Çiler: İki gündür nesaj atmıyorsun?Çiler: İnstagrama bile girmemişsin
Çiler: Merak ediyorum seni...
Bilinmeyen numara: Ufak tefek işlerim vardı o yüzden
Çiler: Ne gibi işler?
Bilinmeyen numara: Senin o güzel kafanı yormaman gereken işler
Çiler: Sadece merak ediyorum
Çiler: En azından kopya verebilirsin
Bilinmeyen numara: Ailevi
Çiler: Kusura bakma
Çiler: Bilseydim konusunu açmazdım
Bilinmeyen numara: Sorun değil
Bilinmeyen numara: Sadece benimle konuşman benim iyi olmamı sağlar
Çiler: İstersen nerede olduğunu söylersen oraya gelebilirim
Çiler: İstediğin herhangi bir kafeye gelirim benden en uzak yere oturursun ve eminim beni gördüğün zaman kendini daha iyi hissedeceksin
Bilinmeyen numara: Sen mükemmel bir insansın
Bilinmeyen numara: Elmas caddesindeki bağdat kafesine gel
Telefonu heyecanla yatağa fırlatıp oturduğum yerden doğruldum, dolabımın karşısına geçip ne giyeceğimi düşünürken ilk defa onunla randevuya çıkıyor gibiydim, yani öyle olmasa bile öyleydi işte.
Saçlarımı arkaya doğru attıp makyaj masama geçip makyajımı yapıp üstümü giyinmiştim.
(Giyindikleri)
Üst katta bulunan odamdan çıkıp merdevinlerden yuvarlanırcasına indim, niye bu kadar heyecanlıydım? Tamam sakin olmam gerekiyordu.
Evden çıkıp taksiye binmemin ardından, on dakika sonra zar zor taksiden indiğimde ceketimin ceplerine ellerimi soktum, ve gökyüzüne baktım.
"Ne olur, ağzıma sıçılacak bile olsa bu gece karşıma çıksın."
Lütfen!
Kafeye girip etrafa baktım, bütün işsiz insanlar buraya mı toplanmıştı? Bu kadar insanın içinden onun burada olduğunu nasıl anlayabilirdim?
Anlayamazdım.
İnsanların ellerinde tutmuş olduğu telefonlara baktım, her elinde telefon tutan insandan şüphelenmezdim ki, sadece gerçek bir şekilde sıçmıştım.
Beni buraya çağırmış olmasına hiç şaşırmamıştım, karşıma çıkmaya kendini hazır hissetmiyordu. Pekala, ben de onu zorlamazdım, ve bugünün tadını çıkarırdım. Boş bulduğum masalardan birine oturup kahve söyledim, cebimde tireyen telefonumu elime alıp mesajlara girdim.
Bilinmeyen numara: Çok güzel olmuşsun
Bilinmeyen numara: Ama sana bakan erkekleri sikmemek için kendimi zor tutuyorum
Çiler: Sakin olsana
Çiler: Hem ben onlar için güzel olmadım ki senin için güzel oldum
Bilinmeuen numara: Bana böyle güzel şeyler söyleyip karşına çıkmamı sağlayacaksın değil mi?
Bilinmeyen numara: Sayende kalbim götümde atıyor
Çiler: Ne demek her zaman
Bilinmeyen numara: Kahven geliyor soğumadan iç
Karşıdan bana doğru gelen garsona baktım, sonrada etrafıma ama bu kadar çok insanın arasından onu bulmam çok zordu. Önüme koyan kahvemi içip yavaş bir şekilde insanları incelemeye başladım.
Karşımda duran benim yaşlarımda olan çocuğa baktım, o olamazdı arkadaşlarından başka kimseyi gözü bile görmüyordu.
Yanında duran çocuğa bakışlarımı diktim, telefonuna bakıp aptlaca gülümsüyordu büyük ihtimal sevgilisi ile konuşuyordu. Seni hemen eliyorum!
Yan masamda oturan ve bana yandan bakış atan çocuğa baktım, asla olamazdı. Piçti çünkü!
Yaptığımın beni bir sona ulaştırmayacağını bildiğim için keyifle kahvemi içmeye başladım, dakikalar sonra karşımda duran sandalye çekilince bakışlarımı oraya diktim.
Alperen?
"Ne yapıyorsun burada?" Hafifçe gülümseyerek bana baktı.
"Sadece akşam keyfi." Kafasını sallayarak, bakışlarını üzerime sabitledi.
"Neden tek oturuyorsun? Şu kıçından ayrılmayan bücür falan yok mu?" Simge'den bahsettiğini anlayınca gülümsedim.
"Hayır bugün tek takılmayı tercih ettim."
"Pekala anladım."
"Sende mi akşam keyfine çıktın?"
Kafasını hayır anlamında sallayıp arkamı işaret etti, arka masalardan birinde arkadaşlarının oturduğunu görünce kafamı salladım.
"Arkadaşlarla geldik." arka masada oturan arkadaşlarına kısa bir bakış atıp tekrar bana baktı. "Furkan ve yanındaki de okuldan arkadaşım tanımazsın." Arkamı dönüp masada oturan kişilere tekrar baktım, Furkan'ı zaten tanıyordum aynı sınıftaydık. Onun dışında sadece bir kişi oturuyordu masada.
"Tanıyorum, çocukluk arkadaşım kendisi."
"Barkın adı."
Kafasını sallayıp gülümsedi, şu an masamda oturan Alper'in bir an önce defolup gitmesini istiyordum. Bu aralar çok görür olmuştuk kendisini.
"Acaba masadan kalkar mısın, yani yanlış anlama ama benim için önemli olan biri şu an buralarda bir yerde, ve beni seninle aynı masada otururken görmesini istemiyorum."
"Pekala görüşürüz." Hiçbir şey sormadan masadan kalkmasına şaşırmış olsam bile bunu umursamadım ve telefonumu elime alıp mesajlara girdim.
Çiler: Özür dilerim
Çiler: Kendisi gelip oturdu
Çiler: Zaten hemen gitmesini söyledim
Çiler: Şimdi ise kahvemi keyifle içip beni izlemene izin vereceğim.
YOU ARE READING
Somnambulist / Texting
ChickLitBilinmeyen numara: O elindeki içki şişesini hemen yerine bırak Çiler: Sen kimsin? Bilinmeyen numara: Ecelin