Gri araba yanımda aniden durunca irkildim. Oydu, arabanın camı yavaş yavaş açılınca gördüm. Haftalardır en fazla bu kadar kaçabildim işte. Sonunda burdayım. Kızgın bakışlarıma karşılık güldü konuşmadan hemen önce.

"Bin."

Sağa sola göz attım çaresizce ve duraksadım. Eve dönüyordum; annemin uzun alışveriş listesini tamamladıktan sonra.

"Hadi!"

Onunla tek kalma korkusu ile birlikte karar alarak bindim gri koltuk kaplamalı gri arabaya. Kapıyı kapadığım gibi sürmeye başladı. Binmemem çok mu tuhaf olurdu ya da bindiğim için mi tuhaf oldu bilmiyorum. Ama o şuan tuhaftı.

"Ne yapıyorsun bu saatte dışarıda?"

"Eve gidiyordum ben. Marketten geliyorum." O bilmiyormuş gibi devam ettim. "Annem Lana, Rose ve gereksiz birini misafir edecek yarın gece."

Salak değilse haftalar önce ona kızgınlığımın başladığını biliyordu. Hala geçmemişti.

Güldü seslice. İçki kokuyordu, sarhoştu sanırım.

"Alındım, şimdi ben seni nereye götürmek istersem oraya gideceksin." dedi küstahça. Cevap veremedim, kaçtım. Boş boş arabanın camındaki yansımama baktım. En fazla oraya kaçabildim. Rahat bırakmadı, beni sınırlarımı aşmaya başladı.

"Üç haftadır görmüyorum seni."

"Biliyorsunuz, Alex." dedim. Ona doğru dönerek, kendinde olması beni germeye başlamıştı.

"Biliyorum." dedi. "Ama kafam sorularla dolu. Lana'ya sordum ama cevap alamadım."

"Ne gibi sorular?" dedim edişelendiğimi çaktırmamaya çalışarak.

"Alex'i Mansfield'e götüren adam kimdi? Büyükbabasına sordunuz mu? Aile dostu muymuş?"

"Bilmiyorum, soramadım, fırsatım olmadı yani."

"Gizli gizli biriyle görüşüyor ve sonra ortadan kayboluyor. Tesadüf mü?"

"Ortadan kaybolmadı. Kendi isteği ile gitti."

"Söyledi mi sana?"

"İma etti diyelim, defalarca. Alex ailesini kaybettikten sonra boşluğa düştü Mr. DIAS. Bu kasabadan gitmeye çalışıyordu."

"Polise söyledin mi bunları?"

"Evet, adam hariç her şeyi."

"En önemli şeyi anlatmadın yani?"

"Müdahale edilmemesi gereken bir konuydu hani bu? Öyle demiştiniz en son. Kendi isteği ile gitti diyorum size. Ve artık on sekiz yaşında. Bu her şeyi ile planlanmıştı. Adamın ortadan kaybolması ile alakası yok."

"Emin misin?"

"Eminim. "

"Arkadaşından böyle kolayca vazgeçmek senlik değil, öyle biliyorum yani."

"Benim arkadaşım değil o ve bencil ol diyende sizdiniz."

Güldü bana inanmadığı gösteren bakışlarla.

"Bana olan kızgınlığın geçti mi?"

Dalga mı geçiyordu benimle?

"Hayır. Kısıtlanmaktan nefret ederim."

"Üzgünüm bu bir şeyi değiştirmeyecek."

Dayanamadım. Çekinmeyecektim artık.

"Niye yapıyorsunuz bunu? Önüme set koyup engellemenize gerek yok beni. Bunu benim lehime bile olsa. Kendi kararlarımı verecek kadar olgunluktayım ben."

ÖNCE HAYALLER ÖLÜRWhere stories live. Discover now