final

59 5 0
                                    

John ne kadar zamandır orada oturduğunu bilmiyordu. Ama evin içinin aydınlanmasından gün doğduğunu anlamıştı. Gece boyu kalkmamıştı oturduğu yerden, kalkamamıştı. Gücü tükenmişti, artık Amanda'ya da seslenemiyordu. Kafasını çevirip boş gözlerle kapıya baktı. Artık düşünemiyorduda. Gece boyu düşünmüş, işin içinden çıkamamış, zihnini boşa yormuştu.
Yapıcak bir şey kalmamıştı. Yavaşça ayağa kalktı. Bir kez daha kapının önünde durdu. Uzanıp kafasını kapıya yasladı.

Affet beni Amanda. Hepsi benim suçum. Zamanında hiç karşına çıkmasaydım, bunların hiç biri olmazdı. Şu an hayatta ve mutlu olabilirdin.

Arkasını dönüş gitmeye hazırlanırken bir ses işitti.
Dönüp dikkatle kapıya baktı. Kilidin açılma sesi sessiz evde yankılanmıştı ya da ona öyle gelmişti. Kapı yavaşça açıldı ve kadının yorgun yüzü göründü. Fakat Amanda'nın onu görmesiyle tekrar içeri girmesi bir olmuştu. Bunu fark edince elini uzatmış, ama kadın ondan hızlı davranmış, kapıyı kapatıp kilitlemişti.

"Amanda..."

Bu bir seslenme değildi. Şok ile ağzından çıkan bir kelimeydi yalnızca.

"Aman tanrım! Sen, yaşıyorsun! Bu bir şaka mı? Bana kamera şakası falan yaptığını söyle! Aç kapıyı!"

"Git lütfen! Şimdiye kadar çoktan gitmişsindir diye düşünmüştüm. Benden kurtulduğun için sevinirsin diye düşünmüştüm."

Kapının diğer tarafında Amanda'nın hıçkırıkları duydu.

"Benimle gel."

Halen şoktaydı. Ne dediğini bilmiyordu. Şu an umrunda olan tek şey Amanda'nın hayatta ve iyi olmasıydı.

"Git buradan!"

"Amanda seni burada bırakamam. Benden gitmemi istiyorsan seni de götürmek zorundayım. Beni çok korkuttun ve bu sayede sana olan içimde ki hisleri anladım. Bu gösterinin amacı bunu anlamamı sağlamak ise bunu başardın. Hadi şimdi oradan çık. Gel gidelim buradan."

Yaklaşıp kapıya ellerini ve alnını dayadı. Gözlerini kapatıp konuşmaya devam etti.

"Belki seni eskisi gibi sevemem, senin için eski John olmam ama ben hep senin dostum olucam. Sana yardım edicem, hep yanında olucam. Yeni bir hayat kurmanı yeni insanlarla tanışmanı istiyorum. Beni unutup mutlu olmanı istiyorum. Lütfen Amanda, benimle gel. Kendini bu yalnızlığa mahkum etmek zorunda değilsin."

Amanda kapıyı açtı. John ona elini uzattı. Fakat kadın onu görmezden gelip arkasında duran çekmeceli sehpaya yöneldi. Üstten ikinci çekmecesini açıp içinden bir şey aldı. Geri dönüp John'un hala uzanmış vaziyette duran avucuna elindeki nesneyi bıraktı. Kafasını eğip elindeki araba anahtarlarına baktı.

"Bu benimle mi geliceksin demek oluyor?"

Amanda kafasını hayır anlamında salladı.

"Bunu yapamam üzgünüm. Seninle sadece arkadaş olamam. Sen başka bir kadını severken, öperken, onu arzularken ben karşında durup seni izleyemem. Ben bunu düşünerek yaşayamam. Artık yapamam. İsteğin çok bencilce. Lütfen git artık!"

"Bencillik mi? Ben mi bencilim!" diye bağırmak istedi. Ama sessiz kalmayı tercih etti.
Amanda haklıydı, az da olsa. Onun bu bir haftada yaptıklarına mantıklı bir açıklama getirmiyordu ama onun açısından düşününce, o haklıydı. Bu onun için çok zordu. Gözlerini dikip elindeki anahtara bakmaya devam etti.

"Peki sen, ben gittikten sonra ne yapıcaksın?"

Amanda göz yaşları arasında gülümseyerek arkasını döndü. Uzanıp yatakta duran silahı aldı ve kafasına dayadı.

AmandaWhere stories live. Discover now