~6~ Kilitlerin Ardında

5.6K 1K 117
                                    

Burağa laf sokmak kadar keyifletici bir şey yoktu. Hocaya ' sıfatsız ' kelimesini kime dediğimi geçiştirdikten sonra yerime oturdum. Tuğçe :

" Senin Burak'la arandaki mesele ne ? Aranızda bir şey varki her onun adı geçtiğinde kendini kaybediyorsun. "

" Ya mesele felan değilde nedense birbirimize karşı nefret doluyuz , " demekle geçiştirdim. Onunla önceden nasıl tanıştığımızı anlatamazdım. Resmen rezil edici bir durum. Neyseki zil çalmıştı. Daha fazla soru sormadan tam sıradan kalkıyordum ki bu seferde Burak ani bir şekilde önüme çıktı. Resmen burnundan soluyordu. Kolumdan tuttu ve Burak :

" Yürü konuşacağız. " dedi. Kolumu öyle bir sıkıyorduki çok canım yanıyordu. Daha fazla dayanamayıp :

" Ne yaptığını sanıyorsun ya sen? Bırak kolumu canımı yakıyorsun. "

" Canının yanmasını istemiyorsan dediğimi bana ikiletme yürü ! "

" Sana on saniye veriyorum. Ya kolumu bırakırsın , ya da burada avazım çıktığı kadar bağırırım. Anlıyor musun ' taş kafalı çocuk ' ? "

" Bak kızım , burada benim sözüm geçer. Hadi bakalım denesene bağırmayı neler oluyor bak gör. " ( Yaaa demek öyle sesimi en yüksek tonda bağıracak şekilde ayarlayıp çığlık atmaya başladım. )

Sınıftaki bütün gözler bizim üzerimizdeydi. Burak ne yapacağını bilemedi. Çareyi eliyle ağzımı kapatmakta buldu. Kulağıma doğru :

" Susman için 5 saniyen var. " dedi. Hala emir veriyor yaa. Sen dedin diye susacaktım ya. Bende bu sefer çareyi ağzımda olan elini ısırmakta buldum. Isırmaya başladığımda hafif dayanmaya çalışsada elini ' ahh ' diyerek çekti ve kolumu dahada sıkmaya başladı. Bunun üzerine ben :

" Burak tamam dur. Geliyorum. Sadece bırak şu kolumu ? "

" Oldu. Nerden bileyim ben senin kaçmayacağını ? "

" Oğlum sen manyak mısın okul burası nereye kaçabilirim ki ? "

Bu lafın üzerine yavaşça elini kolumdan çekmeye başladı ve :

" Eğer kaçarsan kız mız dinlemem okulu üstüne salarım. "

" Tamam be anladık ! Nereye gidiyoruz ? " dedim ama cevap vermedi. Burak yürümeye başlayınca bende onu mecburen takip ettim. Sınıftaki üzerimizde olan gözlerden kurtulduğuma sevinmiştim. Nereye gittiğimizi merak etmeye başlamıştım ki koridorun sonundaki merdivenden bir kat yukarı çıkınca kütüphaneye gideceğimizi anlamıştım. Kütüphaneye girdiğimizde içeride birkaç kişi olsada Burak onlara ' dağılın lan ' demesiyle hepsi dışarı fırladı. Anlamadığım şey benimde bu okulda olmama rağmen Burağın popiliğini duymamamdı. Kütüphanenin içinden birkaç kişi çıktıktan sonra Burak kapıları kilitledi. Kapılar kilitlenecek kadar özel ne konuşacaktıki benimle? Sonra ise yüzüme bön bön baktı ve en sonunda bende dayanamayarak

" Ne bakıyosun be ! Ne konuşacağız hadi başla. Seni dinliyorum.. "

" Ben seni dinliyorum. Amacın ne ? Bana cevap verme cesaretini neden veya kimden buluyorsun? Güvendiğin birilerimi var ? "

" Sana cevap verebilmek için birilerine güvenmem mi gerekiyor? Asıl sen beni buraya getirip kilitleyecek kadar kime güveniyorsun? "

Hafif bir kahkaha atıp :

" Beni güldürmeyi başardın. Sence benim birilerine güvenmeme gerek varmı ? Gördüğün gibi az önce de ' dağılın lan ' dememle hepsi burayı terketti. Senin anlayacağın dilde hepsi avucumun içinde. "

Gerçektende haklıydı. Ama benim o insanlardan olmaya hiç niyetim yoktu.

" Dışarıda iyilik meleği , okulda cehennem zebanisi. Nasıl beceriyorsun iki karakterde rol almayı merak ediyorum doğrusu? "

" Haa gelelim o güne. Kızdan dayak yiyip götünün üstüne oturduğun güne. Kızın adı neydi yaa? Tam dilimin ucunda. "

Elini aklına gelmiş gibi şaklatarak :

" Dilara mıydı? Eveet evet oydu. Neden kavga ettiniz harbi? Dur tahmin edeyim. Kızı sevdiği çocuğun önünde rezil etmenmi? Tabi buda senden beklenir? Şaşırtıcı bir durum değil yani. Yoksa sen Dilarayı kıskanıyor musun? "

Bu çocuk Dilarayı ve kavgamızın sebebini nereden biliyordu? Neyse neyse onu geçtim. Ben mi Dilarayı kıskanacaktım? Şaka gibi.

" Sen bütün olanları nereden biliyorsun? Ve ben kardeşim gibi sevdiğim bir kızı neden kıskanayım? "

" Yapma be Azra ! Kızda kıskanılmayacak gibi değil hani. Güzel mi güzel , seksi mi seksi! Sen onun yanında ergenliğe yeni girmiş kız çocuklarına benziyorsun. "

Bu lafları duyunca kendimi yeniden kaybettim. Burağa doğru yaklaşarak yüzüne ' şaak ' diye bir tokat attım. Tokat atmamla yüzü sağ tarafa doğru eğildi. Yüzünü bana doğru döndürdüğünde alaycı gözlerinden ateş fışkırıyordu. Bana bir şey yapmasından korktuğum için geriye doğru adımlar atmaya başladım. Burak :

" Nereye kaçtığını sanıyorsun sen? "

Ben ne kadar kaçtıysam Burak da aynı şekilde bana doğru geldi. Sonunda gidecek bir yerim kalmamıştı. Arkamda duvar vardı. Tam önümdeyse Burak. N'apıcaktım ben? Beni köşeye sıkıştırmıştı. Tamamen ona yakınlaşınca yüzüne bakmaktan utandığım için yere bakmayı tercih ettim. Hafifçe eğilip yere bakan yüzümü kendi yüzüyle aynı hizaya getirdi ve :

" Bu sana son uyarım. Ya bir daha önüme çıkmazsın ya da önüme çıktığını görürsem seni ezer geçerim. "

Yüzüme dahada yakınlaşarak :

" Anladın mı? " dedi. Bense titreyen vücudumla ve titrek sesimle :

" Anladım. " dedim.

Yavaşça geriye doğru çekilerek odanın kapısını açıp odayı terketti.

Arkadaşlar votee pleasee :)

AZMANWo Geschichten leben. Entdecke jetzt