35.Bölüm

1K 69 21
                                    


Okuldan nefret ediyordum, okulu seven insanlardan da nefret ediyordum.

"Matematikçi performansıma 10 vermiş, 90 puanı nereden kırdı lan?" Simge elinde tuttuğu performans ödevine bakarken şaşkınca ağzı açılmıştı.

"Boy ölçünden kırmıştır." Sıranın yanından geçen Alperen, Simge'ye laf atarken hiç şaşırmamıştım. Son zamanlarda tek eğlencemiz onların kavgalarını izlemek olmuştu.

"Boyundan uzun egon var, asıl sen kendine bak."

"Egom yakışıklı olmamdan dolayı kaynaklanıyor."

Simge yerinden kalkıp, Alperen'in karşısına dikilince Elif ile birbirimize kısa bir bakış attık. Nasıl oluyordu da yan yana bu kadar komik ve aynı zamanda güzel gözükebiliyorlardı?

Acaba ben bilinmeyenle yan yana nasıl gözükürdüm?

"Sen mi yakışıklısın? Fosil yakıt diye kullanılacak bir mazin var senin."

Alperen, Simge'yi omzuna atmasıyla şaşkınca ne yaptığına baktım. Elif sırasından kalkmayıp keyifle olanları izlerken arka sırada oturan birkaç kişinin bu anı kameraya çektiğini görmüştüm.

"Bıraksana lan ne yapıyorsun?"

"Kaç kilosun sen 10 falan mı?"

"50 kiloyum, bırak beni."

Alperen öğretmenler masasının yanına gidip tek eliyle sabit tuttuğu Simge'yi cama doğru götürüp sarkıttı.

"Hayvan herif bıraksana beni. Beni yere indirdiğinde görürsün sen gününü."

"Kızım 10 kilo bir şeysin, ömür boyu sırtımda taşısam yorulmam."

Elif deli gibi gülerken onu katıldım.

"Osururum bak şimdi sonra bırakmak zorunda kalırsın, beynim döndü lan cam ile çifleştim burada." Alperen pes edip Simge'yi yere bıraktığında, birkaç saniye geçmişti ki Simge bacağını Alperen'in bacak arasına geçirdi.

Ardından geçen sayısız dersten sonra kantinde oturup çikolata yiyordum, Simge sinirden kendini sınıftan dışarıya atmazken Elif ise onunla her an dalga geçiyordu. Kantinden içeri giren Emir'i görünce gülümseyip el salladım, o da bana baş selamı verip çay aldıktan sonra yanıma oturdu.

"Nasılsın?"

"İyidir senden?"

Emir ortaokuldan arkadaşımdı, annelerimiz yakın arkadaştı geçen sene sevgilisinden ayrıldıktan sonra pek konuşamamıştık kız arkadaşı benden pek hoşlanmazdı.

"Ben de iyiyim işte bildiğin gibi." Çayını içerken, arada bir etrafına bakıyordu. "Şey diyecektim ben sana, hafta sonu işin var mı?"

"Yok ama neden?"

Çekingen bir şekilde gülümseyip bana baktı, "Sinemaya falan gidelim diyecektim."

"Anladım." Ne diyecektim ki? "Hafta sonu pek müsait değilim başka sefere artık."

Anlayışla gülümseyip kafasını salladı, birkaç dakika sonra yanımdan ayrılırken kantinin kapısından hızla geçen birini gördüm. Saniyeler sonra kafamda şimşek etkisi oluşurken, yerimden kalkıp kolidora kendimi attım. Etrafa bakınırken kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, onun burada olduğunu hissediyordum.

"Daha ne kadar saklanacaksın?" diye sordum. "Ya da kaçacaksın?"

Yangın merdivenine doğru ilerlerken açık olduğunu gördüm, orada olduğunu hissediyordum.

Bilinmeyen numara: Kısa bir zaman sonra karşına çıkacağım bunu biliyorsun

Bilinmeyen numara: Ama şimdi değil

Bilinmeyen numara: O yüzden sakın o merdivenlerden aşağıya inme

Okuduklarım bende şok etkisi yaratırken, birkaç merdiveni indim sonra ise bana yazdığı mesajlar aklıma gelince durdum.

Onu zorlayamazdım, o beni yıllarca beklemişti ben onu aylarca beklesem bir şey kaybetmezdim.

Ama onu kaybetmediğim sürece.

Somnambulist / TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora