Bölüm 6:Doğum Günü

Start from the beginning
                                    

"Rüya!" dedim gülümseyerek. Oda heyecanla el salladı.

"Abla! Seni çok özledim ben ya." Dedi ve alt dudağını sarkıttı.

"Şebeğim benim. Bende seni çok özledim."

"Neden hiç gelmiyorsun?" Buna verecek cevabım yoktu işte. Annemlerle yüz yüze gelmek istemiyorum diyemezdim.

"Sen neden gelmiyorsun bakalım." Dedim. Önce gözlerini açtı sonra konuyu değiştirdi.

"Murat abi yok mu?" dediğinde Murat başını benden tarafa çevirdi.

"Var burada." Dedim gülümseyerek ve Rüya biraz yüksek sesle "Murat abi." Diye bağırdı. Murat kalkıp yanıma oturdu. Bu kız daha yeni tanıdığı insanlara karşı neden bu kadar samimiydi.

Nasılsın, ne yapıyorsun gibi kısa bir sohbet ettiler.

"Cuma günü doğum günümü kutlayacağız. Sizde gelirsiniz değil mi? Abla ne olur gel ne olur, ne olur?"

"Gelirim tabii Rüya. Hiç kaçırır mıyım senin doğum gününü?" dedim ama işin aslı, unutmuştum. 2 hafta evden çıkmayınca, bir şey yapmayınca tarih ile olan ilişkimi bitirmiştim.

"Murat abi sende gelecek misin?" dedi. Hay Allah'ım birde başını yana yatırmış yalvarırcasına bakıyordu.

"Rüyacığım, eğer müsait olursa gelir Murat da." Dedim uyarırcasına bakıyordum. Murat'ın dönüp bana baktığını hissetmiştim. Bende ona döndüğümde Murat bana bakarak 'gelirim tabii Rüya.' Dedi.

"Tamam cuma günü unutmayın. Babam istiyor telefonu. İkinizi de öpüyorum." Dedi ve telefona iyice yaklaşıp öpücük attı. Telefonu babama götürürken Murat bana döndü. Bir şey söyleyeceğini anlayıp bende Murat'a baktım.

"Gerçek bir çift olmayabiliriz ama insanlar bizi öyle sanıyor." Dedi bir yandan telefon ekranına bakıp duruyordu. Haklıydı da. Ben bir şey söyleyemeden telefona döndü ve babama selam verdi. Bende döndüm.

"Kızım, bir tanem seni çok özledik." Dediğinde gülümsemek için kendimi zorluyordum.

"Merhaba baba."

"Nasılsın kızım, iyi misin?"

"İyiyim, sen nasılsın?" dedim. Şu konuşmayı yapmak o kadar zordu ki.

"İyiyim kızım benim." Dedi. O sırada Murat bir şeyler söyledi bilmiyorum ne söyledi ama babam kahkaha atmıştı.

"Benim mutfağa gitmem lazım. Görüşürüz baba." Dedim ve telefonu Murat'a uzatarak kalktım. Mutfağa gidip saçma sapan ortada dolandım. Çaydanlığın altını yaktım. Babam anlamıyor muydu acaba benim ona olan kırgınlığımı yoksa anlamak mı istemiyordu?

Ve iki hafta kafa dinledikten sonra anlıyorum ki ben insanlarla konuşmak istemiyorum. Yalnızken o kadar etkilemiyor sağır olmak. Zaten duyman gereken bir şey olmuyor ama insanlarla konuşmam gerektiğinde bu çok kötü hissettiriyordu. Yaşamayan kimsenin beni anlayacağını sanmıyorum. Anlayışta beklemiyorum zaten kimseden. Tek istediğim yalnız kalmaktı.

Suyun kaynadığını anladığımda küçük çaydanlığı içine çay atmak için aldım ve Murat girdi içeri. Oda artık daha rahat yürüyordu gördüğüm kadarıyla. İşim bitene kadar beni bekledi. En sonunda dönüp yüzüne baktım.

"Benimle neden hala evli kalıyorsun?" dedim. Bu soruyu beklemiyordu.

"Boşanmak mı istiyorsun?" dedi dikleşerek. Ve kollarını önünde birleştirerek yan bir şekilde tezgaha yaslandı.

"Zaten isteyerek evlenmedim. Biliyorsun."

"Evet biliyorum. Bir anlaşma sonucu evlendik." Dedi durakladı ve omuzlarını düşürdü. "Sana karşı dürüst olacağım. Kazadan sonra gerçekten vicdan azabı çektim. Hala rahat ettiğimi söyleyemem, evliliği vicdanımı rahatlatmak için yaptım." Dedi düşünerek konuşuyordu. "Şuan seninle kendi isteğimle evli kalıyorum. Ailen benimle boşandığın zaman seni tekrar evlendirmeye kalkar mı bilmiyorum ama bu riski alamam. Olur da bir gün benimle gerçekten boşanmak istersen başka biriyle evlenmek istersen sorun çıkartmam. Onun dışında benimle istediğin kadar evli kalabilirsin." Dedi.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now