Öyle bir gitmek istiyorum ki, gittiğim yerde ben bile olmayayım.

23 4 1
                                    

Birşeylerin eksikliği var içimde bir yerlerde.  İşte tam bu saatlerde vuruyor sancısı. Öyle basit bir aşk acısı da değil bu.. Tamı tamına 18 seneyi sorguluyorum kendimce. Hayatı, insanları, yazıpta yaşanmayanları, hiç yaşayamadığım çocukluğum beliriyor gözlerimin önünde, zifiri karanlık odamın tavanında.. Dizlerimi karnıma kadar çekip, ellerimi başımın altında birleştirip ağladığım, ağladıkça da yazmak istediğim saatlerdeyim. Az önce hıçkırıklarım duyulmasın diye ağzımı kendi ellerimle kapatışıma şahit oldum. Bu en zor olanıydı zaten. Bir yandan kendimi tüketirken diğer yandan "barış annen duymasın, görmesin, bilmesin bu hıçkırıkları" diyip kendimi frenlemeye çalışıyorum. Kan ter içinde rüyalardan uyanıp kendi elimi kendim tutup kendi kendime teselliler veriyorum. Yine intiharın eşiğine geldiğim saatlerdeyim. Düşünmemeye çalışırken çıldırdığım saatlerde. Hava almak için balkona çıkıp o boşluktan kendimi bırakmak istediğim saatlerdeyim. Sigara da içiyorum bir yandan. Çok içiyorum bu aralar. Düşünmek birşey değil de, bir yandan sigara içip bir yandan düşünmek insanı yıpratıyor. Bakın size yemin ediyorum insanı en çok bu ikisi yıpratıyor. Bir kitabım var başucumda.. "Okuyayım da başka dünyalara seyahat ederim belki" umuduyla açtığım yapraklarını, sayfalara düşen yaşlar eşliğinde rafa kaldırdım. Dinmek bilmeyen gözyaşlarım, durmak bilmeyen düşüncelerimle savaşıyorum şu sıralarda. Yazmak istiyorum. Yazdıkça rahatlamak ama.. ama öyle olmuyor işte. Şu an bu yazıları yazanın ben olduğundan bile şüpheliyim. Mantığımı kullanamıyorum şimdilerde. Ne yazarsam kalbimden geliyor, gözyaşlarım eşlik ediyor, titreyen dudaklarım şahit oluyor. Sezen Abla'yı da susturamadım bugün. Bu yazıyı burda bitirmek istiyorum. Bu geceyi de.. gözyaşlarım engel oluyor yazmak isteyişime, yazamıyorum artık.
Son olarak..
Bu gece intihar etmeyenler için yarın bombok bir gün doğacak!

Güzel SevmekNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ