2. Bölüm 2. Part

4.7K 236 25
                                    

Evin, duyduğu sesin kime ait olduğunu elbette biliyordu. Ancak bakmak istemese bile ona sese doğru başını çevirmekten alıkoyamamıştı. Refleksinin azizliğine uğruyordu resmen.  

Evin, duyduğu ses midesini bulandırmaya yetmişti. Ancak Selim'in hala hangi yüzle yüzüne bakıp adını seslendiğine anlam veremezken ona baktığında masalarının dibine baktığında yüzünde acı bir gülümseme peydahlanmıştı.

Evin, bulunduğu ortamı düşünmeye çalıştı. Selim'e öfkesi hala geçmemişti! Ancak şimdi düşünmesi gereken bir iş yemeğindeydi ve olumsuz bir intiba bırakıp daha ilk işinde başarısız olmak istemiyordu. Sesinin sakin çıkmasına özen göstererek ona döndü.

" Selim, lütfen gider misin? Şu an gördüğün üzere müsait değilim. Ayrıca seninle konuşmak istemediğimi biliyorsun!" 

Adamdan kibarca gitmesini istemekten başka şansının olmaması eve gidince yaşayacağı sinir harbine kendisini hazırlıyordu resmen. Bıkmıştı artık, aradan geçen zaman diliminde peşini bırakmayan adam canını sıkıyordu. Aramaları, mesajları, yoluna çıkmaları zaten can sıkıcıydı ancak iş toplantısında böyle bir durumun içine düşüp karşısındaki insana rezil olmak istemiyordu.

" Kalk gidiyoruz! "

Selim, restorana girdiğinde gözüne çarpan masayla bir an sarsılmıştı. Meltem'in kocası ile Evin'in nasıl bir alakası olabilirdi de aynı masada oturuyordu. Sevdiği kadının yanında gördüğü adam gerçekten can sıkıcıydı! Adamın amacının ne olduğunu bilmiyordu ama Evin ile görüşmesine izin veremezdi. Kendisi için ayrılan masanın tersindeki masaya hızlı adımlarla yönelip daha varmadan Evin'in adı sert bir şekilde çıktığında pişman olmuştu. Ancak Evin'in kendisini terslemesiyle öfkesine yenilip sesindeki sertliği cümlesine de yansıttığında iş işten geçmişti!

" Selim, saçmalamayı kesip kendi masana geçsene!"

Fatih, geçen muhabbeti dinlerken içten içe öfkesine yenik düşmeyip bir  çuval inciri berbat etmemek adına dualar ediyordu.  Genç kızın yüzüne baktığında öfkeden mi yoksa başka bir şeyden miydi emin değildi ama rengi değişmişti. Her an oflayabilir gibi bir ifade vardı yüzünde. Daha fazla sessiz kalmaması gerektiğine kanaat getirip sanki Evin ile ilişkilerinden haberdar değilmiş gibi konuşmaya karar vermişti önceden bu planına uymaya karar verdi. Evin'den Selim ve Meltem'in ilişkisini bildiğini saklamak ortaya çıktığında tüm planını mahvedeceği için saçma olurdu.

" Benim olduğum masaya gelebilmen takdire şayan doğrusu ama artık ikile!" 

Evin, Fatih'in sert ve acımasız sesini duyduğunda ona bakmadan edemedi.  Masanın üstündeki elinin yumruk olduğunu gördüğünde ne olduğunu anlayamadıysa da Selim'in sesiyle bu kez de ona bakmıştı. Ama kendisine bakan yoktu, Selim'de Fatih'e doğru dönmüştü.

" Senden korkacağımı falan mı sanıyorsun ayrıca Evin'den uzak dur! Sakın geçmişte olanlar yüzünden Evin'e yaklaşma! Evin, bu adam seninle benim canımı yakmak için buluşuyor emin ol başka bir niyeti yok. Hemen kalk şu masadan! "

Fatih'le konuşurken birden kendisine dönen adamın kendisine dönmesiyle göz göze geldiğinde sinirleri bozulmuştu. Kendisine bir şeyler emreden insanlardan nefret ediyordu!

" Selim, ne saçmalıyorsun ya Fatih Bey ile bir iş toplantısındayız ve sen yeterince bunu böldün lütfen artık git. Sizin aranızdaki mevzu beni alakadar etmez! "

Selim, sinirlerine hakim olamıyordu bir türlü!

" Saçmalamayı keste kalk şu masadan bu adam seni sulu dereye sulu götürür susuz getirir! Kim olduğunu bile bilmediğin bir adamın masasına oturmuşsun resmen. "

EVİN! (AŞK SERİSİ 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin