sekiz| junmyeon gidiyor

Start from the beginning
                                    

--

Sehun, günümüz-

"Anlamadım Sehun, son işlemi nasıl yaptın?"

Taemin ilgiyle parmağını üzerinde uğraştığımız soruya yönlendirdiğinde tekrar anlatmak için kendimi hazırladım. Sayısala yatkın biri değildi, bu nedenle gerçekten zorlanıyordu çözmekte. Yine de bir söz vermiştim ve bunu yerine getirmem gerekiyordu. Üstelik hala Jongin'in eski eşi konusunu açamamıştım.

"Formül uyguladım. Bunu ezberlemek yerine sıksık soru çözmen gerek. İlk önce sayının-"

Sözümü yarıda kesip durakladım. Fikirler bana böyle ansızın gelmeyi severdi.

"Niye durdun?"

Merakla bana bakan Taemin'e gülümseyip bir elimi çeneme yasladım.

"Devam etmeden önce biraz Jongin'in eski eşinden konuşsak ya."

Oflayıp elindeki kalemi masaya bıraktı. Dersten koptuğumuz anda bu çocuğun da ilgisi kopuyordu cidden. Kim dedikodu yerine soru çözmeyi tercih ederdi ki? Sıkıcı. Sıkılıyorum.

"Benim dersten geçmek isteyişimi mi kullanıyorsun Sehun yoksa bana mı öyle geldi?"

Şirince gözlerimi kıstım.

"Sana öyle gelmiştir."

Tek kaşını kaldırdı. Çok mızmızdı, mızmız insanlardan hoşlanmıyordum. Bir dakika, Jongdae var. Bir de Chanyeol. Tamam, bazen hoşlanıyorum.

"Anlat işte. Bizimkiler dışında kimseye söylemem."

Biraz düşündükten sonra başıyla onayladı. Cazibeme dayanamamış olsa gerekti.

"Sana her şeyi anlatamam. Sadece tek bir şeyi söyleyeceğim. Bay Kim'in eski eşi Bayan Jeon, yani Jeon Chunghae bir öğretmendi. Güzel bir öğretmen."

Duraksadığında çatılmış kaşlarıma bakıp gülümsedi.

"Ve Kim Jongin, onun biricik öğrencisiydi Sehun."

"Hassiktir."

Ağzımdan istemsizce çıkan küfüre karşı kahkaha attı. Ama buna takılacak değildim. Beklemiyordum...yani cidden, biricik kahve çekirdeğimin bir öğretmenle fingirdeşmesini beklemiyordum.

"Bu lisede mi oldu yoksa?"

Cümlemi tamamladı.

"Üniversite. Jeon Chunghae üniversitede öğretim görevlisiydi."

Başımla onayladım. Kısa bir olay kırıtiği yapmam gerekiyordu. Detaylısını zaten bizimkilerle yapardım. Öncelikle bu ilişkinin sonunun neden kötü bittiğini öğrenmem gerekiyordu.

"Sanırım bana başka bir şey söylemeyeceksin?"

"Hayır Sehun."

"Jongin ile neden facebook arkadaşı olduğunu da mı?"

"Soruyu çöz artık, tanrı aşkına."

--

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

--

"Evet herkes ellerindeki olayları döksün ortaya."

Haftalık dedikodu kritiği günümüz gelmişti ve bizim tayfa tam kadro benim odamdaydı. Neden böyle şeyler yaptığımızı sorgulamak gerekirse ben de bilmiyordum, biz genelde kaostan hoşlanırdık.

"Chanyeol dün gece pilavı güzel kavuramadı."

Yixing ellerini göğsünde kavuşturmuş umutsuzca başını iki yana salladığında şaşırmıştım tabi ama bunun neresi dedikoduydu yahu?

"Hastaydım tamam mı? Mutfağı iki dakika Baek'e bıraktım diye niye üstüme yürüyorsun?"

Baekhyun sevgilisinin dudaklarını iki parmağının arasına alıp susmasını sağladı. Bunun için tüm evren ona teşekkür etmeliydi çünkü bıraksak bütün gece bir pilav hakkında konuşabilirlerdi.

"Bir öğretmenin tayini çıktı diye duydum. Kim olduğunu bilmiyorum, umarım Bay Nini değildir. Okul bunu atlatamaz."

Jongdae yerinde huzursuzca kıpırdandığında dikkatimden kaçmadı. Hala konuşmamakta ısrarcıydı ve gözlerinin kızardığını da görebiliyordum. Benim biricik papatyamı kim üzdüyse yüzünü dağıtacaktım, sadece beklesindi.

Öte yandan, Jongin yeni gelmişti ve onun gideceğini hiç sanmıyordum, bu nedenle bu durum beni pek sarsmadı. Diğerlerinin de çok fazla ilgisini çekmemişti zaten. Öğretmen kadromuz yeterince sıkıcıydı çünkü.

"Umarım Minseok'tur. Ödevimi hala yapmadım."

Chanyeol mırıldandığında Yixing dev çocuğun yamacına yaklaşıp yanağını dizlerine sürttü. Bu beni affet, seni seviyorum demenin bir başka ifade ediliş şekliydi ki Chanyeol yemeklerinin bir numaralı fanına kolay kolay kızgın kalamazdı.

"Ben sana yardım ederim."

Yeol parmağını kuzucuğun saçlarına dolayıp hala pilavı beğenmediği için kızgın olduğu hakkında söylenirken Baekhyun'un da benim gibi Jongdae'yi izlediğini farkettim. Birbirimize bu salağın nesi var bakışlarını atıyorduk ama onun da benim gibi hiçbir fikri yoktu. Neyse ki çok düşünmemize gerek kalmadan papatyam konuştu.

"Sanırım dedikodunun geri kalan kısmı da bende."

Sonrasında, Jongin'in eski eşinden onlara bahsetmeyi düşünemedim bile, sarmamız gereken bir takım yaralar vardı.

---
olaylar hızlı akıyor çünkü mini bi fic ve çok uzatma taraftarı değilim, umarım hoşunuza gitmiştirr

lütfen beğendiyseniz oylamayı ve fikir belirtmeyi unutmayın♡!


bir çeşit eşitsizlik] sekai ✔Where stories live. Discover now