ARAP MİLYONER (+18)

13. BÖLÜM : YILLARIN YÜKÜ

Duru'dan

Emir'in kollarından sıyrılıp elimi yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim. Aynada baktığım bu gözler derinliklerindeki acılardan ne zaman kurtulacaktı acaba ? Bu güne dek kimseye açmadığım tüm o yaraları nasıl Emir'e gösterecektim? bu güveni bana nasıl vermişti? iliklerime kadar hissettiğim bu güven içimi huzurla doldururken uzun zamandan sonra mutluydum ... mutlu ve aşık .

Emir'den

Acının ne demek olduğunu belkide en iyi ben bilirdim. Gözlerinden geçen o hüzün rüzgarı içimi parçalarken tek istediğim ona deli gibi sımsıkı sarılarak bütün üzüntüsünü çekip almaktı. Bu içimi yakıp geçerken aşık olduğum bu kadının sevgiyi bulduğum ve uzun zamandan sonra bu duyguları bana hissettiren bu kadının canının yanmasına asla ama asla izin vermeyecektim. Tahammülüm yoktu gülüşünün yüzünden silinmesine, kırgınlığın bedenini sarsmasına, tahammülüm yoktu!!! dayanamıyordum içim hem derin bir üzüntü hemde derin bir acıyla sarsılıyor kan beynime sıçıyordu buna sebeb ne varsa yakıp yıkmak istiyordum. Sonra onun bedeninden bütün o acıyı çekip almak derin dipsiz kuyulara atmak . Bir daha asla göremeyeceği hissedemeyeceği ...
Okul yıllarından pek bir şey öğrenemesem de şirket kayıtlarından bir şeyler çıkacağına adım gibi emindim. O anlatana kadar en azından bir kaç şey öğrenmeliydim. Cem illa ki bulacaktı legal yöntemlerle bulamadıysa da sıra illegal yollardaydı.

Duru'dan

Geceyi bir şekilde atlatmış Emiri zar zor ikna etmiş ve sonunda kendimi evime atmıştım. Evim evim güzel evim. Deliler gibi özlemiştim burası benim tek sığınağın tek kalemdi.
- Ben buraya aidim...
Derin bir nefes alarak günler sonra kendimi güvende hissetmenin tadını çıkardım. Dönüşü olmayan bir yola girmiştim ama bu kez korkularımın üstüne gitmek eskisi kadar zor gelmiyordu. Bir ışık vardı bu kez tünelin ucunda bana tüm acılarımı unutturacak geleceğe dair hayaller kurduran ...

Emir'den

Telefonun sesiyle irkildiğimde saat sabah 6'ydı . Cem arıyordu. Bu saatte mi? gerçekten mi ? Iyi bir küfrü haketmişti.
-Ne var Allahın delisi manyak
+Aa kırılıyorum ama bak
- Çokta .....de
+Bu saatte bu kadar küfür. Açılış süper neyse uzatmıycam Durunun ailesi hakkında bir şeyler öğrendim.
Durunun ismiyle yayıldığım yatağımdan irkilerek kalktım.
- Eee
Sesimdeki heycan beni de şaşırtmıştı. O güzel gözlerine bu hüznü nasıl kilitlediklerini her şeyden çok merak ediyordum.  Kalbim deli gibi atıyordu. Bu kadın beni allak bullak ediyordu.
+Mail olarak attım okursun
Hemen telefonu kapatıp bilgisayara koştum.
- Umarım canını çok yakmamışlardır meleğim.
Aşırı duygusallığıma bende şaşırırken maillerime girmiştim. Bir an durakladım ve mailin üstüne tıkladım .

Duru Sürgün
12 şubat 1995
Anne adı : Ahsen Sürgün
Baba adı : Birkan Sürgün

Kimlik bilgileri okuduğu okulları hızla geçerken ikinci sayfaya geldim ve asıl hikaye burdaydı.

Bir şikayet dilekçesi ve iptalinin açıklaması özetle şu :
Baba Birkan Sürgün tarafından 3 gün merdiven altına kilitlenmek suretiyle ağır şiddet ve baskı altında tutulan 13 yaşındaki Duru Sürgün şikayetinin iptalini kabul etmiş ve 1 ay baba Birkan Sürgün  için takip kararı çıkarılmıştır..

Buna benzer bir ton şikayet dosyası vardı. Bir baba evladına nasıl  bunu yapar ??? Kafam uğuldayıp bütün bedenim sinirle kavrulurken o adamı öldürmek istedim, içimde tarifsiz bir acı kor gibi yayılıyordu gözümün önüne küçük bir Duru ve onun o küçük bedenine şiddet uygulayan onu döven bir şerefsiz geliyor ve daha da deliriyordum. Dosyalar bitmiyordu. Tek tek okudum hef harfi içime saplana saplana okudum. Sonra hastane kayıtları vardı.