Flåm'a Taşınma Süreci

13 2 0
                                    

Evet, yine burdayım. Oslo'dan yazıyorum. Taşınıyoruz evet, Flåm'a. Norveç'in efsane doğa manzarasına taşınıyoruz. İnternete Norveç yazınca çoğu fotoğraf burdan çıkıyor. İki katlı efsane bir eve taşınıyoruz zaten orası köy gibi bir yer. Dünyanın en zengin köyleri zaten Norveç'te. Ed'in ölümünden sonra Elena daha küçük bir yere taşınmamızın daha doğru olacağını söyledi. Geldiğimizde kendimi doğadan alıkoyamadım ve doğayı izlemeye daldım. Elena beni aramaya başlamış ve beni eline aldı. Yüzünü yalamaya başlamıştım. Eve geldiğimizde eşyalar yüklenmişti, Ed'in kız kardeşi Melanie ise oyuncaklarını alıp yukarı çıkmıştı. Bende televizyona dalmıştım, önümde mamalarım vardı. Bugün doğum günüm, Melanie ve Elena benim için köpek arkadaşlar ayarlamış. Birisinin adı Fluffy diğerinin adı ise Bloom. Bloom'un rengini çok beğendim. Fluffy ise cana yakın bir köpek. Benim yeni arkadaşlarım bunlar. Melanie onları çok beğendi. Fluffy'nin bir sahibi var. Adı Elizabeth, Elena onu çok sevdi. Artık iki arkadaş her gün göl kenarında kahve içiyor. Melanie ise yeni arkadaşlar edindi, Marilyn ve Amanda. Marilyn beni çok sevdi, her gün beni sevmeye geliyor. Amanda ise köpeklerden korkuyor ama alışması için Marilyn onu her gün benim yanıma götürüyor. Amanda yavaş yavaş bana alışmaya başladı.
"Ay Nasıl tatlı bir şeysin sen!
"Önceden korkardım ama şimdi hiç korkmuyorum ayy"
Amanda ve Marilyn'i çok sevmiştim. Melanie bebekleri ile gelir ve onları yukarı çağırır.
Ed şuan belki hayatta olsaydı burda çok güzel arkadaşlar edinebilirdi. Burda Mike, Justin, James gibi bir sürü çocuk var. Hepsi göl kenarında toplanıyor ve konuşuyorlar. Hepsi çok saygılı, Norveçli insanlar küfür fazla kullanmazlar çünkü terbiyesizlik Norveçlilere yakışmaz. Amerika Birleşik Devletleri diye bir ülkeye gidiyormuşuz gezmeye. Elena bavulları hazırladı ve uçağa bindik. Burda hiç orman yoktu, her yer bina ve insandı. Saygısız insan topluluğu gibiydi.
"La kanka Nasıl olur aq? O gerizekalı Nasıl demiş ki öyle?"
" Ne bilem Jake?
Acımıştım. Küfürlü konuşan insanları hiç sevmem. Kızlar en azından küfür etmiyordu.
"Kanka abartma lan olmaz o kadar!
" Hayır öyle bir şey neden yapayım ki zaten ?"
Los Angeles diye bir şehire gelmiştik. Tatilimizi bitirdiğimizde tekrardan yazacağım. Görüşürüz!

Acımasız Hayat (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin