♪ hurt ♪

2K 242 115
                                    

İkilemler.

Olanlar ve olmayanlar.

Olabilecek olanlar ve olamayacaklar.

İkileme düşülmeksizin, olmuşlar.

Yoongi olmuşlar üzerinden bile ikileme düşecek kadar sorgulamıştı o gece. Yaptıklarını ve yapabileceklerini, süzgeçten uzun süre sonra geçirirken fark etti bazı noktaları.

Jimin'in pişman olacağını biliyordu, mesela.

Bunu bilmek onu pişman etmişti. Çünkü, Jimin yaptıklarını ve ona yapılanları fark etmişti. Kendini affetirmek için de elinden geleni yapacaktı.

Yoongi affetmek istemiyordu. Kırılmışlıkları, acıları onda toplanırken onu affetmek benliğine ağır geliyordu.

Ama yeni fark ettiği şeylerden biri de, Jimin'nin yüzüne gözlerinin içine bakarak hiç seni dediler gibi seviyorum dememişti. Aynı şekilde Jimin de Yoongi'nin gözlerinin içine bakıp içindekileri dökmemişti. Zaten bir süre sonra Yoongi gözlerine bakmasına bile izin vermemişti.

Onun da çok hatası vardı. Ama kabul etmek istememişti. Jimin'inkilerin verdiği zarardan dolayı kendininkileri görmeyi reddetmişti. Herkes hata yapabilirdi, öyle değil mi?

Yoongi kendini avutuyordu.

En çok korktuğu şey kırılmakken, Jimin'i yaralayarak kendine en büyük hasarı veriyordu.

Sabah olduğunu belirten ışıklar perdenin örtmediği pencereden sızarken Yoongi içinden geçirdi, ona yalan söyledim.

Doğru ya, yalan söylemişti perdeleri hep kapalı tuttuğu hakkında. Hep ardına kadar açıklardı. Jimin'in onları çekmesi için öylece bekliyordu, akıllanmayan Yoongi.

Evin içine dolan seslerle odasından çıktı ve yeni uyanmış iki arkadaşına baktı. Dün gece Kook ve Tae'nin aşk tazeledikleri o kadar belliydi ki, onların dağınık hallerini incelemekten Jungkook'un uzattığı siyah zarfı sonradan fark etti.

"Menajerlerinden geldi ama bakmayacağını düşündüğüm için diğerlerinin yanına koyuyorum."

Sadece kafasını salladı ve parmak uçları soğuk olan elini saçlarının içinden geçirdi. Kafasının içinde dönen şeyler yine onu rahat bırakmıyordu. Birden aklında çakan şimşeklerle zarfı bir yığın mektubun içinde olduğu çekmeceye atmak üzere olan Jungkook'un elinden kaptı ve hız kesmeden zarfı parçaladı.

Soğuk parmak uçları şimdi daha da bir soğuktu ve derin nefes alışverişleri eşliğinde katlı olan bir iki kağıdı açtı.

Okumadan önce sık kirpiklerini kendini hazırlarmış gibi kırpıştırdı ve hızlıca yazıları okudu.

Jimin'i araştırmalarını istemişti menajerlerinden. Onlar ise kısa süre içinde geri dönüş yapmışlardı ve hiçbir şeyi sorgulayacak yetkileri yoktu. Yoongi, onları kontrol etmeye başlayalı kısa bir zaman olmuştu.

Bütün mal varlığını kaybettiğine dair gördüğü sayfada, Jimin'e ait tek bir kuruşun olmadığını gördüğünden beri içindeki fırtınalar daha da şiddetlenmişti.

Yağmur yerini sulu bir kara bırakmış Yoongi'yi buzlaştırıyordu. Bir şey hariçti.

Gözyaşları asla donmuyordu çünkü can acısının koru, onları harlıyordu.

Onunla konuşmak istiyordu.

Şirketinin onu bir zamanlar yarı yolda bıraktığı gibi, o da şirketini yalnız bırakıp piyasada bu kadar pöpülerken şirketinin büyük kayıplar vermesini bir köşede izlemeden önce Jimin'e bir mesaj yazdı.

songs that i want you to hear | yoonminWhere stories live. Discover now