Alacakaranlık hikayesini farklı bir boyuta taşımaya ne dersiniz? Ama baş rölde bu sefer Alice Josephine (Kristen Stewart) ve Jennifer Collins (Megan Fox) olacak. Bu hikaye ile ilgili kesinlikle ne siyasetle, ne de dinle karıştırıp bağlamayın. Burada...
Sevgili okuyucularım. Öncelikle sizlerden çok ama çok özür diliyorum. Bunca zaman ortalıkta yoktum işlerimle ilgili ve kendimle ilgili sorunlar vardı ve buraya bakacak vaktim yoktu. sorunlar bitmez ama yinede sizin için bu bölümü gücüm yettiğince bitirdim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Iyi okumalar❤ (Bu arada bu bölümde bazı yerlere hikayenin akışına göre kendimce yaptığım ve tasarladığım Gifler ekledim. giflerle ve bölümle ilgili düşüncelerinizide bekliyorum.)
Alice ile Jennifer sınıflarına doğru gelmişlerdi. Öğretmen onların sınıfa girdiklerinden emin olmak için kapıda bekledi. Daha sonra Alice kapıyı tıklatarak
"Gel!" Sesiyle içeri girdi. Alice ile birlikte arkasından Jennifer'da girince bütün sınıf hayretle onları izlemeye başladı. Carl Alice'i Jennifer'la görünce o daha fazla hayrete düşmüştü. Bay Cliff onlara baktı
"Siz ikiniz neredeydiniz?" Dedi Bay Cliff. Alice ile Jennifer birbirlerine bakıp daha sonra tam Alice konuşacaktı ki Jennifer;
"Şey, Müdürün yanındaydıkta, o yüzden geç geldik." pat diye hemen atıldı. Alice ifadesini hiç bozuntuya vermeden öylece susmuştu.
"Pekâla, geçin yerinize." dedi Bay Cliff elinde ki kitaba dönerek. Alice ile Jennifer yerlerine geçmek için hareketlenirken Carl gözünü Alice'ten hiç ayırmıyordu. Onu çok merak etmişti. Alice gözünü birden Carl'a çevirdi. Carl'ın ifadesinden herşeyi net bir şekilde neler düşündüğünü anlayabiliyordu. Alice yerine oturduğunda önüne bakmaya başladı. Az önce ki olan garip yalanları neden söylediğine anlam verememişti. Onun düşüncelerini bölen, top şeklinde bükülmüş bir küçük kağıt parçasının hava da tam başına doğru gelmesiyle bunu hissedip birden ani refleksle kimseye belli etmeden tuttu. Alice kağıdı açtığında içinde bir yazı vardı;
"Neredeydin sen!??" diye bir cümle yazılıydı. Alice kağıdı kimin attığın tahmin ettiğinde Carl'a dönüp baktı. Carl'da Alice'e masumca tebessüm edip çocukça el sallamıştı. Alice umursamazmış gibi tekrar önüne döndü.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bu esnada ona cevap veremezdi. Daha sonra Alice yine küçük bir kağıt topun hava da geldiğini hissettiğinde tekrar kimseye belli etmeden havada kaptı. Alice istemsizce yine kağıdı açarak "Seninle konuşmam gerekiyor. Tenefüste bir yere kaybolma." Diye yazılıydı. Alice Carl'a bıkmış gibi bir surat yaparak bir daha atmaması için bir yüz ifadesiyle uyardı. Carl gözünü kapayıp açarak anladığını belirtti. Alice tekrar önüne döndü. Alice başını Jennifer'a çevirdi ona bir müddet baktı. Dersi dinlemiyor gibiydi. Sanki aklında birşeyler var gibiydi. Jennifer göz ucuyla ona baktı. Kaşlarını çattı. Alice Jennifer'in elinde tuttuğu kalemi sıktığını farketti. Bu nefret, bu kin niye onu anlayamıyordu. Tenefüs olmuştu. Herkes dağılırken Alice Jennifer'ın çıktığını farketti. O sırada aniden yanına Carl geliverdi.
"Alice?" Diye seslendi. Alice ona dönerek ayağa kalktı. "Dışarıda konuşalım." Dedi Carl onu gözünden ayırmayarak. İkiside sınıftan çıkıp okulun bahçesine çıkmışlardı. Alice bir bankta oturdu Carl'da yanına oturdu. "Neredeydin sen?" Diye başladı Carl merakla. Alice bu konuyla ilgili ona herhangi birşey söylememesi gerekiyordu. Duyunca yine ondan azar işiteceğini biliyordu. Alice ona trip atarmış gibi davrandı ve cevap vermedi. Carl buna anlam veremeyerek kendini toparladı
