Hafif bir sinirle, ''Kızım ne bu çocuk? Hint kumaşı filan mı? Hayır bu ısrar niye?''diye soludu.

''Beni teselli etmen gereken sahnedeyiz. Biliyorsun değil mi?''

Kolunu omzuma attı ve boşta kalan diğer eliyle de burnumu sıktı. Eline bir şaplak attım. Ama bu onu yıldırmadı. Burnumu biraz daha sıkmaya devam etti ve ben bir kez daha eline vurdum. ''Ahh! Amma da ağır elin varmış çilli.''

''Kızdırma o zaman beni.''

''Yahu biz daha birkaç saat önce Berkant'a kız ayarlıyorduk. Ne ara buralara geldik?''

Hayıflanmasını yanıtsız bıraktım. Haklıydı. Ama hayatta olacak şeyler zamanı önemsemiyordu.

''Arca?''

Kadife sesi kulaklarıma doldu. Kısık sesimle, ''Efendim?''dedim.

''Hiçbir şey senden önemli değil. Evet, belki çok üzüldün ama hepsi geçecek.''

Yüzüne dikkatlice bakarak  onu dinlemeye devam ettim. Ah bir de aptal gözlerim yanmaya başlamasa tam olacaktı!

''Nereden biliyorsun?''

Acı acı gülümsedi. Sanki o da acı çekiyormuş gibi. ''Çünkü bu dünyada geçmez dediğin ne varsa geçiyor.''

Dudaklarımdan bir kıkırdama firar etti. ''Buna lise aşkım da dahil mi?''

Benimle birlikte güldü ve ''Evet, lise aşkında dahil,'' dedi. ''Bak göreceksin, onu unutman ve geçici bir heves olduğunu anlaman çok uzun sürmeyecek.''

''Söz ver.''

''Benim söz vermeme gerek yok. Genç ve güzelsin. Allah'tan belanı mı istiyorsun? Ayarlarız sana da birini. Mis gibi yaşar gidersiniz.''

''Deniz!''diye uyardım. Sesimin çok yüksek çıkmamasına özen göstermiştim. Gecenin bu vaktinde kimseyi uyandırmak istemezdik, dimi?

Genzini temizledi ve ciddi suratıyla yüzüme bakmaya devam etti. ''Gözyaşlarını uğursuzlar için heba etme. Kızım azıcık onları da düşün!''

''Sen ne zamandır bu kadar mantıklı konuşuyorsun?''

''Sen ağladığından beri.''

Söyleyecek bir şey bulamadım ve sadece ''Hmmm,'' demekle yetindim. Ne diyebilirdim ki?

Söyledikleri bittikten sonra uzunca yüzüme baktı. Sonra birden unuttuğu bir şey varmış gibi ayaklandı ve ellerimi tutup ''Buz gibi olmuşsun. Koş çabuk eve,''dedi. Omuz silktim. Uyumak istemiyordum.

''Ama canım uyumak istemiyor,''dedim mızmız bir çocuk gibi.

''Yarın okul var.''

''Fikrim hala değişmedi.''

''O zaman şu ellerini montunun cebine sok, çilli seni. Bir de hastalanma başımıza.''

Gülerek koluna vurdum ve dediğini yapıp ellerimi montumun içine soktum. O da aynısını yaptı ve hala ayakta dikilmeye devam ederek kafasını iki yana salladı ve daha bugüne kadar fark etmediğim gamzelerini belli ede ede gülmeye başladı.

''Gamzelerin varmış?''dedim umursamazca. Gülmesini kesip bana döndü ve yapmacık bir şekilde daha da geniş gülümsedi.

''Kahpe dünyada kimse güldürmüyor, görmemen çok normal,''dedi. Sonra söylediği cümleyi farkına vararak tekrar gülmeye başladı. Ben de ona katıldım. İyice deliriyorduk ya hadi hayırlısı.

Kendi kendimizi güldürdükten sonra yumuşak bakışlar eşliğinde bana döndü. ''Şaka bir yana, gerçekten geçecek. Güven bana. Birkaç yıl sonra hatırlayıp güleceğiz bile. Ve şunu sakın unutma ki biz hep senin yanında olacağız. Sen istesen de istemesen de.''

Gözlerimi yumup açarak, ''Biraz olsun aklımın dağılmasını sağladığın için sana teşekkür ederim. İyi ki geldin,''dedim. Ve yine o kahrolasıca damlalar akmaya başladı. Kafasını salladı ve kollarını bir kartal edasıyla iki yana açıp beni davet etti. Ben de hiç sorgulamadan kanatlarının altına girdim. Ve her koşulda yanımda olan insanların varlığına bir kez daha şükrettim.

*********

Deniz Varol: Uyudun mu çilli?

Arca: Çilli deme bana.

Deniz Varol: Sen aşk acısı çekmiyor muydun?

Arca: Hala çekiyorum. Ama bu bana çilli demene izin vereceğim anlamına gelmiyor.

Deniz Varol: İzin almadım?

Arca: Almalısın?

Deniz Varol: Yoo.

Arca: İlla gıcıklık yapacaksın değil mi?

Arca: Az önceki kişiyle senin aynı kişi olduğuna inanmıyorum.

Arca: Bipolar filan mısın?

Deniz Varol: Afşlgklfkvlkg seri katilim.

Deniz Varol: Hatta yarın ilk işim birilerini doğramak olacak. :)))

Arca: Sen iflah olmazsın.

Deniz Varol: Azıcık büyük sözü dinle, git sıcak süt içip uyu.

Deniz Varol: Sabah erken kalkacağız.

Arca: Yarın hiçbirimiz okula gitmesek?

Deniz Varol: Çok isterdim. Ama antrenmanım var.

Arca: İzlemeye gelebilir miyiz?

Deniz Varol: Size kapım her zaman açık çilli ;))))

Arca: Senin uykun gelmiş belli.

Arca: Ve benim de uykum geldi. O yüzden yatıyorum.

Deniz Varol: İyi geceler çilli :)

Arca: İyi geceler gamzeli çam yarması. :)

Deniz Varol: Sevdim bunu.

Arca Çevrimdışı

Sohbetten çıktım ve telefonu şarja taktım. Wifi'yi tam kapatacaktım ki bir mesaj geldi.

Z: Seni sevdim. Seviyorum. Seveceğim.

**********

Babasının Kızı|Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin