21- Ölümsüz Değilim Çınar

1.6K 79 23
                                    



MULTİMEDYA:ÇINAR (AĞLARKENKİ HALİ)

ŞARKI:DAUGHTRY- WAITING FOR SUPERMAN

Bu bölümü mesaj atıp yeni bölümü soran tatlı okuyucum pinkyhappy4'a adıyorum. Teşekkürler :*

Bazen korkularımızın aslında sandığımız kadar uzağımızda olmadığını fark ederiz. Aslında korkularımız içimizde sakladığımız derin hislerin aynadaki yansıması gibidir.

*ÇINAR

Eve geldiğimde saat dokuzu bulmuştu. Lanet dosyalara lanet bir belge eklemediği için eve geç kalmıştım. Nefesimi dışarı salarken anahtarı deliğe soktum. İçeri girdiğimde koltukta uyuyakalmış bir Ilgaz ve ortadaki masanın üzerinde iki tane yarım içilmiş kahve vardı. Eve kimin geldiğini merak ettim ve Ilgaz'ın neden bu kadar çok uyuduğunu. Bende sıkılınca uykum gelirdi. Bütün gün evde oturuyordu. Onunda sıkılmış olabileceğini düşündüm. Şu Gizem Hanım işini faaliyete geçirmeliydik. Onu yavaşça kucakladım ve yatağına taşımaya başladım. Yatağına yatırıp üstünü örttükten sonra saçlarının arasına bir öpücük bıraktım ve aşağı indim. Hayır, ayrı yatmayacaktım ama bu saate tavuk gibi de uyuyamazdım. Masanın üstündeki kahveleri aldım ve mutfağa bıraktım. Kendime bir şişe light kola aldıktan sonra -ne var onun tadı daha güzel- kanalları gezmeye başladım. Savaş filmlerinden birinde durduğumda izlemeye başladım ama bu da giderek uykumu getirdi. Ilgaz'a benzemeye başlıyordum. Televizyonun sesini biraz daha açtım. Filme odaklanmaya çalışıyordum ama fayda etmedi uyku kanıma bir kez girmişti.

Çok sert bir çarpma sesiyle yerimden sıçradım. O lanet savaş sahnelerinden birinin olduğunu düşündüm ve televizyonu kapatıp Ilgaz'ın kollarına gitmek adına hareketlendim ama televizyona baktığımda çoktan film bitmişti. Ne olduğunu anlamak için etrafıma baktım. Merdivenlere baktığımda o an benim için dünya durmuştu. Beyaz kefeni andıran geceliği onun kusursuz baldırlarına kadar açılmıştı. Meleksi yüzü dağılan saçlarıyla ortaya çıkmıştı. Yüzü her zaman olduğundan daha beyazdı ve o mükemmel gözleri göremeyeceğim şekilde dolgun kirpikleri ile örtülmüştü. Ona tek uymayan kaşından kulağına doğru süzülen kandı.

Telaş içinde yattığım yerden doğruldum ve yanına koşarak gittim. Onu kollarımın arasına sakince aldım. Korkuyordum ona bir şey olacak diye delice korkuyordum. Ya beni bırakıp giderse... Ona karşı neden böyle hissediyordum. Arabanın arka koltuğuna onu yatırmışken telaş içindeydim. Nefes alıp almadığını kontrol ettim. Alıyordu değil mi? koltuğa bıraktığımda iyice açılmış geceliğini düzelttim ve yerime geçtim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Nasıl nefes alabilirdim ki onsuz?

'Bebeğim geldik hastaneye geldik.'

' Ilgaz yalvarırım dayan sevgilim.'

'Seni seviyorum lanet olsun Ilgaz. Sana aşığım lütfen aç gözlerini...'

'Ördeğim ne olur beni bırakma.'

Yol boyunca onla konuşmama rağmen hiçbir tepki vermemişti. Onu seviyordum. Yalvarırım Tanrım biliyorum inanç sahibi biri değilim ama ne olur onu bana bağışla. Hastanenin girişini gördüğümde hemen içeri girdim ve bağırmaya başladım.

"Hasta var. Lanet olsun çok acil." Benim kendimi yırtarcasına olan çığlıklarımla iki üç hemşire yanımıza geldi ve onu arabadan çıkardılar.

"Yavaş olun sarsmayın." diye bağırmamla bana dönüp konuştu yüzünde kocaman bir beni olan toparlak kadın.

"İşimizi yapmamıza izin verirseniz sevgilinize hiçbir şey olmayacak." demesiyle hemen gerilerdi.

"Karım..." dedim sessizce ama kadın beni duymuştu.

"Efendim?" dedi tek kaşını kaldırarak.

İSTEMSİZWhere stories live. Discover now