30|🎵

402 21 5
                                    

O an bir sessizlik oluştu. Ilık esen rüzgar tenlerimizi okşarken bakışlarımız birbirimiz üzerinde gidip geliyordu.
Bu duruma daha fazla dayanamayıp sessizliği bozan ben oldum.

"Neyi anlatacaksın Rüzgar?"

Ege, Rüzgar'a anlam veremediğim bir şekilde bakmaya devam ederken sözümü yineledim.

"İkiniz anlatın o zaman."

"Zamanı gelince anlatacağım Ezgi, söz veriyorum."dedi Ege. Ben sözümü bitirir bitirmez.
"Ya şimdi, ya da hiç Ege!"dedim.

Ege kolumdan sürükleyerek beni oradan uzaklaştırmaya çalışırken, arkamı dönüp dönüp Rüzgar'a bakmakla yetindim.
Fena girmişlerdi birbirlerine, onu o halde bırakmak içime sinmemişti doğrusu.

Yeterince uzaklaştığımızı farkedince kolumu, Ege'nin elinden kurtardım.

"Anlatacak mısın artık? Rüzgar'ın bildiği ama benim bilmediğim şey ne?"
"Anlatacağım ama beni hemen yargılama lütfen. Ben...ben ne yaptıysam bizim için yaptım Ezgi."
"Bizim.. Peki, anlat seni dinliyorum."

Ege'nin yüzü telaşlı bir hal alırken onun anlatacakları hakkında bir o kadar meraklanıyor ve korkuyordum.

Bir süre derin nefes alışverişlerini düzene sokmaya çalışıp benden oturmamı istedi.

Kaldırım taşının ucuna otururken çocukluğumuz aklıma geldi birden.
Yapraklarla kaldırıma kareler çizip cakcuk oynadığımız günler..

"Ege, seni cidden dinleyeceğim anlat hadi."dedim, ikna edici bir ses tonuyla.

"Nerden başlayacağımı bilmiyorum."
"Baştan başla."

Hafif bir tebessümün ardından konuşmaya başladı.

"Küçükken birbirimiz seviyorduk değil mi?"
"Öyleydi."
"İnsan sevdiğinin üzülmesini istemez bilirsin. Ben senin üzülmeni hiçbir zaman istemedim. Bu yüzden taşınacağımızı söylememiştim sana."

"Ben o acıyı sindireli çok oldu merak etme. Ama..ama yine de sana son bir kez sarılmak isterdim. Sen sadece oradan taşınmadın Ege, bizim anılarımızı da beraberinde taşıdın. İşte bu yüzden o anılara sarılmak isterdim."

"Özür dilerim, o zamanki yaşım bunu kavrayabilir miydi bilmiyorum. Ama döndüm Ezgi."

"Baban iflas ettiği için değil mi?"

"Evet. Babam iflas ettikten sonra vefat etti zaten. Bizde annemle buraya geri geldik. İyi ki de gelmiştik. Sen vardın çünkü. Ama daha sonra eskisi gibi olmadığını farkettim. Beni seven sen yoktun."

"Karşımdaki insan çocukluğumu paylaştığım insan değildi çünki."

"Biliyorum, haklısın. Para..para beni çok değiştirdi Ezgi. Ben bunun farkındaydım. Ama seni o gün o partide görünce kendime geldim sanki. Ne bileyim özüme döndüm işte. Eskiden hissettiğim duyguya aşk diyordum ya hani. Çocukluk aşkımdın ya sen benim. Ben o an daha fazlasını hissettim senin için. Ve seninde hissetmen için çabaladım. Ama olmadı bir yerlerde yanlış yaptım Ezgi."

"Bir çok yerde yaptın."

Utançla başını yere eğerken konuşmasına devam etti.

"Kaza yapmıştım ya hani?"
"Ya onun için gerçekten özür dilerim Ege, seni dinlemeliydim belkide ama-
"O bilerek oldu."

Aniden sözümü keserek söylediği şey...
Boğazımda derin bir yumru oluşurken yutkunmaya çalıştım ama olmadı. Boş boş bakmakla yetindim, Ege'nin benden kaçırmaya çalıştığı gözlerine.

"Kafana yediğin dareden böyle konuşuyon demi? Bir şey söylesene Ege?"

Onu sarsmaya çalışsamda asfaltta gezinen gözlerini, ifadesiz duruşunu bozmuyordu.

"Konuşsana Ege!"

"Ben sadece beni sevmeni istedim. Eskisi gibi. Belki eskisinden daha çok ama sadece sev istedim Ezgi. Belki kaza geçirirsem benim için endişelenirsin, beni seversin sandım. Hatırlıyor musun küçükken bisikletten düştüğümde dizim kanamıştı, sen de koşarak evden yara bandı getirip sarmıştın yaramı. Yine öyle sararsın sandım."

Söyledikleri içimde bir yerde bilmediğim bir şekilde sızlarken,bu kez sadece dinledim.
Onun istediği de bu değil miydi?
Dinledim işte.

"Ezgi? Bir şey söylemeyecek misin?"

"O gün sana bir şey oldu diye çok kormuştum. Seni dinlemediğim için kaç defalarca kızdım kendime hastaneye gelene kadar. Ya ben seni bir daha görememekten çok korktum anlıyor musun?"

"Bizim için.-

"Senin sandığın gibi 'biz' olmayacağız Ege. Ben sana değer verdim. Ya sen sırf seni seveyim diye yalan söyledin bana. Ben zaten seviyorum seni, değer veriyorum sana. Ama sandığın gibi sevemem seni. O..o çok eskidendi."

"Özür dilerim, bunu asla kabullenmek istemedim ben."

Onun sözlerinin ardından konuşmak istemedim.
Ne desem kâr edecek gibi değildi. Bir süre sessizliği dinledim. Ardından bu sessizliği bozmadan yerimden doğrulup sadece oradan uzaklaşmakla yetindim.

EGE

Ay ışığı ne güzel vuruyordu yüzüne. İşte şimdi bir kez daha nefret ettim kendimden. Benim bu yüzü üzmeye hakkım yoktu.

Olayların ne ara buraya geldiğini farkedemedim hiçbir zaman. O beni severse anlatırım affeder sandım. Sevmesini bekledim. Sevdiğini söyledi.
Ama arkadaş olarak. Diğer türlü sevmesini dilemiştim oysa.
Onun da dediği gibi 'o eskidenmiş.'

Bir süre sessizce bekledik. Ardından tek kelime etmeden kalkıp uzaklaşmaya başladı.

Ardından bende gittim. Yüreğime söz geçiremiyordum çünkü.

Beni görmezlikten gelerek sadece yürüdü. Rüzgar ile kavga ettiğimiz yere gelmiştik tekrar.
Ben daha fazla ilerlemeden bir köşeden sadece seyrettim.

Rüzgar denen herifin hâla burda olması canımı sıkmıştı. Bir köşede oturuyordu. Ezgi'yi görünce ayaklandı.

"Ezgi!"
"Gitmemişsin."
"Seni bekliyordum."
"Peki ya gelmeseydim."
"Geleceğini biliyordum."

Yumruklarımı sıkarken daha fazla dayanamayıp yanlarına gittim.

Ezgi tam onun uzattığı kaskı alacakken kolunu tuttum.

"Söz veriyorum Ezgi. Değişeceğim." dedim onun gözlerinin içine bakarak.

Bir iki saniye duraksadı, küçük de olsa o bir iki saniye umut vermişti bana.

Tâ ki Rüzgar'ın uzattığı kaskı alana kadar.

İşte o an karar verdim. Belki beni öyle hatırlayacaktı ama yüreğim sevdiğimin başkasını sevmesini kaldıramazdı.

Keşke son kez sarılabilseydim sana...

RUHUMUN NOTASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin