♦️BÖLÜM 4♦️

En başından başla
                                    

Buraya alışık değillerdi.En iyisi göndermekti onları.Zaten burada kendi derdine deva olamazdı kimse. Kendisinin de gitmesinin şart olduğunu biliyordu. Sonucta o ağaydı. Ama en azından biraz daha geciktirebileceği düşüncesiyle cebinden telefonunu çıkarıp önce babasını aradı.

"Alo oğul."

"Baba. Öyle bir şey söylemeden çıktım. Densizlik ettim. Affet."

"Halini biliyorum oğlum açıklama yapma."

Söylleyeceklerini düşünmek adına biraz duraksadı Baran.

Agit ağa ise oğlunun kendisini bir şey söylemek için aradığını biliyordu. Tekrar konuştu.

"Oğul bir şey mi diyecektin ?"

Babasının sesiyle kendini toparladı adam.

"Baba ben diyorum ki siz Mardin'e gidin. Yadem ile anam buraya alışık değil. Hem sen de gider oradaki gelenlerle ilgilenirsin. Badirhan'la Miran'ı da alın. Orada işler çok büyümüştür şimdi siz giderseniz hallolur."

"Ama oğul. Ya sen? En önemlimiz sensin."

Agit Ağa'nın içini bir korku kaplamıştı. Ya oğlu hep burada kalmak isterse ?

"Baba bana biraz daha zaman ver. Gelmeye çalışacağım."

Duyduğu cümleyle rahatlayan yaşlı adam rahat bir nefesi verdi.

"Peki oğul sen nasıl istersen.Ama bir şartım var Miran senle kalsın,yanında dursun."

Baran itiraz etmesinin babasını ikna etmeyeceğini bildiğinden kabul etti.

"Tamam baba. Ben Bedirhan'la konuşurum yarın yola çıkarsınız."

Daha sonra telefonu kapatıp bu seferde Bedirhan'ı aradı. Telefon ikinci çalışta açılmıştı.

"Alo Ağabey?"

"Bedirhan yarın babamla kadınları alıp Mardin'e gidiyorsunuz. Hazırlıkları yap."

" Sen gelmiyor musun? Sen gelmezsen bende gitmem ağabey. Bırakmam seni burada tek başına."

"Çoçuk mu bırakmıyorsun oğlum? Git sen orada sana ihtiyaçları olacak. Anca sen üstesinden gelirsin. Miran kalır benimle."

" Siz ne zaman geleceksiniz?"

"Hadi oğlum hadi kapatıyorum. Yarın sabah çıkacaksınız yola ona göre."

Kardeşiyle de konuşmasını bitiren Baran orada bir süre daha oturup sonra eve doğru yola koyuldu.

🍁

Ertesi gün sabah erken saatte bütün aile önce cenaze evine gidip Berfin'in annesi ile vedalaştı. Daha sonra yola koyulmak için hazırlıklar yapıldı. Baran ailesiyle vedalaşıp onları yolcu etti. Yanında kalan kardeşi Miran'ı da eve bıraktıktan sonra yine her gün gittiği yere gitmek üzere yola koyuldu.

Arabasını mezarlığın önünde durdurarak indi.
Derin bir nefes alarak sevdiğini yanına doğru ilerledi.Kendisini gören çoçuk yine koşarak yanına gelip su bidonunu bıraktı ve gülümseyerek uzaklaştı ordan.

Baran mezarın önünde Fatihasını okuduktan sonra yere çömeldi. Bir süre öylece bakmaya devam etti. O kadar çok söyleyecek şeyi vardı ki hangisinden başlayacağını bilmiyordu.

Cevapsız kalacağını bildiği halde bütün sorularını yine karşısında yatan bedene anlatmış,bütün dertlerini ona dökmüştü. Buraya her gelişi olanları biraz daha kabullenişi oluyordu. Buraya gelip her konuştuğunda cevap verilmeyeceğini bir daha hissediyordu. Her anılarını dile getirdiğinde bir daha yaşamayacağını fark ediyordu.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin