♦️BÖLÜM 15♦️

Start from the beginning
                                    

"Ben Havin. Baran'ın ablasıyım."

Roza karşısında daha önce görmediği güzel ve alımlı genç hanımı görünce merak etmişti. Kadının bir süre kendisini incelemesi ile iyice meraka düşerken şimdi öğreniyordu ki o vicdansız adamın ablasıymış. Kadının gülümsemesine tepkisiz kaldı.

Havin ise Roza'nın tepki vermemesi ile konuşmasına devam etti.

"Bugün kardeşim ile aranızda geçenleri az çok öğrendim. Neler yaşadığını bilmiyorum. Lakin bilsem de benim elimden bir şey gelmez. Büyükler belli ki bir karar vermiş ve uygulayacaklar. Bana ise sadece sana destek olmak düşüyor. Umarım beni anlarsın."

Roza farketmişti zaten bu kadının kendisine yardım edemeyecegini. Asıl fark ettiği bu konakta hiçbir kadının ona yardım edemeyeceğiydi. Burukça gülümsedi.

"Bu saatten sonra bana kimse yardım edemez zaten."

Roza'nın çaresizce söylediği sözler Havin'in yüreğine dokunurken üzülmeden edemiyordu karşısındaki kadına fakat elinden bir şey gelmiyordu. Kendini toparlayarak yatağa koyduklarını gösterdi.

"Saat yaklaşıyor istersen bir banyo yap sonra bunları giyersin."

Roza yatağın üstündeki uzun, beyaz elbiseye umursamazca baktı ve elbiseyi alarak yanındaki kadına bir şey söylemeden banyoya yöneldi.

🍁

Agit ağa kolundaki saate bakınca 12.30 olduğunu gördü. Şimdiden konak dolmaya başlamıştı ve zaman gittikçe yaklaşıyordu. Bir eliyle sakalını sıvazlarken nikahı ve milletin vereceği tepkiyi düşünüyordu ama biliyorduki insanlar çekineceklerinden dolayı bir şey söyleyemeyecekti.

Onları çok da önemsemiyordu aslında. Asıl korkusu oğlu ve doktor kızdan dolayıydı. Son anda bir sorun çıkacak diye korkuyordu. Buraya kadar gelmişken sonunda bir olay çıksın istemiyordu. Bir anda çalan telefonu ile düşüncelerinden sıyrılarak cebindeki telefonunu çıkarınca Miran'ın aradığını gördü ve hemen açtı.

"Söyle oğul."

"Baba endişelenme ama ağabeyimden haber alamıyoruz. Telefonlarını açmıyor."

Agit ağa oğlundan duydukları ile arkasındaki kanepeye oturdu yavaşça.Üstüne bir ağırlık çökmüştü. Korktuğu başına mı gelecekti? Telefondan duyduğu ses ile kendine geldi.

"Baba iyi misin?"

"Ne demek haber alamıyoruz? Yarım saate nikahı var bu adamın. Her yere baktınız mı?"

"Baktık baba ama yok. Telefonu Bedirhan ağabeyim istiyor ona veriyorum...."

"Alo baba."

"Oğlum Bedirhan,ağabeyin nerede?

"Aradık baba ama yok ortalıkta. bu zamana kadar söylemedik ama nikaha az kalınca arayıp haber vereyim dedim. "

"Tamam ulaşırsanız haber edin."

Agit Ağa endişe ile telefonu kapatırken içinden bir sorun çıkmaması için dua ediyordu.

Kalabalık iyice artmıştı vakit geliyordu ama oğlu yoktu. İçine bir korku düşmüştü. Yanına gelen karısı ise kocasının yüzünden bir şey olduğunu anlamıştı. Gelip kocasının yanın oturdu.

"Hayırdır bey bir sorun mu var?"

"Baran yok Rojbin. Haber alamıyorlarmış."

Rojbin hanım bir eliyle kocasının bacağını sıvazlayarak konuştu.

"Onun yaşadıkları kolay değil bey. Belliki biraz nefes almak istemiş. Vakti gelince gelecektir."

"Ya gelmezse?"

GÜN DOĞUMUWhere stories live. Discover now