₂₉let me drink u out

9.2K 695 733
                                    

~Jungkook~

Oturduğum sandalyede rahatsızca kıpırdanıp önüme bırakılan kahveden bir yudum aldım. Hiç olmadığım kadar gergindim. Onlarca insanın onunda konuşma yapıp sayamayacağım kadar toplantıya katılmıştım. Ama hiçbirinde bu kadar gergin ve heyecanlı olduğumu hatırlamıyordum.

"Bay Jeon?"

Yakalanmış gibi bir ifadeyle olduğum yerden kalkıp saygıyla eğildim. "Hoş geldiniz Bayan Choi. Lütfen oturun."

Memnuniyetle gülümseyip tam karşımdaki sandalyeye oturup çantasının masaya bıraktı.

"Asıl sen hoş geldin. Seni Amerika'ya getiren şey nedir?"

İçten bir şekilde gülümseyip gözlerimi kaçırdım.

"Biliyorum, biliyorum. Bana Miyeon'un hastane masraflarını karşılamak istediğini söylediğinde anlamıştım."

Şaşkınlıkla Bayan Choi'ye baktım. "Miyeon'un bundan haberi yok değil mi?"

"Hayır, söyleyemem ki. Bunu asla kabul etmezdi. Ayrıca bu parayı sana geri ödeyeceğim."

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Gerek yok Bayan Choi."

"Bunu en başında konuşmuştuk. Geri ödemek şartıyla kabul ettiğimi biliyorsun."

"Siz nasıl isterseniz."

Dirseklerini masaya koyup gözlerini, gözlerime kenetledi. "Benimle konuşmak istediğin önemli konu neydi?"

Nefes alıp verdikten sonra derince yutkundum. "Bayan Choi," Bir an duraksadım çünkü bunu söylemek gerçekten çok zordu. "Miyeon'a karşı boş değilim. Ona, gerçekten değer veriyorum."

Kafasını aşağı yukarı salladı. "İstediğim tek şey kızımın mutlu olması. Bu şekilde mutlu olmadığının farkındayım. Ve tek korkum tekrar bu şekilde üzülmesi. Aranızda ne geçti, bilmiyorum. Tek bildiğim şey ikinizin de birbirinize karşı boş olmadığınız." 

"İnanın, bundan sonraki tek amacım Miyeon'u mutlu etmek olacak. Ben, bütün hayatımı ona adamaya hazırım. Sadece, sizin onayınızı istiyorum."

"Bay Jeon, sizin aranızda çok ciddi bir yaş farkı var. Bunun ileride sorun olmasından korkuyorum. Hem yaş sorunu bir şekilde örtülse bile siz onun öğretmenisiniz."

Dudaklarımı yalayıp doğru cümleleri seçmek adına bir süre düşündüm. "Artık öğretmen değilim. Bunun sorun olacağını bildiğim için çok önceden bırakmayı göze almıştım zaten."

"Bilmiyorum. Miyeon, benim hayattaki tek varlığım. Onun mutluluğu dünyadaki her şeye bedel." Gözleri dolmuştu. "Şu anda geçirdiği tedavi süreci onu çok zorluyor. Yaşadığı şeyleri tekrar yaşıyor ve bu onu zihinsel olarak yıpratıyor. Hiç mutlu değil bunun farkındayım. Gizlice ağlıyor ve acısını benden gizliyor. Yemek yiyormuş gibi yapıyor ama hiçbir şey yemiyor. Korkuyorum, kendini bir anda bırakacak diye çok korkuyorum." 

Göz yaşları yanaklarından aşağı süzüldüğünde hızla silmişti. "Şimdi senden bir söz istiyorum. Miyeon'un üzmeyeceğine dair söz verir misin?"

"Bütün kalbimle söz veriyorum. Miyeon'a karşı sandığınızdan daha fazla değer veriyorum. Bu kadar süre ondan uzak olmamın bir sebebi vardı. Ama lütfen sormayın. Sadece onu korumak için ondan uzak olduğumu bilin yeter."

Kafasını aşağı yukarı sallayıp çantasından bir kalem çıkardı. Kenarda duran peçetelikten peçete alıp üzerine bir şeyler karalamaya başladı. "Ona değer verdiğinin farkındayım. Onunla iletişim halinde olmasan bile beni sürekli arayıp onu soruyordun. Bunu, asla göz ardı edemem." Gülümseyerek burnunu çekmişti.

My Dear Teacher | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin