4.BÖLÜM - EVE DÖNÜŞ

36 8 3
                                    

Miharmadan Sonra Yüzüncü Yıl Cin Ayı 1. Zifiri Geceler 3. Gün

Cadı Burnu – Açık Deniz

3.Gün Yıldızı yavaş yavaş batarken artık gün yarıyı geçmişti. Denizin üzerindeki sıcak kırılmış, içerideki yolcular yavaş yavaş güverteye çıkmaya başlamışlardı. Cadı Burnu'nda yüzen orta büyüklükteki bu baştardanın adı, Fırtına Yaran'dı. Kaptanı Tek Gözlü Çapar, dümenden miçoya seslendi; 

- Şarap getir seni soysuz! Damarlarım kurudu.

- Hay hay kaptan! 

deyip fırladı içeriye. Bu sırada güvertenin ön tarafında bulunan birkaç yolcu kaptana doğru yöneldiler. İçlerinden sihirbaza benzeyen adam kaptana doğru yaklaşıp; 

- Ne kadar yolumuz kaldı kaptan?

 diye sormuştu ki;

- Ben nerden bileyim? Ne fırtınayım ne de denizim! Belki birazdan batacağız. Suyun üstünde hiçbir şey belli değildir."

diye ters bir cevap aldı. Tatminsiz bir şekilde arkasını dönüp giderken miçosu kaptanının şarabını getirmiş yanında hazır bekliyordu. Bunu gören kaptan birden sihirbaza dönüp sanki biraz önce fırçalamamış gibi çocuksu bir neşeyle; 

- Hey sihirbaz! Bana biraz ışık şovu yapsana. Şarap içerken iyi gider. Nıgahhaaa...

 diye kahkahayı bastı. İyice sinirlenen sihirbaz; 

- Ben bir savaşçıyım! Şaklaban değilim seni sarhoş deniz salyangozu."

diyerek güvertenin önüne doğru olan adımlarını hızlandırdı. Kaptan; 

- Peki sen bilirsin!

diyerek miçosuna yöneldi ve;

- Sihirbazları zaten hep sıkıcı bulmuşumdur.

deyip şişeyi elinden aldı.

Alt güvertede bar olarak kullanılan bölmede, en karanlık köşede oturan iki kişi yol boyunca bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Normal insanlardan daha iri olan bu kişiler birer cadıdan doğan ve denizde cadıdan doğan görmek çok nadirdi. Oturanlardan biri, diğerine dönüp; 

- Sıkıldım. Biraz hava mı alsak? Dikkat çekmemek için günlerdir odamızdan çıkmadık Şangun.

Şangun, bir büyücüydü. Cadıdan doğan erkek evlatlara büyücü denirdi. Bir cadıdan daha güçsüz, sihirbazlardan da güçlüydüler. Şangun; 

- Esri! Senin için tehlikenin geçtiği zaman topraklarıma adım attığımız andır. Şimdi bile senin öldürülmen için bir gemi önümüze çıkabilir ya da bu gemiden biri seni öldürmek isteyebilir. Seni çok iyi anlıyorum. Sen bir cadıydın ama şu an bir büyücüsün. Taşın yok. Annen yok. Gücün de yok.

dedikten sonra Esri'nin hüzünlendiğini gören Şangun, Esri'nin omzuna elini atarak; 

- Belki de birazdan gün yıldızlarının batışını izlemek için çıkabiliriz. Bu sizin için yeterli mi Efsuncu Esri?

deyip gülümsedi. Mutluluk Esri 'nin gözlerinden okunuyordu.

Çanaklıkta bulunan iki gözcüden biri, ufukta bir gemi görür. Gözlerini ovuşturup tekrar baktığında gemiyi hala görmesinin üzerine dinlenmekte olan diğer arkadaşına; 

- Hey Kıp! Ufukta bir gemi var. Bir de sen bak.

demesinin üzerine Kıp oturduğu yerden kımıldamayarak;

KAYIP TAŞ AYRA  Where stories live. Discover now