17.BÖLÜM | YENİLMEYE BİR KALA

6.9K 487 131
                                    

     Göğün gece için şafak saydığı saatlerdi gözleri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


     Göğün gece için şafak saydığı saatlerdi gözleri. Vaat ettiği sevgiyi görmezden gelecek kadar bencil olmayı dilerdim, şayet merhameti babamdan öğrenmemiş olsaydım. Ruhuna mefta olduğum gözlerine mühürlenirken, dudakları masumiyet kefenini giyinerek tebessüm etti. Masumiyet, bir adamın bakışlarında görülebilecek en güzel şeydi. İlk defa ona fazla yakın olduğumu hissettim.

"Sen bundan sonra yazmak için telefon falan kullanma," dedi keyifli bir sesle. Yazdığım cümle sıra için geçerli olsa da başka anlamlara gelebilecek kadar da umut vericiydi. Gülümseyerek başımı önüme eğdim. "Fazla mı güzel gülüyorsun ne?" dedi açık olan saçlarımı dağıtarak yüzümü kapatırken. Sevginin izlerini tenime kazırken, var ettiği yerlerden yok edeceğimden bihâberdik. Ege'nin hayatımda sadece biri olamayacağı gerçeği fazla zorlu bir yola sürüklüyordu beni.

"Ad-," diyen Buğra arkasına döndüğünde bizi bakışırken bulmayı beklemiyor olmalıydı ki ağzındaki böreği çiğnemeyi bıraktı. "Oo pardon meşgulmüşsünüz," diyerek önüne döndüğünde gözlerimi devirdim. Ama o kendini yemeğe verdiği için beni, hatta yanında trip ifadesini alan Afra'yı bile fark etmemişti. Sinem'in sırıtışına bakılırsa börekler onun elinden çıkmıştı.

"Boğazında kalır inşallah!" Afra sinirle yanından kalktığında, Buğra sonunda yemeye ara vererek elindeki böreği bıraktı.

"Nereye ay yüzlüm?" Afra, gözlerini sınıfta gezdirerek "Senin olmadığın bir yere," diyip tek boş yer olan Ekin'in yanına gitmeyi hedeflendiğinde Buğra ayağa kalkarak kolunu tuttu.

"Gitmesen olmaz mı?"

"Şu böreği yemeği bırakırsan belki," dediğinde Buğra sevdiği iki şey arasında kalmışçasına bir Afra'ya bir de böreğe baktı. "Şey," dedi böreğe biraz daha bakabilmek için zaman kazanırcasına. "B-bırakırım tabi. Sen iste yeter ki." Afra zafer kazanmış bir edâyla yeniden yanına oturdu.

"Tamam hadi bırak o zaman." Buğra, yarısından fazlası dolu olan börek kabının kapağını kapatırken bir yandan da Afra'ya yandan bakışlar atıyordu. "Acaba azıcık-"

"Buğra!" Buğra korkuyla ayağa kalkarak dikdörtgen kabı Sinem'in masasına bıraktı. Yavrusunu bırakmış gibi bir gözü arkada sırasına geldiğinde artık sırıtan taraf Afra'ydı.

Bir anlığına da olsa varlığını unuttuğum Ege, kolunu arkama uzattığında aramızda mesafe kalmayacak şekilde oturduğumuzu yeni fark ediyordum. "Bunu sevdim," diye fısıldadı kulağıma doğru. Tuttuğum nefesim göğsümü sızlatırken yüzüne bakmaktan çekindim.

Sınıf kapısının çarpılmasından doğan gürültüyle birlikte hocanın gelişi beni bu yükten biraz olsun kurtarmıştı. Derin ama yenik bir nefes aldım. Matematik hocamız direkt olarak soru çözmeye yoğunlaştığında, sınav haftamızın yaklaşmasını bilmeme rağmen aklım Ege'den başka bir şeyi zikredemez olmuştu. Onun da benden farksız olduğu gerçeğini ders boyunca beni izleyerek kanıtlamıştı.

KÜL ADA'M & KÜL DÜĞÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin