Duyduklarımdan dolayı donup kalmıştım. Suçsuz olduğum halde ben bir gün o delikte geçirmiştim. Mert ise sıcacık yatağında sabahlamıştı. Bu adalet miydi? Kuzey nasıl yapardı bunu. Sırf öfkesi için Mert'i cezalandırmamıştı. Duyduklarım beynime kurşun gibi girmişti. Gözlerim dolmuştu. Ellerimi sımsıkı kapattım. Bir yerden sinirimi çıkarmak zorundaydım. Tırnaklarım etimin içine geçtikce acıyla titriyordum.

"Neden yaptın bunu! Sen Mert'i cezanladıracağını mı sanıyorsun? Aptal mısın sen! Mert'in bir sürü adamları var. Parası gücü var. Eğer şikayetci olsaydın adamları parası ona yardım edemezdi. O delikte kafayı yerdi."

"Sevgilini ne kadar seviyorsun gözlerim yaşardı." Kuzey'e öfkeyle baktım.

Bağırarak,"O benim sevgilin falan değil artık!" Dedim. Kuzey bağırdığımdan dolayı şaşırmıştı. Ama başını yeniden camdan dışarıya çevirmişti. Benim dediklerimi umursamıyor gibiydi.

"Ben suçsuz olduğum halde karakolda sabahladım. O ise evinde. Ben seni bırakıp gidemedim yardım etmek istedim o ise sana zarar verip kaçtı."

"Seni daha fazla dinlemek istemiyorum Sevda. Çık odamdan."

Bağırmaya devam ediyordum. "Sende Mert gibisin. Şerefsizsin. Çok yanlış yapıyorsun. Şikayetçi olucaksın ondan."

O sırada odaya uzun boylu esmer bir hemşire girdi. Kuzey,"Hemşire hanım çıkarır mısınız hanfendiyi." Dediğinde öfkeli bakışlarımı Kuzey'den çektim. Hemşireye,"Bak Kuzey'le konuşmam gerekiyor." Dedim.

"Lütfen hanfendi çıkar mısınız odadan." Dedikten sonra kolumdan tuttu. Kolumu kendime doğru çekip Kuzey'e döndüm.

"Sen şikayetçi olana kadar burdayım hiçbir yere gitmiyorum."

"Hemşire hanım lütfen!" Kuzey sert bir şekilde tekrar hemşireyi uyardığında hemşire kolumdan tuttu.

"Hanfendi lütfen zorluk çıkarmayın. Çıkın odadan."

"Bırak kolumu! Ben çıkarım." Dedim ve kolumu kendime doğru çektim. Odadan çıkmadan önce Kuzey'e döndüm. Ona öfkeliydim. Hemde çok fazla. Odadan çıktıktan sonra kolidorda  hızlı bir şekilde yürümeye başladım. Yanağımdan süzülen gözyaşımı elimin tersiyle sildim ve burnumu çektim. Hayat benim üzerime oynuyordu sanki. Mert'in ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmesi beni kahrediyordu. Ondan nefret ediyordum bu duyduklarım nefretimi körüklemişti.
Hastaneden çıkacakken kapıda çarpıştığım kişiyle afalladım.

Çınar omzunu tutmuş gözlerime bakıyordu. Burda da karşıma çıkmıştı. Gözlerim elindeki kanı gördüğünde büyüdü. Ağlamayı bırakıp,"Ne oldu sana?" Diye sordum. Omzu kanıyordu.
Arkasında başka bir polis memuru vardı.
Bir bana birde Çınar'a bakıyor ve gülümsüyordu. Çınar'a döndüm ve,"İyi misin?" Diye sordum. Ağladığım çıkan boğuk sesimden belli oluyordu.

"Yine yeniden ben. İyim merak etme." Dediğinde derin bir oh çekmiştim.

"Vuruldun mu?"

"Evet vuruldum." Dediğinde gözlerini gözlerime kitledim. Gamzesini belli ederek gülümsemişti. Söylediği şeyi anlamlı ve vurgulayarak söylemesi utanmama sebep olmuştu. Başımı eğdim ve,"Geçmiş olsun." Dedim. Arkada duran polis memuru sesli gülünce Çınar'la aynı anda ona döndük. Gülünecek ney vardı? Adam sustuktan sonra Çınar'a,"Kardeşim tekrar geçmiş olsun. Sen palsuman yaptır koluna. Ben seni akşam alırım buradan." Dedi.

Çınar,"Nereye gidiyorsun Fırat?" Diye sorduğunda isminin Fırat olduğunu öğrendiğim polis bana bakarak,

"Senin refakatçin burda kardeşim. Hem benim işim çıktı acil." Dedi ve hızlı adımlarla hastaneden çıktı. Arkasından Çınar,

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Aug 27, 2018 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

POLİSİN SEVDASI (Yeniden)Onde histórias criam vida. Descubra agora