♦️BÖLÜM 20♦️

Start from the beginning
                                    

Bedirhan Roza'nın kolundan hafifçe tutup kendisine çevirdikten sonra diğer eli ile kadının boğazındaki elini yavaşça kaldırdığında gördüğü yara ile gözleri kocaman açıldı. Hayır değil mi? Bunu ağabeyi yapmış olamazdı. İnkar edersesine başını olumsuz anlamda salladı.

"Bunu ağabeyim mi yaptı?"

Roza, kendisini bu hale getiren adamın kardeşlerinin yüzüne acıyarak bakmasına dayanamadı daha fazla. Gözlerinden yaşlar dökülmeye devam ederken kendi bile zor duyduğu bir ses tonu ile konuştu.

"Lütfen bırak gideyim."

Bedirhan Roza'nın kolunu bıraktı ve ardından hızla odasına gidişini izledi. Daha kadının boğazındaki yara yüzünden yaşadığı şoktan çıkmamışken kardeşinin gür sesini duydu.

"Ağabeyim mi yapmış? Bu kadar ileriye gitmiş olamaz değil mi?"

Bedirhan, kardeşinin gür sesini duyunca ona döndü. Kardeşi ellerini saçlarının arasından geçirmiş sinirle soluyordu.

"Bu adam gittikçe insanlıktan çıkıyor. Kadının boğazını kesmek nedir, Noluyor lan bu adama?"

Hak veriyordu kardeşine. Şu an ondan daha çok sinirliydi. Ağabeyinin vicdanı kararmıştı resmen. O ki kadınlara büyük saygı duyar. Kırmamak için elinden geleni yapardı ama şimdi? Bu kadar ileriye gitmesi hiç hayra alamet değildi. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Daha sonra hala siniri geçmemiş kardeşine baktı. Merdivenden adım sesleri duyunca ağabeyinin geldiğini anladı. Eğer Miran'ı yollamazsa kesin sataşacaktı ağabeyine.

"Miran odana geç."

Kendisine anlamsız bakışlar atan kardeşine sesini biraz daha yükseltti. Zira ağabeyi yaklaşmıştı.

"Odana geç dedim Miran."

Miran,ağabeyinin diretmesine ilk başta anlam veremesede merdivende gördüğü diğer ağabeyi ile neden göndermek istediğini anlamıştı ama bu kadar kolay değildi. Bir çift laf söylemeden gitmek istemiyordu. Bir kadına. Özlellikle de babasını kurtaran kadına böylesine zarar vermek adamlığa sığmazdı ve bunu da bizzat ağabeyinden öğrenmişti. Sinirle karşısına geçerek konuştu.

"Baran Ağa vicdanın nereye gitti de kadının boğazını kesmeye kalktın?"

'Vicdanın' kelimesi yerine 'adamlığın' demek istemişti ama o kadar da değildi ağabeyiydi sonuçta.

Baran daha aşağıda yadesinden bir sürü laf yemişken şimdi bir de kardeşinin lafıyla iyice sinirlenmişti. Daha kendine bile gelememişti. Miran'a bakmadan diğer kardeşine döndü.

"Bedirhan kaybet şunu gözümün önünden yoksa fena olacak."

Miran, Baran'ın kendisini takmaması ile iyice sinirlendi. Bedirhan kendisini tutup odasına yönlendirirken bağırdı.

"Tabi ya. Bir kadının boğazını kesmeye çalışan bana ne yapar Allah bilir."

Bedirhan kardeşini hızla odaya atınca gür sesle konuştu.

"Ne biçim konuşuyorsun lan sen. Ağabeyin o senin haddini bil."

"Ağabey kadına yaptığını görmedin mi Allahın aşkına?"

"Gördüm lan gördüm ama bu senin saygısızlık yapacağın anlamına gelmez. Ben konuşmuyorsam sen niye konuşuyorsun. Onun da acılarını unutma. Yarın pişman olacağın laflar kurdun. Şimdi otur derdine yan."

Bedirhan lafını bitirdikten sonra kardeşinin konuşmasına müsade etmeden hızla odadan çıktı. Ortalıkta ağabeyini aradı fakat bulamayınca odasına gittiğini düşünerek oraya yöneldi. Kapıyı açıp içeri girince tahmin ettiği gibi ağabeyini yatağın üstünde oturmuş gördü. Işığı açarak yanına ilerledi ve aralarında biraz mesafe bırakacak şekilde yatağın diğer ucuna oturdu.

GÜN DOĞUMUWhere stories live. Discover now