Bölüm 7: Kelepçelenmiş Çığlıklar

506 258 170
                                    

Medya; Sezen Aksu-Küçüğüm

Zihnimde bağıran kız çocuğunun çığlıklarına vurulan kelepçe geçmişimin sancısında can buldu.Kaburgalarıma saplanan hançerin ağırlığı;
ıssız, kasvetli soğuk bir kaldırımda anılarımı çürüttü.

Korkuya zincirlenen ruhum kendi terinde boğulurken düşüncelerime örtülen siyahlık beynimi bulandırıyordu . Sindiremediğim hadiseler bağımsızca peşi sıra akıntıya sürükleniyor , zihnimdeki tazeliğini yokluyordu. Acı acı haykırmak ,yaşadığım şeyi sorgulamak yahut bir anlam kazandırmak istiyordum.Sanki zaman durmuştu da biz bu anın içinde, işlenmeyen saniyelerin kafesine hapsolmuştuk. Korku;
sonsuz bir boşluğun bilinmezliğinde, ipe düğümlenen nabzımı kelepçeliyordu. Acı,umut kırıntılarımın koynuna fütursuzca kıvrıldığında hissizleşmiştim.
Nefesime vurulan prangalarda boğuluyor,hızlı inip kalkan ,rotasını kaybetmiş göğsüme hükmedemiyordum.

Tir tir titreyen cılız parmaklarımla kavradığım arabanın kulpunu açıp ,bedenimi boşluğa savurdum. Ruhum;havada,bedenimden bağımsız taklalar atarken,zemheri kırağında ki soğuk zemin aciz bedenimi yudumluyordu. Sırtımdan süzülen soğuk ter damlasının geçit bulduğu her zerremden ateş kıvılcımları nüksediyor,
avuç içlerime batan küçük taşlar sızlıyordu . Alnımdan,şakaklarıma doğru yol alan kanın sıcaklığındaki metalik kokusu burnuma nüfuz ediyor,genzimi yakmakla beraber midemi de bulandırıyordu. Vücudumda ki kemiklerin çatırdama ritimleri kulağıma mızrak misali saplanıyordu.
Üzerime hedef aldığı her adım,
kalbimde pompalanan korku basıncının sükutunu bastırıyordu.

"İ-iyi misin kızım?"

Endişe kokan tınısı şaşkınlığımı körüklüyordu. Gözlerimi ,titreyen irislerine sabitlediğimde gözbebeklerinde ki dalgalanan hüzün; hemen arkasındaki başı öne düşmüş ,yaşlı ağaçlarla örtüşüyordu.

Sanki... diye geçirdim içimden. Sanki amacı beni kaçırmak değilmiş gibi .

Gerçekten endişelenmiş miydi ?

Yoksa bu da oyununda ki maskelerinden biri miydi?

Düşüncelerim ,gözyaşlarıma karışıp
süzüldüğünde,hislerim kanıyordu. Üzerime doğru gelen ısrarcı adımlarıyla irkildim, Canımın acımasını hiçe sayarak avuçlarımı soğuk zemine bastırdım ve vücudumu geri geri çekip ondan uzaklaşmaya çalıştım .Ellerimi ona doğru uzatıp ,gelmesini engellemek istedim.

"Gelme ,dur ! Yalvarırım git"

Diye bağırmaya başladım lakin sesim ona ulaşamadan buhar olup,rüzgarın esintisinde uçuşuyordu ve evet o hala üzerime doğru gelmekte oldukça inatçıydı. Çaresizce ellerimi bacaklarıma dolayıp ,kafamı dizlerime gömdüm.

"Tamam,sakin ol."

Dediği sırada sükutun demir attığı ormanda yankı yapan gürültülü ses ,toz bulutlarını oluşturdu.Kurumuş kan lekelerinin ardında ,kokusu hala kaybolmamış korkumun izleri vardı .İşittiğim korkunç seslerle kafamı kaldırdığımda gördüğüm dehşet manzara kırık kalbimin burukluğunu bir kez daha hissettirdi.
Zira Güney'in adamları taksiciyi linç ediyordu . Bana inanmadıkları için takip etmiş olmalılardı muhtemelen .Puslu ,ıslak kirpiklerimi kırpıştırarak baktığımda, saniyeler içinde kana boyanıp, acıyla kıvranan savunmasız yaşlı adama ilişti gözlerim. Ne kadar da çaresiz görünüyordu , öyle ?
Boğazımda ,çıkmak için debelenen bir hıçkırığı özgür bıraktım. İri bir el , şakaklarımı kavradığında başımı kaldırdım. Orman yeşili gözleri korkuya büründüğünde yutkundum. Evden çıkarken bana inanmayışında ki haklılık payının suçluluğu vardı içimde.

Kod: 39                                   Cinayetin İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin