Norveç'e geri geldik. Norveç'ten İsviçre'de bulunan bir kasabaya Elena'nın annesini görmeye gittik. Elena'nın annesi 67 yaşında bir kadındı. Beni kucağına aldı ve sevmeye başladı. Sonra Melanie bebeklerini alıp odaya çıktı. Saat 11,30 gibi yattık. Ben dışarda sesler duydum ve sese gittim. BIÇAKLI BİR ZOMBI! Hemen bana doğru koştu ve ben eve girmeye çalıştım. Bıçağı sırtıma sapladı ve benim sırtım kanamaya başladı. Eve girince Melanie'yi bıçakladı ve kanını emmeye başladı. Elena seslere duyduktan sonra zombinin arkasından testere saplar ve zombi yok olur.
Sabahleyin Melanie yanımdaydı ve beni seviyordu. Kalktığımda her şeyin rüya olduğunu anladım. Elena yemekleri hazırlamıştı ve hala Norveç'teydik. Elena'nın annesi 4 yıl önce ölmüş. Kahvaltıyı yaparken bana mama veriyordu Melanie. Bende dışardan doğaya bakıyordum, hava açıktı. Ama televizyonda hava durumunu yağmurlu gösteriyordu. Yağmurlu havaları çok severim çünkü çok güzel görünüyorlar. Melanie bugün okula başlayacaktı. Hemen çantasını hazırladı ve okulun yolunu tuttu.
Melanie okula geldiğinde herkes ona selam vermişti. Güler yüzlü öğrenciler oyun oynuyorlardı. Melanie sınıfına girdi ve kaynaştılar.
Bende evde oturuyordum. Elena ile göl kenarındaydık. Arkadaşlarım Fluffy ve Bloom yanımdaydı. Elena'nın yanındada Elizabeth vardı. Elizabeth hava durumuna baktığını ve yakında sel geleceğini bildirdi. Elena inanmadı ve bize bakmaya devam etti.
4 Gün Sonra (Hayatımın Kaosu)
Her zamanki gibi kalktım ve mamamı yiyordum. Melanie ise okula hazırlanıyordu, Elena ise işe hazırlanıyordu. Beni öptüler ve evden ayrıldılar. Ama ben bir şey farketmiştim, su seviyesi yüksekti! Havladım kulak asmadılar. Sonra sek bastı, Melanie ile Elena yuvarlanıyorlardı, Melanie kafasını taşa çarptı ve öldü beyni yerdeydi. Elena ise suda boğulmuştu. Çok ağlıyordum. Fluffy ve Bloom ile beraber Flåm kasabasından çıktık. Hepsi ailelerini kaybetmişti, hayatım artık eskisi gibi olmayacaktı....
