0.0

18 4 0
                                    

Güneş ortalıklardan kaybolup ay gökyüzüne yükseldiğinde, etraf sessizleşmişti. Açık camdan içeri giren rüzgar odayı soğutuyordu. Kapımdan tıklatma sesi geldiğinde "Kim o?" diye sordum. Tanıdık bir ses, "Benim." dedi. Bende istemsizce, "Gir" dediğimde gelen kişi New York'ta yaşayan teyzemdi. Sesini uzun zamandır duymayınca sesi biraz yabancı gelmişti. Yazmakta olduğum günlüğüm gözüme çarptı, ve onu aceleyle iki elime alıp belimin arkasında tutmaya başladım. "Ne saklıyorsun Ashley?" "Hiç belim kaşındı biraz da." Teyzemin yüzünde tebessüm ifadesi vardı. "Peki" dediğinde gözü sallanan avize ye çarptı. O tavana bakarken ben de hızlıca günlüğümü yastığımın altına koydum. Teyzem tavana uzun süre baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Ben Anna'yı görmeye gideyim." dedi. Ve hızlıca salona girip kapıyı yavaş bir şekilde örttü. Ben de o gider gitmez yatağıma uzanıp, yastığımı kulaklarıma örttüm. Odam teyzem gittikten sonra daha çok sessizleşmeye başladı. Canım mutfağa gidip bir şeyler atıştırmak istiyordu. Yatağımdan kalkıp hızlıca mutfağa gittim. Salonda babam, teyzem ve annem konuşuyorlardı. Mutfağın kapısını açtığımda açılmış bir cam gördüm. Kış aylarının başındaydık mutfak kapısının çarpmaması için camı örttüm. Artık o öten kuşların sesi de gelmiyordu. Hızlıca buz dolabını açtığımda sadece eskiden kalma bir ekmek, ve bir kavanoz salça vardı. Aklımda olanlar bunlar değildi ama açlığımı gidermek için bunları yemek zorundaydım. salça kavanozunun kapağını açtım. Çekmeceden bıçağı alıp salçaya batırdım. Ve hemen ekmeğe sürmeye başladım. Salondan gülme sesleri geliyordu, ben de merak edip salona çıktım. Sanırım teyzem annemlere New York'ta yaşadığı komik olayları anlatıyordu. Yoksa annemin ve babamın yüzünde mutluluk görmek biraz zor. "Anne salondan gelen seslere kulak misafiri oldum, ne konuşuyorsunuz?" "Teyzen New York'ta bir grup arı tarafından kovalanmış, bize şişiklerini gösterdi." "Peki o nerede şu an?" "Mutfağa su almaya gitti, yoksa görmedin mi?" "Hayır görmemiştim." Bir an odamdan hızlıca bir kapı kapanma sesi geldi. Odama biri girmişti demek ki, çünkü ben odamın kapısını örtmüştüm. "Ben bakıp geleyim" Hızlı adımlarla odama doğru çıktım. Odama geldiğimde kapım açıktı. Ancak yukarıdan kapı kapanma sesi gelmişti. Yavaşça ilerlemeye başladım. Kapıyı biraz açtığımda kapı biraz gıcırdadı. Odamda teyzem vardı. Teyzem yastığıma eğilmişti. Onu izlemek için içeri girmedim. Yastığımın altını karıştırıyordu. Oradan benim günlüğümü çıkarttı. Onu engellemek için koşarak içeri girdim. "Teyze günlüğümü neden karıştırıyorsun?!" "Şey yastığının altına saatim düştü de günlüğünün içinde mi diye bakıyordum." Yalan söylediği yüz ifadesinden belliydi. Ama belli etmek istemedim. "Peki." dediğimde geri geri adımlar atarak teyzemin odamdan çıkmasını bekliyordum. Bir anlığına ayağım boşa gelince önüme döndüm ve arkama bakarak yürümeye başladım. Teyzemde arkamdan yavaşça kapıyı örtüp merdivenlerden inmeye başladı. Teyzeme ne zaman New York'a  gideceğini sordum. "Teyze New York'a ne zaman gideceksin?" "1 hafta sonra Ashley." Daha zaman varmış gitmesine anlaşılan günlüğümü 1 hafta boyunca teyzemden korumam gerekecek. "Ashley elindeki ekmeği ne zaman yiyeceksin?" "Ah, tamamen aklımdan çıkmış hatırlattığın için sağ ol baba!" Ekmeğimi yemeye başladığımda ağzımda garip bir tat vardı. Anlaşılan salça bozulmuştu salçayı güçlükle yutmaya çalıştım. Yuttuğumda salçalı ekmeği tezgaha koymuştum. Ve hemen odama koştum. Odam o kadar çok sessizdi ki sanki sessizliğin anahtarı açılmıştı. Biraz mutsuzdum. Telefonuma girip yeni gelen mesajlarıma baktım. Pazar günündeydik. Okula yarın gidecektim. Saat çok geç olunca yatağıma yatıp yavaşça üzerime yorganımı örttüm. Ve sessiz bir uykuya daldım.



Hadi HissetWhere stories live. Discover now