-16-

673 70 38
                                    


"Kris?"

Heyecan,gerginlik ve perişanlıkla geniş omzuna dokunduğumda bir süre öylece kaldı.Dönüp bakmadı bile bana.Havaalanının rahatsız koltuklarında yanına oturuverdim bir başka bir şey diyemeden.Buraya gelirken diyecek o kadar şeyim vardı şimdi hepsi buhar olup uçmuş geriye keskin bir sessizlik bırakmıştı.Gitme demek istiyordum halbuki ama diyemedim.En başından başlayalım,arkadaş olalım sadece de diyemedim.Olamayacaktık biliyordum ama tek istediğim buydu.Buraya gelirken yanımda onun gelmesini istememiştim fakat ne olursa olsun aramızda bir bağ vardı ve ona hayatımda ihtiyacım olduğunu artık biliyordum.Yanımda olmasına ihtiyacım vardı.Onu bundan öte sevmem imkansızdı,onu onun istediği gibi sevemezdim.İkimiz de biliyorduk.

"Veda etmeden mi gidecektin?"dedim zorlukla yüzüne bakarken.Dağılmış haldeydi ve onu bu halde görmek beni de dağıtıyordu.Gideceğini bildiğimden Taeyon aradığında direk havaalanına gelmiştim ve tahminimde yanılmamıştım. Dönüyordu.

"Veda edemem Baekhyun.Her şeyimi burada bırakıp gidiyorum.Nasıl veda edeyim?"dedi hala elindeki bilete bakıyordu.Tüm eşyalarını toplamış,evini kapatmıştı ve her şeyimi bırakıyorum dediğinde afallamama sebep oldu en başta,anlam veremedim.Çok sonraları Taeyon ile nadiren Kris hakkında konuştuğumuz zamanlardan birinde ona bundan bahsettiğimde yüzüme ben salakmışım gibi hissettirecek bakışlar atmıştı.Çok basit bir şeyi anlamamışım gibi bakıyordu.Ama ne olduğunu anlatmadı ve ben ne olduğunu çok çok daha sonra öğrenmiştim.Her şeyim derken benden bahsediyormuş.O zamana kadar bu konuda hissettiğim suçluluk birse ona yüze ve bine katlandı.Kendimi affedemedim bu konuda.

O gün kafasını kaldırıp bir kez bile yüzüme bakmadı.Bir süre sessiz kaldım.Mahvettiğim hayatını gözden geçirdim.İnatçılık ediyormuşum gibi geldi bir an.Sanki onu sevmemek için özel olarak direniyormuşum gibi geldi.

Tekrar baktım yüzüne.Yıllarca arkadaş,dost bildiğim bu yüze bu gözlere onun istediği gibi bir şefkat ve sevgiyle bakmak o kadar imkansız görünüyordu ki...Bu saatten sonra onu vazgeçirmeye çalışmak,yanımda kalmasını istemek mantıksız geldi.
Kafamı kaldırdım ve uçak saatlerine baktım.Çin'e giden en yakın uçak üç saat sonra kalkacaktı.Hala vaktim vardı.Mantıksız gelse de son kez şansımı denemek istedim.

"Çok iyi bir işin vardı.Çok çalışıyordun,gerçekten başarılıydın ve terfi etmene çok az kalmıştı.Bir daha böyle bir fırsat bulman çok zor olacak."dedim.Kalması için bulabileceğim belki de en acizce bahaneyi öne sürerek.

"Umrumda mı sence?"dedi sonunda yüzüme bakarak.Gözaltındaki mor halkalar yüreğimi burkuverdi.Yine de gözlerine uzun uzun baktım.Beni anlamasını istedim.Olmadı.Ben kendimi anlatamadım,o da beni anlamadı.

"Bir gün bu hislerin geçecek ve geçtiğinde çok pişman olacaksın.Pişman olmanı istemiyorum.Hayatında böyle bir iz bırakmak istemiyorum."dedim tekrar kendimi açıklama ihtiyacı duyarak.

"Gerçekten hislerimin geçeceğinden mi bahsediyorsun?..Cidden..."Dedi ve önüne dönüp şakaklarını parmaklarıyla ovmaya başladı.Gece uykusuz kaldığından başının ağrıdığını tahmin edebiliyordum.

"Bunu gerçekten bu kadar çok mu istiyorsun?Seni hiçbir zaman o şekilde sevemeyeceğim,o sıcaklığı hissettiremeyeceğim ve sonunda kendini bok gibi hissetirecek bir ilişkiyi bu kadar çok mu istiyorsun?"dedim en sonunda patlayarak.Kim isterdi ki bunu?

"Hala anlamıyorsun Baekhyun.Anlamıyorsun ve beni biraz sevmen için ne kadar çabaladığımı görmüyorsun bile."

"Görüyorum ama bu işler böyle olmuyor işte.Seni o şekilde sevmem için çabalıyorsun ama buraya geldiğimiz zamana kadar hiç o şekilde yaklaşmadın bana.Geç kaldın-"

☄️☄️hard feelings ||baekyeol||☄️☄️Where stories live. Discover now