8.Bölüm

32.4K 2.2K 653
                                    

Merhaba! Uzun süredir bölüm bekleyenler bu bildirimi görünce sevinecekler umarım. 🙈 Bu bölüm beni çok zorladı çünkü ehliyet sınavıma hazırlanıyorum. Bu yüzden önümüzdeki haftasonuna ancak bölüm gelir bilginize. 🤗

Bu bölüm okuduğu anda yeni bölüm isteyen sevimli okuyucum yarenolak0'a 😍 güzel yorumlarıyla beni hep gülümsetiyor ❤️

Sinirden titreyen bacaklarımla merdivenleri döve döve çıktım. Demek nişanlısıymış! Carmen'in söylediklerine hâlâ inanamıyordum, aklım almıyordu. Hiçbir şeyden haberim olmadığını söyleyen adam gerçekten de haklıydı. Bana sarıldığında, saçlarımı okşadığında, hatta "güzelim" dediğinde bile aslında onu bekleyen başka bir kadın vardı.

Üst kata çıkınca beni zorla sürüklediği odaya doğru yürüdüm. Çalışma odası olduğunu çıkmadan fark etmiştim. Muhtemelen benimle orada konuşacaktı. Tabii önce benim de diyeceğim şeyler vardı.

Kapıyı açıp ardımdan çarparak kapattım. Warner camın önünde yer alan masada oturmuş, beni izliyordu. Burnumdan soluyan tavrımın aksine sakin kalışını görünce iyice delirdim.

"Sen... Sen adi herifin tekisin!" dedim, resmen çığlık atarak.

Hâlâ bir tepki vermediğini görünce masanın üzerindekilerin hepsini dağıttım.

"Nişanlın olduğu hâlde benimle ilgilenecek kadar adisin!" dememle kendimi Warner'ın kolları arasında bulmam bir oldu. Kollarını iki yanımdan bedenime dolamış, beni kendine bastırmıştı. Çok sıkı olmasa da sinirlendiğini anlamama yetecek kadar sıkıyordu.

"Ne saçmalıyorsun?" dedi, yüzünü eğip kulağıma fısıldarken. Bu yakınlığın beni etkilemesine izin vermeyip ondan kurtulmak için çırpındım.

"Carmen bana seninle nişanlı olduğunu söyledi! Anlamıyorum, nasıl böyle bir adam ola-" Cümlemi bitimeme izin vermeden vücudumu daha da sıkarak yüzüne bakmamı sağladı.

Gözlerimiz birbirine kenetlendiğinde, "Sen insanların söylediği her şeye inanır mısın, Alexis?" diyerek tek kaşını havalandırdı. Kuruyan boğazımı ıslatmak için birkaç kez yutkunsam da fayda etmemişti. Gözlerine bakarken biliyordum ki asıl ferahlamamı sağlayacak derinlik, onun lacivertlerindeydi.

"Neye inanayım o zaman? Bana ucu açık cevaplar veren sensin." dedim, sonunda konuşmak için cesaretlenerek. Her zaman mantıklı cevaplar vermesi sinirimi bozuyordu.

Dudaklarının kenarını oynatacak kadar gülümseyerek, "Bir cevap vermem gerekiyor mu Alexis? Buraya sadece görevini yapmaya gelmedin mi? Özel hayatımla neden bu kadar ilgilisin?" dediğinde neye uğradığımı şaşırdım. Düşünecek olursak öğrendiklerimden sonra derhal görevimi öğrenip ailemin intikamını almalıydım. Carmen'in nişanlısı olup olmadığı beni ilgilendirmemeliydi fakat ondan delicesine hoşlanan kalbim yüzünden, duygularımla hareket ediyordum.

Havası sönmüş balon gibi, "Haklısın." dedikten sonra kollarımı silkerek kurtuldum bedeninden. Kalbimin acısı boşaydı. Buraya bir amaç uğruna gelmiştim ve görevimi yerine getirip bir dakika daha kalmayacaktım kasabada.

Odanın diğer köşesindeki kahverengi deri koltuklardan teklisine oturup, "Seni dinliyorum, görevim nedir?" dedim.

Oturmadan önce bir şey söylemek istiyormuş gibi bana baktı fakat sonunda pes edip karşımdaki diğer tekli koltuğa oturdu.

"Öncelikle bana burada Summus demeye alışsan iyi olur. Kurtlarda saygı önemlidir." dedi.

"Ben kurt olmadığıma göre dememe de gerek yok." dediğimde seslice nefesini bıraktı.

KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin