on altı| böyle gülünce seni masaya yatırasım geliyor

Mulai dari awal
                                    

"Ders aracılığıyla tanıştık efendim. Taemin çok azimli bir dinleyici."

Kadın hayranlıkla bana bakmaya devam ederken arkada göz deviren elemanı görmezden gelmeye çalıştım, nasıl olsa yarın okulda görüşürdük.

"Ah, çok sevimli. İçeri geçmez misin Sehun?"

Yok, ben Jongin'i alayım. Yoksa sen beni oğluna alabilirdin teyze. "Teşekkürler, hiç gerek yok. Jongin hazır mıydı acaba?"

Cümlemi tamamlar tamamlamaz koridorda beliren kahve çekirdeğim kurduğum tüm cümleleri boğazıma dizecek bir görüntüyle bize yaklaşmaya başladı. Üzerinde kot pantolon, kot ceket vardı. İçine sarı ve siyah çizgileri olan bir tişört giymişti ve anlattığım sıradan gibi görünebilir, ama o an Jongin sıradanlıktan çok uzaktı.

 İçine sarı ve siyah çizgileri olan bir tişört giymişti ve anlattığım sıradan gibi görünebilir, ama o an Jongin sıradanlıktan çok uzaktı

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Benim yaşlarımdaymış gibi görünüyordu, bir çift gibi görünüyorduk ve karşımda bu kadar insan olmasa oturup ağlayabilirdim bunun için, gerçekten yapardım bunu

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Benim yaşlarımdaymış gibi görünüyordu, bir çift gibi görünüyorduk ve karşımda bu kadar insan olmasa oturup ağlayabilirdim bunun için, gerçekten yapardım bunu.

"Abla, Chae'yi uyuttum, artık gerisi sende."

Ablası onu başıyla onayladığında nihayet yüzündeki ışıldayan gülümsemesiyle bana döndü. Ömrümün sonuna kadar bu manzarayı izlemek için nereye adak adamam gerekiyordu?

"Gidelim mi Sehun?"

Yutkundum, birazcık. Yanımızdaki herkes silikleşmişti benim için. Dalgın dalgın mırıldandım.

"Gidelim ya."

--

"Sehun, mekan çok güzelmiş. Bir aylık harçlığını buraya falan mı harcadın yoksa?"

Kahkaha atarak ona katıldım. "Çok tatlısın, tabii ki hayır." Bir aylık değil, iki aylık harçlığımdı çünkü.

"Güzel öyleyse. Sen ne yiyeceksin?"

Gelir gelmez rezerve ettirdiğim masaya geçip oturmuştuk ve garson menüleri bırakıp gitmişti. Ortam güzeldi ama abartılı değildi, bizim spor giyimimize oldukça gidiyordu yani. Hatta masaların az ilerisinde bir sahne bile vardı ve isteyen çıkıp şarkı söyleyebiliyordu, sesim güzel olsa Jongin'i etkilemek için bu yola başvurabilirdim. Fakat olmadığından, önümdeki menüyü incelemekle yetindim.

bir çeşit eşitsizlik] sekai ✔Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang