Bölüm 51 "Sevgili Gibi"

522 37 13
                                    

Bölüm playlist; #yangın - dolu kadehi ters tut
#dünyanın en güzel kızı - mavi gri




BÖLÜM 51 "Sevgili Gibi"

Turan ailesinin evinde yapılan kahvaltı o kadar sessizdi ki çatal-bıçak sesi bile bütün bir gürültü gibi geliyordu. Eray, gece boyu düşünceler içerisinde uyuyamamış olmanın siniriyle çatalını omletine geçirmişti ve aniden bütün masanın ilgisini çekmişti. Kimseden yine çıt çıkmamaya devam ederken Asuman Hanım'ın bakışları ilk önce oğlunun sonra ise kızının üzerinde dolanmıştı. Aralarında gerginlik olduğunu anlamamak saçmalıktı fakat ne olduğunu tam kestiremediği için sessizce bekleme kararı almıştı. Ali Bey ise eşinin aklını okumuşçasına sessizce olan biteni bekliyor, olaya müdahale etmemek için kendini tutuyordu.

Sonunda Efsun masanın altında titreyen ellerini zorlukla durdurabilmişken çayından bir yudum almak için uzanmıştı fakat kupayı tuttuğu an kulp elinde kalmıştı. Çay üzerine dökülürken şaşkınlıkla bir çığlık atmıştı. Bütün aile endişeyle yerlerinden kalkarken Eray hızla doktor kimliğine bürünüp kardeşine bir zarar gelip gelmediğini çözmeye çalışmıştı.

"Bir yerin acıyor mu?"

"Hayır, zaten o kadar sıcakta değildi."

"Kahvaltına saatlerdir hiç dokunmadığın için soğumuş olabilir" dedi Ali Bey azarlarcasına. Fakat Asuman Hanım'ın kendisine çaktırmadan attığı bakışlar ile homurdanıp susmak zorunda kalmıştı.

"Bir şey yok ama biz bir soğuk suya sokalım."

Eray, daha fazla bir şey söylemeden kardeşinin elinden narince tutmaya devam ederek onu banyoya götürmüştü. Arkalarından kapıyı kapatıp musluğu açmış ve kardeşinin elini dikkat ederek suya sokmuştu. Genç kadın ani soğukla sızlayan eli yüzünden yüzünü buruştururken Eray göz ucuyla kardeşine bakmıştı. Çayın sıcak olduğunu gayet biliyordu ancak kardeşinin önemsizleştirmeye çalışmasından hoşlanmamıştı.

"Bekle burada" demiş ve banyonun bir köşesinde sürekli temin ettiği sağlık kitinden yanık kremi ve sargı bezi alıp geri gelmişti. Hiç konuşmadan Efsun'un haşlanan elindeki yanıkların üzerine sanki kırılabilecekmiş gibi dikkat ederken kremi sürüp üzerini özel bezle sarmıştı. İşi bitince hiç kafasını kaldırmadan konuştu: "İkinci derece yanık, bir süre sızlayabilir."

"Abi," demiş fakat Eray'ın kendisine attığı bakışla susmuştu.

"Bunun altında bir şey yok değil mi?"

Efsun zorlukla yutkundu. Abisinin gözlerinin içerisine bakarak yalan söylemek istemiyordu ancak buna mecburdu. O yüzden başını iki yana salladı ve inandırıcı olması için net bir cevap verdi. "Hayır."

"Efsun, onun hayatında daha geçen güne kadar Melisa vardı. Bütün dünyaya kalkıp Hakan'ı sorsalar; cevap Melisa olur." Sinirle bir nefes alıp ellerini saçlarından geçirdi ve olayın ciddiyetini anlatmak istercesine bir kere daha denedi. "Melisa'nın gölgesinde yaşayacaksın. Bunu kaldırabilecek misin?"

Genç kadın elbette bunun farkındaydı ve gözlerinin istemsizce dolmasına engel olamamıştı. Tabii ki o bunu seçmemişti fakat şimdi herkesin gözünde Melisa'nın yerine geçen kadın olacaktı. Daha dün zorlukları görmezden geleceğini düşünürken ilk günden gerçek yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı.

"Bunları ben de biliyorum" dedi Efsun sesi titrerken.

Eray sonunda sinirlerine hâkim olmayı başarırken kardeşinin ne kadar kırıldığını ancak fark edebilmişti. "Efsun, ben öyle demek istemedim..."

YEDİ SANİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin