YEİS | V

802 61 167
                                    


Uzun bir ara verdiğimin farkındayım, kısa da olsa yayına almak istedim.
Sizi seviyorum. Lütfen yorum yapmayı unutmayın ^^

Alec Benjamin - Let Me Down Slowly

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Alec Benjamin - Let Me Down Slowly

Tanıdık demir kapının önüne vardığında derin bir nefes alarak içinin ezilmesine neden olan kapıyı araladı. Ne zaman buraya gelse içinde tuhaf bir hüzün peyda oluyordu. Öne doğru birkaç adım atıp bakışları sandalyeye kaydığında orada duran siyah kadife fötr şapkayı gördü. "Senin için..." diye mırıldandı adam. "Asaletine yakışacağını düşündüm." Kadının bedeni karıncalanınca derin bir nefes alıp birkaç kez gözlerini kırpıştırdı, ardından sandalyeye uzanıp şapkayı eline aldı. Alnından başlayıp ensesine oradan sırtına uzanan örgüsünün üzerine sol eliyle şapkayı kafasına geçirip "Yakıştı mı sahi?" diye sordu. Heyecanla gülümseyerek kadına bakan gözler kadının parmağındaki yüzüğün ışıltıyla karşılaştığında adamın gözlerindeki parıltı aniden söndü. Arya şapkanın kendine yakışmadığını düşünüp gülümsemeyi bıraktı ve utanarak usulca sandalyesine oturdu.

Barlas; eskiden olsa seansların olabildiğince hızlı bir şekilde bitmesini ve onun için gelen doktorun tüm o seansların zaman kaybı olduğunu kabul edip artık pes etmesini beklerdi fakat Arya ile tanıştıktan sonra terapinin ne denli gerekli olduğunu kavramıştı. Konuşmak ve onun dinleyen birinin olduğunu bilmek genç adama iyi geliyordu. Bugün kaçıncı seansları olduğunu tam olarak hatırlamıyordu, 7 miydi yoksa 8 mi? Bunun bir önemi yoktu. Her nasılsa Arya'yı çok eskiden tanıyormuş gibi hissediyordu.

"Yakıştı." dedi Barlas tok bir sesle. İçinde kopan fırtınalar ve ona karışan çığlıkları tufan olup köpürürken sükunetini korudu. "Hem de tahmin ettiğimden daha çok yakıştı." Zorlukla yutkunuşu hem kadının büyüleyici güzelliğinden hem de pırlantanın ışıltısındandı. Elinden kadının bir gün kayıp gideceğinin bittabi farkındaydı fakat bu kadar erken bir vakitte bu hazin sonun gerçekleşmesini beklemiyordu. Arya ile hayaller kurması için henüz çok, çok erkendi fakat ona doğru çekilişi beklediğinden daha hızlı olmuştu ve nedense ona aniden kapılıp aşka düşüşü, geçmişinde yaşadığı bütün o heyecanlardan daha sahici görünmüştü. Ne de olsa, ilk etki yoksa ikincisinin bir önemi olamazdı. Genç adam daha Arya'yı ilk görüşünde göğe uçmuştu. Şimdi hızla yere çakılışı onu şaşırtmadı.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandı Arya, defteri usulca masaya yerleştirdi.

"Bugün bana kapının dışında nasıl bir hayatın olduğunu anlatmanı istiyorum." dedi genç adam. "İstediğin gibi tüm o aptal testleri sırf sen istedin diye yaptım. Bugün de sen beni kırma."

Genç doktoru istek karşısında ilk olarak afalladı fakat sonra tutsak edilmiş bir adamın neden böyle bir isteğinin olduğunu anlamak zor gelmedi. Hafifçe tebessüm edip dışarıdaki hayatı düşündü. Birkaç gün önce cebindeki telefon titreyince yürüdüğü kaldırımın kenarına geçip yavaşladığını ve cebine uzanıp gelen çağrıya cevap verdiğini hatırladı. Annesi her zamanki gibi onu merak etmiş, telefonda sorgu yağmuruna tutup son olarak posta kutusunu kontrol edip gelmesini rica etmişti. Pek de farklı bir hayatı yoktu.

Y E İ SOnde histórias criam vida. Descubra agora