bölüm 1

237 8 1
                                    

Amanda yarı karanlık odada bir sandalyeye oturmuş, merak ve heyecanla elindeki deftere bir şeyler yazıyordu. Arada bir de kafasını kaldırıp karşısında ki sandalyeye bağlı adamın henüz uyanıp uyanmadığını kontrol ediyordu. Adama ciddi bir şey olduğundan korkmaya başlamıştıki adamın yavaşça kafasını kaldırdığını fark etti. Defteri yavaş ve sakin olmaya çalışarak dizlerinin üzerine bıraktı. Yumuşak bir ses tonuyla karşısında ki adama hitaben;

"Uyandın, komaya girdiğini düşünmeye başlamıştım."

Sesinde gizleyemediği bir heyecan vardı. Adam neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.

Etrafına bakındı,yarı karanlık bir yerdeydi. Havasızlık odada boğucu bir koku yayıyordu. Etrafı inceledikten sonra karşısında oturan güzel kadına dikti gözlerini. Kadın ona gülümsedi. Aklında dönüp duran bir dizi soru vardı. Ağzını açıp konuşmayı denedi.Fakat halen şaşkınlığını üzerinden atamadığı ve ona verilen uyuşturucunun etkisi üzerinde olduğu için doğru düzgün cümle kuramadı.

"Merhaba John. Görüşmeyeli uzun zaman oldu."

Kadın karşısında ki adamın adını söylerken içinde aniden kabaran heyecanı bastırmaya çalışmadı. Kocaman gülümsedi. adamın şaşkın bakışları ona değişik bir haz veriyordu.

O şuan burada, karşımda oturuyor. Bu o gerçekten. John.

"Sanırım henüz dilin çözülmedi. Yoksa bu kadar sessiz kalmazdın değil mi?"

İçinde kabaran aşırı duyguların sonucu olarak oldukça yüksek ve canlı bir kahkaha attı. Bu onun içindeki heyecan ve mutluluğun dışa vurumuydu. Kadın dizlerinin üzerine koyduğu defteri eline aldı. Sandalyeden kalkınca defteri sandalyenin üzerine bıraktı. Ayağa kalkınca güzelliği katlanmıştı sanki. Güzel bir fiziği vardı.Dizlerinin 3 parmak üstündeki siyah eteği, beyaz dar bluzu ve siyah dize kadar olan çoraplarıylada oldukça hoş görünüyordu. Ayaklarında ayakkabı yoktu. Oldu olası topuklu giymeyi sevmezdi. Bu kıyafetin altınada spor ayakkabı uymayacağı için yalın ayak durmayı tercih etmişti. Açık sarı saçlarının doğal dalgaları beline kadar uzanıyordu. Mavi-gri gözleri ise yine her zaman ki gibi ışıldıyordu.
Kadın bir kaç adım atıp adama yaklaştı. Ona daha yakından bakmak istiyordu, dokunmak dalgalı kahverengi saçları arasında ellerini gezdirmek istiyordu.Ama buna korkuyordu. Ya o bir hayalse? Ya dokunduğu an bir buhar kümesine dönüşürse. Bunlar defalarca rüyalarında yaşadığı şeylerdi. Kadın biraz çekingence elini uzatıp adamın yanağına dokundu.

"John, bu gerçekten sen misin?"

Adam kendini zorlayarak, peltek bir şekilde cevapladı.

"Eved, John benım. Fahad sis himsinis?"

Kadın biraz afalladı. Karşısında ki adam onu tanımamıştı. Ama bunun normal olduğunun farkındaydı. Ona kızmıyordu. Zaten şuan ki peltek konuşması yüzünden o kadar tatlıydı ki! Kızmak bi yana sarılıp öpesi geliyordu.

"Ah, ben Amanda. Amanda Whisper.
Kocaman gülümsedi."

Adam ise başta boş bir şekilde bakınmakla yetindi. Biraz zihnini yokladı. Kadını hatırladığında ise yediği ikinci darbenin etkisiyle iyice afalladı. Kadını baştan ayağa iki kez süzdü.

"Beni tanıyamamana üzülmedim diyemem. Ama sana hak veriyorum.  Yalnızca fotoğraflarını gördüğün bir insanı 3 yıl sonra karşında görünce tanımaman normal."

John gözlerini kırpıştırmakla yetindi. Şuan hissettiği şey kafa karışıklığıydı. Elbette birde bilinmeze karşı duyulan korku.Şuan neredeydi? Neden bağlıydı? Ve karşısında ki kadının amacı ne? Kafasında ki soruların hepsini bir anda soramıyacağı için en önemli olan 2 tanesini sormakla yetindi.

"Pegı Amanda, suan neredeyıs? Ve ben neden bağlıyım?"

Kadın parmaklarını adamın yanağından aşağıya doğru kaydırdı.

"Bunun cevabı basit. Seni kaçırdım."

Sonrada göz kırparak ekledi;

"Yeniden benim olman için. ."

AmandaWhere stories live. Discover now