Bölüm 27 "Terk Edilmiş Ev"

7.7K 2.1K 44
                                    

BÖLÜM 27 "Terk Edilmiş Ev"

"Şaka mı yapıyorsun sen!"

Kader hocanın sesi evin, hatta apartmanın içinde yankılanırken yüzümü buruşturdum. Güçsüz düşmemin ardından Kader hoca beni kendi evine getirmiş ve Özge'nin de eve gelmesini sağlamıştı. Şimdi ikisi birden yaptığım şeyden dolayı bana kızıyorlardı.

"Bu düpedüz intihar!"

"Bende zaten meyilli biriydim" dedim yarım ağız.

Söylediğim şeyden dolayı daha da sinirlenen ikili gözleriyle beni öldürebilselerdi şuan ölüydüm. Kaldı ki zaten ölüme çok yakındım, bunu yapmalarına gerek bile kalmazdı.

Özge tam karşımda bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu.

"Bu durumdayken hala şaka yapabiliyor oluşun beni deli ediyor!"

"Kafaya takabilecek zamanım kalmış gibi mi görünüyor oradan?"

"Neden peki?" dedi birden Kader hoca. "Ölebileceğini bildiğin halde neden?"

"Bazen sonuçlarını, bile bile karar vermen gerekebiliyor. Tıpkı sizin bir zamanlar vermiş olduğunuz kararlar gibi."

Kader hoca söylediklerimle yutkundu. Onunda geçmişinde, ilk zamanlarında, benimkine benzer durumları vardı. O da hayat kurtarmış, bunun karşılığı olarak ölümü defalarca tatmıştı.

"Hiç bu kadar büyüğüne kalkışmamıştım."

Başımı işaret edip parmağımı çevirdim, kafadan uçuk olduğumu belirtmek için. "Eh, bilirsiniz. Ben biraz uçlarda yaşıyorum hayatı."

"Ona ne şüphe!"

Kader hoca, Özge'nin imasına bir şey demedi. Sonra bana dönüp biraz endişeli bir şekilde baktı. "Peki nasıldı?"

Kaşlarım çatıldı.

"Ne, nasıldı?"

"Yani, ölümlerinin nedeni yangındı. Hissetmiş olman gerekiyor, nasıldı?"

Başımla onayladım. "Bu bir kişinin yanmasını veren acı değildi, hepsininkiydi. Her birininkini, hücrelerime kadar hissettim. Yaşadım."

"Aklım almıyor. Nasıl dayandın?"

"Bilmiyorum" dedim omuzlarımı silkip. "Nasıl dayandığımı bende bilmiyorum. Yaşayacağımdan emin değildim, öleceğimi düşündüm sadece."

Çalan telefon ile hepimiz birden koltuğa baktık. İhtiyacım olabileceğini düşündüğü için Kader hocanın, gidip getirdiği telefonu elime aldım.

Karşımda merakla bana bakan ikiliye döndüm. "Ekin arıyor."

"Ekin mi?"

"Konuşmak istiyor olabilir" dedi Özge. "Bence aç."

"Bizde çıkalım odadan, rahatsız etmeyelim seni."

Kader hoca ve Özge odadan çıkarken derin bir nefes aldım ve telefonu açtım. "Alo, Ekin?"

"Melisa, sen ne yaptın!"

Ekin'in telefonda bağıran sesi kulağımı neredeyse patlatırken duraksadım. "Anlamadım?"

"Sana inanamıyorum, gerçekten inanamıyorum!"

"Ekin, bir sakin ol ve neler olduğunu söyle düzgünce."

"Neler olduğunu söylememe ne gerek var, sen yapmışsın yapacağını zaten."

"Bak gerçekten anlamıyorum seni, açık konuş."

YEDİ SANİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin