42.Bölüm

19.4K 1.5K 966
                                    

Sürpriz!!!! Ya sizi çok çok çok özledim. Uzun zamandır sizden bu kadar ayrı kalmamıştım. Özlemekten dört saatte bölüm yazdım. 🙄

Ben sınavımı oldum. Güzel geçti fakat bu daha vize 😏 benim için asıl önemli olan final ☹️ sizin sınavlarınız başladı mı? Nasıl geçiyor ❤️

Bu bölüm yorumlarla dolsun istiyorum. Sizinle konuşmayı özledim. 🙈

⚠️ Birazcık mide bulandırıcı bir bölüm. Haberiniz olsun.

Son olarak BeyazKarabulut bu bölüm sana ❤️ bölümü sabırsızlıkla beklediğin için teşekkür ederim ❤️ umarım sana moral olur 🌺

Önümdeki tabakta parçalara ayrılmış tavuğu daha küçük parçalara ayırırken günlerin uzadığını düşünüyordum. Sanki zaman benimle alay edermiş gibi daha yavaş akıyordu. Sabırsızlıkla beklediğim o ana ulaşmamı uzatmak için geçmek bilmiyordu.

Bugün tam bir hafta olmuştu. Kristoff'un teklifini kabul edeli ve karşılığında kendi teklifimi sunalı bir hafta geçmişti. İstediğim şey karşılığında ne itiraz etmiş nede önüme engel koymuştu. Teklifimi sunduğum gün gerçekleştirmek için adamlarını anında göndermişti.

Şimdiyse güçlenmem ve intikam almam için düzenli olarak yemek yiyordum. Arada sırada Warner'ın bana öğrettiği dövüş tekniklerini bile çalışmıştım. Gerek olmasa bile.

İntikam düşüncelerim Warner'a kaydığında zaten az olan iştahımda kaybolmuştu. Onu düşünmediğim ya da özlemediğim bir an bile yoktu. Özellikle soğuk yatağımda uyumaya çalışırken sıcak bir battaniye gibi bana sarılmasını özlemiştim. Onsuz gerçekten yalnız hissediyordum.

Kristoff ile anlaşmış bile olsak Warner'a ulaşmak için fırsat kolluyordum. Ona nerede olduğumu söyleyemeyecek olsam bile sesini duymak istiyordum. Benim iyi olduğumu bilsin istiyordum. Çünkü biliyordum ki benim onu düşündüğümden daha çok düşünüyordu beni. Nerede olduğumu bulmaya çalışırken günlerce uyumadığını tahmin etmek zor değildi.

Onu düşünmek kalbimde tarifi imkansız sızılar bırakırken kırpıştırdığım kirpiklerim arasından bir damla önümdeki tabağa düştü. O damla kendimi sıkmamın faydası olmadığını belli ettiğinde tüm direncimi serbest bıraktım. Ağlamanın bile artık beni rahatlatmayacağını bilsem de gözyaşlarımın yanaklarımı ıslatmasana izin verdim.

Evin neresinde olduğunu dahi bilmediğim Kristoff hıçkırıklarımı duyarak odaya girdiğinde yanaklarımı sildim. En çok intikamı hak eden bu adama mahkumdum. Sevdiklerim uğruna mahkum olmak beni gocundurmuyordu. Fakat ömrüm boyunca onlardan uzak kalacağımı düşünmekte ölesiye acı veriyordu.

Elindeki pahalı mendili yanıma gelerek bana uzattığında, "Gerek yok." dedim.

Warner'ı düşünmek azıcık olan iştahımı da kaçırdığı için tabağıma hiç dokunmayarak ayaklandığımda kolumu tutan eliyle durdum. Şu an için Warner'ı düşünmekten daha çok canımı sıkan bir şey varsa o da Kristoff'un benimle iletişim kurmasıydı.

"Neyin var?" diye saçma bir soru yönelttiğinde önce kolumdaki tutuşundan kurtuldum. Lakin bana dokunması midemi yeterince bulandırıyordu.

Sinirle, "Ne bekliyordun ki? Sana karşı sempati beslememi? Sen bana saplantılı olsan da benim için düşmandan öte değilsin." dediğimde öylece yüzüme bakmaya devam etti.

KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin