Bölüm 3 : Kurban

En başından başla
                                    

Soğuk bir kış gecesi ,akreple yelkovanın uzun geceye ahenk sağlamak uğruna sarf ettiği çabalar sonrası kapı çaldı evin hizmetçisi olarak kapıyı açtığımda ; siyah saçlı , kavhe gözleri ve güven veren bakışlarıyla bana geçmişimdeki birini anımsatıyordu. Ama o bana değilde tuhaf bir şekilde tam arkama bakıyordu arkama döndüğümde Emirle karşılaştım çatık kaşlarıyla "İçeri geç sen hadi! " dedi.
Bende öyle yapıp muftakta yarım kalan işlerimi hallederken Emirin "Bize kahve yap getir " dediğini duydum . Her sözüne itaat ettiğim için çabucak yapıp Emirin odasına doğru ilerledim ve misafir çocuğun sözlerini işittim
" Kusura bakma kardeşim ya küçükken bir zavallı kız uğruna kavga edip yollarımızı ayırdık . Çok pişmanım hatamı geçte olsa anladıktan sonra buraya geldim biraz zor oldu seni bulmak ama sonunda buradayım işte "

Duyduğum ses Güneye aitti aradan geçen on iki seneden sonra işittiğim ağır sözlerle elimdeki tepsi yerle buluştu . Çıkan sesle hemen yere eğilip kırıkları toplamaya başlarken Emir geldi "Beceriksiz alt tarafı bir kahve yapıcaktın onu bile beceremedin" dedi .
"B- ben özür dilerim " derken gözlerim kapının pervazına yaslanan ve bizi izleyen Güneye kaydı. İçimde ona karşı oluşan nefret ve kin çoğalırken gözlerimi kaçırdım . " Şimdi git seni gözüm görmesin" dedi Emir. Anında kırıkları topladığım tepsiyi mutfağa götürdükten sonra odamın yolunu tuttum . Allahtan teyzem uyumuştu yoksa kırdığım fincanların hesabını vermek zorunda kalırdım .

Odama vardığımda saatin geç olduğunu fark edip, uyumak için üzerimden çıkardığım hırkanın cebinden -ne ara girdiğini - anlayamadığım bir not çıktı .

"Herkes uyuduktan sonra sokağın başına gel .
Güney ..."

Anlam veremediğim bu notu sinirle ellerimde kırıştırıp avucumda sıktım bir de emir veriyordu sanki yapma gibi bir zorunluluğum varmışçasına . Notu odanın bir köşesine fırlatıp yatağıma girdim .
Bir sağa bir sola döndükten sonra uykumun kaçtığını fark ettim. Merak düşüncesi zihnimin heryerine sirayet ettiğinde dayanamadım ve odadan çıktım .

Etrafı kolaçan ettikten sonra salondaki askılıkta duran montumu üzerime geçirip çıktım evden . Kar tanelerinin sürüklediği ,güçlü rüzgarın soğuk darbeleri bedenimde hunharca gezinirken her adımımda üşümem artıyordu . Beyaz kaldırımda adım attığım her yerde ayak izlerimi bırakıyordum. Tenha sokağın ıssızlığı ürpermeme neden olsada korkumu rüzgara bırakıp ,daha sıkı sarılıyordum montuma. Biraz daha yürüdükten sonra bakış açıma giren silüetiyle durdum. Sırtını yaslandırdığı yıkık ,dökük duvarın üstüne yazılan yazı ,parmaklarına kıstırdığı sigarası,alnına gelişigüzel serpiştirilmiş siyah saç tutamları ona serseri bir görünüm vermişti.
Sinirim hala geçmediği için öfkeyle söylendim.

"Ne istiyorsun ?"

"Sakin ol " dedi . Bana nazaran sesi anlayışlıydı. Gözlerimi üç saniyeliğine sıkı sıkı kapatıp derin bir nefes aldım .

Kod: 39                                   Cinayetin İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin