Deniz Varol: Peki, sen nasıl istersen.

(Görüldü)

Deniz Varol Çevrimdışı

******
"İnanmıyorum size! Gerçekten inanmıyorum!"

"Kız sakin ol azıcık."

"Olamam Berkant! Resmen ayakta uyutulmuşum ya!" Parmağımı Acar'a doğru salladım. "Hele sen! Evde çıngıraklı yılan beslemişiz resmen!"

''Bana bunu nasıl yaparsınız! Kardeş dedik kalleş çıktınız!''

''Lan sen nerenin manyağısın? Deminden beri tutturmuşsun size inanmıyorum, bunu bana nasıl yaparsınız diye. Gören de bacağını kırıp Paris sokaklarında dilendirdik zanneder.''

Bir hışım tekrar Berkant'a döndüm. ''Yok bir de onu yapsaydınız!''

''Abi bunun ayarları bozulmuş, vidasını fazla mı sıktınız ne yaptınız? Dalacak şimdi hepimize,''diyerek beni iyice sinirlendirmeye devam etti Berkant. Zaten otelin lobisine toplandığımızdan beri beni tek takan Berkant idi. Enis Acar ve Sırma beni duymamazlıktan geliyordu. Hainler!

Ayakta bir ileri geri giderken bize doğru yaklaşan Deniz'i gördüm. Arkasından Yavuz Hoca ve Önder Hocayla birlikte birkaç öğrenci daha geliyordu.

Önder Hoca, ''Gençler ne yapıyorsunuz burada? Yarışa gideceğiz, haydi,''diyerek bizimkilere kalkmaları için el işareti yaptı. ''Ne yarışı?''diye sordu Sırma. ''Deniz'in yüzme yarışı Sırmacığım,''diye cevapladı onu Yavuz Hoca. Sahi ya, buraya asıl geliş amacımız Deniz Bey'in yüzme yarışıydı değil mi?

''Hocam ben gelmesem olur mu?''diye sordum. Aynı zamanda Deniz'e dik dik bakıyordum. Ama o bana öyle şefkatli bakıyordu ki bir an yutkunamadım ve kendime kızdım. Çocuk yarışa gidiyordu ben ne diyordum? ''Pardon hocam, antrenman zannettiğim için öyle dedim...''

Yavuz Hocayla Önder Hoca bana bakıp güldüler. Ardından bizimkiler gülmeye başladılar. Utanmıştım ama ben de gülmeye başladım. Neye gülüyorduk bir fikrim yoktu ama Deniz'in gamzelerini görünce midemdeki kelebekler harekete geçti. Sen yok musun gamzeli çam yarması sen...

*****

Yarışmanın yapılacağı yüzme salonuna geleli on dakika filan olmuştu ki telefonuma mesaj geldi.

Deniz Varol: Soyunma odasının arkasına gelsene.

Arca: Saçmalama!

Deniz Varol: Farkındaysan soyunma odasına gel demiyorum.

Deniz Varol: Arkasına gel diyorum.

Arca: Neden?

Deniz Varol: Hep bir sorgulama, hep bir soru sorma peşindesin be Peri'm!

Deniz Varol: Bir kere de he de geç!

Arca: Beğenmeye kapı orada.

Deniz Varol: Geliyor musun?

Arca: Bekle çam yarması bekle.

Arca Çevrimdışı

Sohbetten çıktım ve telefonu cebime sıkıştırdım. Ardından etrafa bir göz attım. Berkant ile Elvin bir şeyler konuşuyor, Enis Acar ve Sırma da telefonlarıyla ilgileniyorlardı. Rahatça gidebilirdim.

Pıtı pıtı kimseye fark ettirmeden Sırma'nın yanından kalktım ve arkalarından dolaşarak tribünden çıktım. Soyunma odasını bulmak için etrafıma bakındım ve bir iki erkeğin bi' odadan çıktılarını gördüm. Sanırsam soyunma odası orasıydı. Odaya doğru ilerledim ve odanın yanındaki açık kapıdan dışarı çıktım. Biraz ilerleyip sola döndüm ve demirlere yaslanmış Deniz'i gördüm. Üzerinde turuncu bir şort ve beyaz tişört vardı. Saçları da her zamanki gibi dağınıktı.

Babasının Kızı|Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin