1.BÖLÜM

53 1 0
                                    

    "İlk Temas.."

   Polisin Sevdası kitabı tamamen benim kurgumdur. Yeniden yazmaya başlayıp sonunu getireceğime emin olabilirsiniz.
Haydi başlayalım o halde okuyucu meleklerim.🙏❣

            
        Her pazartesi günü olduğu gibi  yine okula geç kalmıştım. Otobüsü kaçırdığım için kaldırımda nefes nefese koşuyordum. Şansıma bir tane taksi geçmiyordu.
İnsanlara çarparak koşmaya devam ediyordum. Pazartesi günü olduğu için herkes kendini dışarı atmıştı. Sağ omzumu hissetmemeye başlamıştım.  Kesin yine yok yazılacaktım. Murat hocaya edebiyat dersimize giriyordu. Her pazartesi günü geç kaldığım için Murat hoca da beni yok yazıyordu.

Genelde derslerle pek alakam olmadığı da bir gerçekti. Sırama başımı koyup uyumaktan başka kantine inip yemek de yiyordum.

Okula yaklaştığımı simitçi Mahmut amcanın mikrofon yutmuş gibi çıkan sesinden  anlıyordum. Her sabah okula yakın olan sahil kenarında simitlerini satışa çıkarıyordu. Ve gür sesiyle halka sesleniyordu.

Okulun bahçesine giriş yaptıktan sonra okul güvenlikçisi Ali abiye selam verdim ve hızımı kesmeden okula doğru koşmaya devam ettim. Bahçede kimse kalmamıştı.
Okula girdikten sonra merdivenleri ikişer üçer çıktım. Biraz daha koşarsam son nefesimi okulda vermek zorunda kalabilirdim. Okul ölmek istediğim en son yer bile değildi. Daha fazla koşamadım  ve yavaşladım.  Ağır adımlarla sınıfıma doğru ilerledim.
Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde Murat hoca tahtaya birşeyler yazıyordu. Bütün sınıf gibi oda bana doğru dönüp kaşlarını çattı. Dersin sonuna gelmiştik. Şuan hayatımın sonuna geldiğimi hissettiğim gibi bir şeydi.

"Hiç gelmeseydin Sevda." Dediğinde nefes nefese kalmış bir şekilde,

"Hocam gerçekten trafik vardı."  Diyiverdim.

Fakat Murat hoca onuncu kez söylediğim bu beyaz yalana inanmamıştı. Parmağıyla kapıyı işaret edip,"Bide utanmadan yalan konuşuyorsun. Çık dışarı." Diye bağırdı.

Arka sıralarda oturan yakın arkadaşım Eylül'ü göz kırptım ve  herşey yolunda mesajı verdim. Murat hocanın bana bağırması zoruma gitmiyordu. Çünkü haklıydı. Sınıftakiler horullanmaya başlayınca Murat hoca sınıfa ters bir şekilde baktı. Tekrar bana döndüğünde, kapıyı arkamdan kapatıp sırtımı duvara yaslayıp yerde bağdaş kurdum. Kapının yanına oturmuştum.

Arabam tamirde olmasaydı böyle olmicaktı. Belki yine geç kalıcaktım ama dersin sonunda gelmek zorunda kalmicaktım. Babamın doğum günü hediyesi olan arabamla hafta sonu kaza yapmıştım. Ufak sıyrıklarla kurtulsamda araba pert olmuştu.

Ellerimi dizlerimin üzerine koyduktan sonra ofladım. Hayattaki şansım neden bu kadar ucuz olmak zorundaydı. Çürük elma gibi şans düşmüştü bana.
Babam ve annemle aramın iyi olduğunu da söyleyemem. Babam işlerinden dolayı annemle bana hiçbir zaman vakit ayırmamıştı. Ayırmamaya da devam ediyordu. Annemle her gün tartışmassak olmazdı. Babamın ünlü iş adamı olması ve parasının çok olması ailemize mutluluk getirmiyordu.

Zil çalınca başımı dizlerimin üzerinden kaldırdım. Sınıftan ilk çıkan Murat hoca olmuştu. Her zamanki gibi siyah takım elbisesi giymiş elinde birkaç kitabı siyah dosyasının içine sıkıştırmıştı. Bana  bir defa bakmadan hızlı adımlarla kolidorda yürürken öylece arkasından bakakalmıştım.
Okulun ilk zamanları bütün öğretmenlerimle aram iyidi fakat zamanla beni tanımışlardı. Buda benden kaçmalarına en büyük nedendi. 
Onlar kadar disiplinli ve kuralcı olmamam benim suçum değildi ki. Yerden kalktıktan sonra eteğimin arkasını temizledim.

POLİSİN SEVDASI (Yeniden)Where stories live. Discover now