Merhaba! Kısacık bir bölümle yeniden buralardayım. Vize haftasındayım, en fazla bu kadar yazabildim. Kusura bakmayın! Bölümden sonra bir soru bırakmış olacağım size. Cevaplamadan geçmeyin lütfen! İyi okumalar! ❤️
"Eğer öleceğini bilseydin, nerede ölmek isterdin?"
Robin, ona dünyanın en zor, en cevaplanılamayacak sorusunu sormuşum gibi uzun uzun düşündü. Ondan yanıt beklerken kaç adım atmıştım, bilmiyordum bile.
"Alt tarafı ölmek istediğin yeri sordum, ne uzun düşündün..."
Düşüncelerinden arınıp başını bana çevirdi.
"Kolay bir soru mu sence bu?"
"Hem de nasıl!"
"Öyle mi?" dedi alayla. "Söyle o zaman, sen nerede ölmek isterdin?"
Bir an bile düşünme gereksinimi duymaksızın cevabı yapıştırmıştım.
"Kütüphanede."
"Gerçekten mi?" deyip hayretle baktı. Oldukça garipsemiş gibi görünüyordu.
"Ölmek için çok saçma bir yer değil mi?"
"Neye göre, kime göre?"
"Bana göre..."
"Bana göre değil işte. Ölmek için, içinde rahat hissettiğin mekan kadar iyi bir yer olamaz bence."
"Kendini rahat hissettiğin yer kütüphane mi?"
"Kesinlikle."
"O halde bunca sene hiç tuvalete gitmemiş olmalısın."
"İğrençsin!"
Tuvalette ölme düşüncesi kontrolüm dışında zihnimde canlanırken o hayali görüntülerden tiksindiğim, yüzümden okunuyor olmalıydı.
Robin, halime gülüp yanıtını geciktirmedi.
"Evet. İğrenç ama doğru. Üstelik daha gerçekçi."
"Gerçekçi olman gerekli miydi peki?"
"Elimde değil." deyip yarım bir gülücük attı. "Hiçbir zaman hayalperest biri olamadım."
"Sen hayalperestsin." dedim. Öyleydi. Yoksa neden bir masal kahramanı gibi dünyanın düzenine baş kaldıracaktı ki?
Robin, söylediğim şeyi komik buldu.
"Ben realistim Rüya."
"Sen, Robin Hood olmaya çalışacak kadar hayalperestsin Cihan. Bunu hangi realist yapar?"
Robin, yürümeye devam ederken ellerini kot pantolonunun ceplerine sıkıştırdı.
"Dünyanın, hiçbir hayalperestin görmek istemediği çirkin gerçeklerini görmüş ve onları düzeltmek için çalmaktan başka çare bulamayan bir realist."
Bir anlığına garip bir ciddiyete büründüğünü düşünecekken aniden kıkırdamaya başlayıp beni bir hayli yanıltmıştı.
"Konu, senin tuvalette ölmenden buraya nasıl geldi?"
Tekrar dile getirdiği bu iğrenç fikre göz devirdim.
"Geldiğimiz konu daha güzeldi, marul kafa. Şundan söz etmeyi kes."
"Pekala bayan hayalperest." dedi, hayalperest kısmını söylerken iki elinin işaret ve orta parmaklarını hareket ettirerek vurgulamıştı. "Bir dahakine uçan pembe domuzlardan, gökkuşağından kayan fillerden söz ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ MADDE
Teen FictionYaşam amacı, ölümünü güzel kılmak olan bir kız; Rüya Arslan. Var gücüyle insanları soyan iyi kalpli hırsız; Cihan Altınkaya. Hiçbir eylem seni heyecanlandırmıyorsa, hevesin kalmamış demektir. Hiçbir şeye heves duymuyorsan, yaşamanın bir anlamı kal...