♦️BÖLÜM 22♦️

En başından başla
                                    

Bu sahnelere yukardan şahit olan adamın kısılmış gözlerinden öfke akarken ailesinin bu kadına karşı bu kadar iyi olması delirtecek dereceye getiriyordu onu. Trabzondaki ellerinin tutuşu sertleşirken yanında hissettiği hareketlilik ile başını sağına çevirdiğinde Yadesini gördü fakat yadesi avluya bakıyordu.

"Maşallah çok güzel kız."

Baran yadesinden duydukları ile bakışlarını takip edip Roza'ya baktığında kaşları çatıldı. Tutunduğu trabzanları bırakıp doğrulurken sinirle cevap verdi.

"Yapma yade Allah aşkına. Neresi güzel bu kadının?"

Yaşlı kadının yüzünde belirsiz bir tebessüm oluşurken istifini bozmadan devam etti.

"Suçlu olması güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor ve karın olduğunu da. Dikkat ette amca oğlun Devran göz dikmesin karının o senin göremediğin güzelliğine."

Duymayı asla beklemediği bu sözler Baran'ın afallamasına neden oldu. Devran ve karın sözlerini bir arada duymak üzerinde anlamlandıramayacağı kadar kötü bir etki yaratırken başını olumsuz anlamda salladı ve bu düşünceyi aklına sokan yadesine sitemle baktı.

"Ana, Baran inin hadi geldiler."

Babasının seslenmesi ile yadesine bir cevap vermekten vazgeçip merdivenlere yöneldiğinde Yade Hervin'de torunun içine kıskançlık tohumu şerpiştirmiş olmanın verdiği mutluluk ile merdivenlere yöneldi.

Dışarıdan duyulan araba seslerini ve konak halkının kapıya yönelişini uzaktan izleyen Roza'ın endişesi yüzünden okunuyordu. Huzursuzca beklerken içinde bulunduğu durumun saçmalığı sinirlerini bozuyordu.

"Gergin olduğunu bu kadar belli etme."

Duyduğu fısıltı tonundaki ses ile irkilerek omzunun üzerinden arkasına baktığında bir çift siyah göz ile karşılaştı. Verecek bir cevap bulamazken Baran'da zaten bir cevap beklemeden kadının kolundan tutarak kapıya doğru yürüdü ve bir adım önünde durdu.

Arkasında varlığını hissettiği kadının endişesini bariz bir şekilde hissederken onun da aklında yadesinden duymuş olduklarının endişesi vardı. Başını olumsuz anlamda sallarken böyle bir şeyin asla olmayacağını tekrar ediyordu içinden. Bunu kıskançlığından değil,soyadını taşıyan birinin asla bu soyadına leke getirmesine müsade etmeyeceğinden yapıyordu.

Nihayet konağın kapıları açılıp misafirler içeri girdiğinde samimi bir karşılama merasiminin ardından bütün gözlerin Roza'ya dönmesi onu son derece utandırırken imdadına Rojbin hanım yetişti ve Roza'yı belinden tutarak biraz ileri aldı.

"Çemşit Ağabey bu gelinimiz Roza."

Roza,yaşlı adamın kendisini süzdükten sonra elini uzatması ile gözlerini devirmek istesede kendine hakim olmayı başardı fakat tanımadığı bu yerde zorla tutuluyorken bir de tanımadığı insanların ellerini öpmek zorunda olmak sinirlerini son derecede yıpratıyordu.

Sakin kalmak adına derin bir nefes aldı ve yaşlı adamın elini çenesine koymakla yetindi. Ardından yaşlı adamın eşi ve kızı ile de tokalaştıktan sonra onların salona yönelmesi ile rahat bir nefes verirken sırada kimin olduğunu görmek için tekrar bakışlarını kapıya doğru çevirdiğinde genç bir beyefendi ile karşılaştı. Aklına Rojbin hanımın söyledikleri gelince bu beyefendinin Devran olduğunu tahmin etti ve Baran'ı kızdırmamak için bakışkarını başka yöne çevirmeye karar verdiğinde adamın sesini duydu.

"Bize hoşgeldin yok mu gelin hanım?"

Genç adamın bu sözlerin ardından kendisine doğru gelişini izledi. Gerçekten biraz rahat birine benziyordu. Hâlâ bir tepki vermemişken adamın elini uzatması ile bakışları eline kaydı.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin