Bölüm 3

178 19 72
                                    

"Seni özlemek istemiyorum..."

Kafam karıştı. Hemen telefonumu aldım. Saat 13.27'ydi! Ve Ed yaklaşık 200 kere aramış! Olamaz! Hemen Ed'in yanına gitmeliydim. Ama önce Joe'nun yanına gittim.

"Joe hemen Ed'in yanına gitmeliyiz!"

"Neden?"

"Bilmiyorum... Yaklaşık 200 kez aramış."

"Tamam sen çık ben geliyorum!"

Ne olmuştu? Zarar mı görmüştü? Hırsız mı girmişti? Çok korkuyordum. Tek güvenebildiğim kişi... Onu da kaybedemezdim.

Eve vardık, kapı ziline bastım ve basmamla beraber kapı açıldı. Ed hemen bana sarıldı ama aynı zamanda bağırmaya başladı.

"Nerdeydin? Bütün gece seni aradım! Gözüme uyku girmedi!"

"Ed..."

"Ya sen Joe? Sana en baştan güvenmemeliydim! Bir insan 2 senede bu kadar mı değişir?!"

Ed çok sinirliydi. Genelde çok sakin bir insandır. Çok uysaldır. Ama bu sefer nadir olark görülen içindeki sinirli insana dönüşmüştü. Joe'yu gömleğinin yakasından tutup içeriye götürdü. Topuklu ayakkabılarla onlara yetişemiyordum.

"Bak bir daha seni Taylor'un yanında görürsem..."

"Ed lütfen sakin ol..."

"Taylor bırak hıncını benden çıkarsın."

"Taylor'la konuşmayacaksın! Mesajlaşmayacaksın! Haberleşmeyecek, onu bir daha görmeyeceksin! Tamam mı? Şimdi çık git evimden!"

Joe bana 'seni kurtaracağım, sadece bekle' der gibi baktı ama ben gitmesini ister gibi baktım.

"Ed otur şuraya..."

"Oldunuz değil mi..."

"Bak Ed lütfen sakinleş. Benim için. Bak ben burdayım. Sapasağlamım. Kendine zarar verme lütfen... Ben sensiz yaşayamam.."

"Tahmin etmiştim."

"Ed? Ne-Neyden bahsediyorsun?"

"Taylor bak. Artık senin üzülmene katlanamam. Kaç yıldır psikolojin bozuk o Harry yüzünden. Şimdide başkasıyla... Ya Joe'da seni üzerse? Ya yine psikolojin bozulursa? Ben daha fazla katlanamam."

"Ed b-ben çok üzgünüm ama eğer ben senin isteğine göre yaşayacaksam burda kalmam doğru olmaz."

Çantamı aldım ve ve dışarıya çıktım. Her üzüldüğümde gittiğim tepeye gittim.

Korktum... Üzüldüm... Endişelendim... Ama denedim... Bu sefer de kardeşim saydığım insanı kaybettim... Elimde kalan tek şeyim de itibarımdı resmen. Ama... Ben ne yaptım da bunları hak ettim?

Tepeye vardığımda bankta bilin bakalım kim vardı... Harry!

"Ne işin var senin burada?!"

"Eski günlerimizi özledim. Onları hatırlamak için geldim. Yoksa sen de mi?"

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Harry kaydı ve yanına oturdum.

"Taylor bak biz ayrı olamayız. Sen yoksan ben bir hiçim!"

"Boşuna uğraşma."

"Taylor yapmadığını söyle."

"Harry ben senin gibi yalancı değilim, ayrıca yaptım da... N'oldu? Kıskandın mı? Sen yaparken iyiydi!"

"Kim o adam? Söyle!"

Harry çok sinirlenmişti. Ayağa kalkıp bana bağırmaya başladı.

"Taylor!"

"Efendim?"

"Kim o ad-"

Bende ayağa kalktım ve sinirle:

"Bak Harry kiminle olduğum, içtiğim, öpüştüğüm seni ilgilendirmez. Annem değilsin. Babam değilsin. Abim değilsin. Sevgilim hiç değilsin. Bunu seninle önceden konuştuğumuzu düşünüyorum. Artık bitti kabullen!"

Harry yine bir pislik yaptı ve beni kollarıyla kavrayıp öptü. Ama ben haraket edemiyordum. Bu sefer çaresizdim...

Medya: So It Goes... - Taylor Swift

End GameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin