Aynadan kendime çok baktığım için dolaptan kıyafet seçerek giymiştim hızlıca.Derse geç kalmak istemiyordum.

Giyindikten sonra saçlarıma şekil verdim.hazırdım gitmek için.çantamıda aldıktan sonra müştemilattan çıkmıştım.

Müştemilattan çıktığımda evin oğlu Tae beyle karşılaşmıştım.ikimizde aynı anda durmuştuk.ona bakmamak için yere eğmiştim kafamı.Ama o hala orada duruyordu.orada durduğuna göre bana bakıyordu.

Hem görmek istemeyen oydu.Şimdi bana bakıyordu.Dengesizlikti.

Derse geç kalmamam için ben yürümeye başladım.Ona bakmayarak.
Nasıl olsa birbirimize karşı yabancı olmuştuk.

Onu ardımda bıraktıktan sonra yanımdan arabasıyla hızla geçip gitmişti.

Hızlanması bana olan öfkesinden miydi? Yoksa kendisine mi?

*******
Bugün derslere girerek not alıp dinlemiştim hocaları.her zamanki gibiydi.yorucu ve maraton.

Kütüphanede biraz ders çalıştıktan sonra çıkmıştım.Güneş batmak üzereydimHava kararmadan evde olmam lazımdı yoksa babam beni ölesiye döverdi.

Koşuyordum nefes nefese kalmış şekilde.yetişmem lazımdı.Ama bir şeyi çok isterken bir aksilik çıkardı ya.çıkmıştı.

Koşarken az kalsın bana araba çarpacaktı.korkuyla eğilmiştim ve bileğimi burkmuştum.

"İyi misiniz beyfendi?" Demişti arabadan çıkan adam .önüme oturmuş bana bakıyordu endişeli şekilde.

"İ-iyiyim s-sadece biraz korktum" demiştim kekeleyerek.bir yandanda bileğimi ovuşturuyordum.

"Kalkabilir misiniz?" Demişti siyah saçlı adam.kafamla onaylamamla koluma girip ayağa kaldırmıştı beni.

Burkulan sol ayağımın üstüne basınca fena şekilde acımıştı ve ufak bir inilti çıkarmıştım dudaklarımdan.

"Ne oldu? Bir yeriniz mi ağrıyor?" demişti endişeli şekilde.

"Bileğimi burktum ama önemli değil.yürüyebilirim" diyerek kolundan çıkıp bir adım attığımda dengemi kaybetmemde bir olmuştu.

"Bence benim arabama binip hastaneye gitmeliyiz.yoksa daha kötü olacaktır" diyerek beni arabaya bindirdi.Ben emniyet kemerini takarken o da yanıma oturarak sürmeye başlamıştı.

"Neden o kadar çok koşuyordunuz? Acil bir yere mi gidecektiniz?" Demişti siyah saçlı adam.

"Evet.Eve erken gitmem lazımdı." Demiştim.sonrasında da konuşmamıştık.

Biraz daha ilerledikten sonra hastaneye gelmiştik.benim kapımı açıp indirmesi, koluma girmesi falan hoşuma gitmişti centilmenliği.önemli biri gibi hissettmiştim.bir haftadan sonra.

Doktora gittiğimizde bir şey olmadığını sadece burkulma olduğunu ve üstüne fazla basmassam geçeceğini söylemişti.

Şimdide centilmen adamla beraber hastaneden çıkmıştık.

Hava çoktan kararmıştı kesin akşam yemeği vaktindeydik.endişeli şekilde ona bakarak " beni evime hızlı şekilde götürür müsün?" Demiştim.eve erken gitmem lazımdı.lütfen kabul et.

O da kafa sallayınca arabaya binip hızla gaza basmıştı.

****

Yolculuk boyunca konuşmuştuk.Adı hoseok du.ve 23 yaşında olmasına rağmen bir iş yerinde ceoydu.Benim okulumda işletme okumuştu.Bizde hocalardan falan bahsetmiştik.

Çok mutluydum şuan.belkide ilk defa bir arkadaşım olup sohbet ettiğim içindi.Güler yüzlü,ilgili, centilmen bir adamdı.Gittiğimiz evin çalışanı olduğumu söylesemde beni hor görmemişti.

"Eve geldik.Her şey için teşekkürler.ilgilenip hastaneye götürdüğünüz için ." "Ne demek"
Dedikten sonra yine aynı centilmenliği yaparak arabanın kapısını açarak kolunu belime sardı bende kolumu onun omuzuna atmıştım.

Biraz acısada Hoseok sayesinde acım hafifliyordu .müştemilata yaklaştığımızda ağacın dibinde Tae beyi görmüştüm.O da beni görmüştü.

Kollarını birbirine dolayıp ağaca yaslanmış şekilde sakince beklerken bizi öyle görmesiyle sakinliği gitmişti.Onun yerine gerilen çenesini ve yumruk yapmış elini görmüştüm.
Daha fazla sinirlenmemesi için hoseoka tekrar teşekkür ederek ayrılmıştık.o arabasıyla uzaklaşırken bende onunla karşılaşmamak için yüzüne bakmadan sol ayağıma yük vermeyerek yavaşça ilerliyordum.

"Oraya gitme.İlaçladık müştemilatı.Bizim eve gelmen lazım.Orada yaşayacaksınız bir süre" demişti. Sonrasında da devam etmişti sözüne "senin yüzünden davete geç kalacağım.ailem gitti ama sana bunu söylemek için bekledim" çabuk olda bana kıyafetleri hazırla " diyerek yürümeye başlamıştı.

Hem ona hizmet etmemi istemiyordu ama şimdi hizmet etmemi istiyordu.Dengesizdi.

Biraz topallayarak yürüsemde ona yetişerek eve girmiştim.Eve ilk girdiğimde salondan çıkan babamla karşılaşmıştım.Bana sinirle bakıyordu.korkmuştum bakışlardan.ona daha fazla bakmamak için kafamı çevirmiştim.

Zorda olsa merdivenden çıkarken duvara tutunmuştum.odaya geldiğimizde ilk o girmişti sonrada ben.kapıyı kapatarak beklemiştim.

"Ne bekliyorsun orada ? Gelde ne giyeceğime karar ver" demişti sert çıkan sesiyle.

Biraz korktuğum için topallayarak ilerleyip dolabın başına geçmiştim.
Davet olduğu için lacivert takım elbiseyi tutarak göstermiştim.

"Ben davete böyle gitmem.Spor tarzı olsun" diyerek takım elbiseyi geri koymuştum.Biraz daha kıyafetlere göz gezdirdikten sonra kumaş bir pantolon ve çicekli gömlek aldım.ona gösterdiğimde kabul etti ve elimden hışımla alarak beni gönderdi.

Onun bu tavırlarını sevmiyordum.Hem ilk değerli hissettirirken sonra yabancı iki insan olduk şimdide bana köpek muamelesi yapıyordu.

Duvara tutunarak indiğimde karşıma babam çıkmıştı.Sinirliydi.Benim kolumu tutarak salona götürdü.bugün sürüklenmekten gerçekten bıkmıştım.

"Sen ne haltlar karıştırıyorsun da bugün o kadar geç kaldın."  Ah babamın derdi buymuş.onun odasına gittiğim için değilmiş.

"Eve gelecektim ama az kalsın araba çarpıyordu.Bileğim burkuldu ve hastaneye gittim" dedim yüzüne bakarak.

"Bir daha geç kalma yoksa ne olacağını biliyorsun" diyerek üzerime yürüdü.Belki bana iyi misin diye sorar diye bekledim ama beklemem hataydı zaten.

"Efendi kim " diye seslenerek Tae salona gelmişti.

"Buyrun efendim" demişti.Babamda yalaka olduğu için dibinde bitmişti.

"Yarın şirketin başına geçeceğim ve şirkete yakın olan bir daireye taşınacağım.Bu yüzden bana hizmetçi lazım" demişti.Ne yani gidip bir daha gelmeyecekmiydi? Aklımda bir sürü soru vardı.

"Size Hyo joon hanım yardım eder" efendim dwmişti babam.Gerçekten gidecekti.Şaşırmıştım.Bana bu evde o iyi davranıyordu.Son yaptıklarını saymazsak .

"Hayır onu istemiyorum.Oğlun Jin daha uygundur." Demesiyle onlara bakmıştım şaşkınlıkla.

Gerçekten tek başıma halledebilcek miydim evi?

Ya da Taehyunga karşı başa çıkabilcekmiydim?

Bangtanın Türkiyede olduğu haberler falan beni çok yordu .Yetiştirmek için zorladım kendimi resmen.

Tae nin neden öyle davrandığı ilerki bölüerde ortaya çıkacak.

Bu arada tarihi kitap yayınladım "life in the moon" .okuyabilirsiniz.

Yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin.
Keyifle okumanız dileğiyle.



BECAUSE OF YOU / TAEJINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin