5.BÖLÜM - DÖNÜŞÜM

136 27 1
                                    

İçinde büyü gücü barındırmayan bir insanı büyülü bir varlığa dönüştürmek en büyük ikinci büyü günahıydı. Dönüştürme büyüsü, Alters'in yaygın inanışına göre tanrının yarattığı masum bir ruhu büyü laneti ile etkilemek demekti. Bu büyü doğaya karşı da işlenmiş bir suçtu aynı zamanda. İki ucu keskin bir bıçak gibi dönüşen kadar dönüştüreni de etkiler. Bir dönüştürme büyüsünün yapılması için mutlak şart; Cadının kanı ve vücudunda büyü gücü barındırmayan bir insan olmasıdır. Bunu ancak bir cadı yapabilirdi. Çok nadir bir durum da olsa elinde cadı kanı olan biri de bu büyüyü gerçekleştirebilir. Dönüştürmeyi yapan kimse, sanki kalbi ikiye ayrılıp birleşmişçesine, ruhu ayrılıp gelmişçesine, derisi yüzülüyormuşçasına bir ızdırap içerisine girer. Cadı o an için bu büyüyü yapmaktansa ölmeyi bile tercih edebilirdi. Cadının ruhunda asla kapanmayacak bir yaraya sebebiyet verirdi.

İşte bu günah için nice ozanlar pek çok şiir yazmıştır. İçlerinden en önemlisi Gezgin Ozan lakaplı Kopukuz Taurım'dı. Taurım bir şiirinde bu olaydan şöyle bahsetmişti:

Tanrı yarattı ve dağıttı tüm ruhları,

Cadılar aldı masumlardan ahları,

Kalanların göğe yükseldi vahları.

***

Gök parçalandı yere yağdı yıldırımlar,

Dağlar titredi, uludu gümüş Kurımlar,

Toprak kustu kara olanı söyler bunu Taurımlar...

***

Ruhları karalama,

Suları bulandırma,

Toprağı karartma,

Göğü kızdırma,

Ey Cadı kızı Cadı!


Miharma'dan sonra yüzüncü yıl cin ayı 1. Normal geceler 1. Gün

Nona Hisarı'nın Kuzeyi – Burla Burnu

Yaklaşık 8 saattir yolda olmalarına rağmen kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Arabanın içinde Therwals ve Amul vardı. Dönüşümü öğretebileceği en sadık kızı Amul... bu zaman kadar Amul aldığı emirlerin tek birini dahi sorgulamamıştı. İşte tam da bunun için Cadı Therwals, kızı Amul'a bunun ne denli sıkıntılı bir durum olduğunu göstermek için yanında götürecekti. Zira bunu Kıtada iki kişi yapabiliyordu-biri kendisiydi diğeri de kardeşi Pinetelli-. Ama o asla böyle bir şeyi yapabilecek kadar cesur bir cadı değildi. Pinetelli kişiliği gereği her zaman merhametli olmuştu. Aynı en küçük kızı Feilan gibi... O yüzden ne zaman Feilan'la fikir ayrılığına düşse aklına kardeşi gelirdi. Anneleri onlara bu büyüyü öğretirken Pinetelli göz yaşlarına boğulmuştu. Therwals o zamanlar gençti ama bu laneti öğrenmesinin bir amacı olduğunu biliyordu. Kızlarının geleceği ve kardeşlerin elinde can vermemeleri için birşeyler yapmak zorundaydı ve bu konuda yalnızca bir askerden farksız olan Amul'a güvenebilirdi. Amul onun en güvenilir askeriydi. Önünde 8 tane atın sıralı bir şekilde dizilmiş olan arabanın camında görüntü hızla akıyordu. Ağaçların, yaprakların ve kuş seslerinin eşliğinde Therwals bir süre düşünceleri ile boğuşmaya devam etti. Daha önce hiç yapmamıştı ama yaparken annesini görmüştü. Annesinin çektiği acıyı çok net hatırlıyordu. Ne daha öncesinde ne de daha sonrasında Yüce annesin böyle bir acı çektiğini görmemişti. Bu yüzden çok tedirgindi.

KAYIP TAŞ AYRA  Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora