Ellerini ellerime dolayıp kafamı oraya...boynuna koydum.Ve bir süre denizi izledik nerede olduğumuzu nasıl buraya geldiğimizi bilmesem de..
Kokusunu çekerken burnum olduğu için şanslı hissettim bi ara..aslında baya şanslı hissediyordum kendimi..onu görebildiğim için gözlerime..onun sesini duyabildiğim için kulaklarıma..hiç bırakamayacağım ellerini tuttuğum için ellerime...her ihtiyacım da ona gitmemi sağlayan bacaklarıma,o eşsiz tadını almamı sağlayan dudaklarıma...ve adını yazabildiğim bir kalbe sahip olduğum için çok şanslıydım..

Denize bakan gözlerim bir an boşluğa kaydı Nil artık yanımda değildi ve etrafımda bir sürü ses vardı.

Gözlerimi açtığımda Barlas,babam ve annem yanımdaydı.Annem elimi tutuyordu babamsa gözlerimin içine..Barlas'sa telefonunu kapatmış yanıma gelmişti hemen.

Annem ' Vera kızım iyi misin?'

"Ne oldu bana?"

Babam 'kaza yapmışsın kızım Barlas hastaneye getirmiş seni'

"Ni-"

Barlas 'Nihâl hemşire çıkmış ablacım.Bende isterdim onu görmeni'

Babam 'Nihâl Hemşire de kim?'

Barlas 'ablamın konuştuğu ablası gibi gördüğü bi kadınmış öyle dedi Nihâl Hemşire'

Barlas neden böyle saçmalıyordu ki şimdi..Nihâl Hemşire de kim ben niye tanımıyorum.

Babam 'doktoru çağırsana Barlas heyecandan doktora haber vermeyi unuttuk'

Barlas 'tabi baba'

Annem 'nasıl oldu da kaza yaptın sen?'

"Hatırlamıyorum pek anne"

Her şeyi hatırlıyordum ama bahsetmemem gerektiğini düşündüm.

Doktor kapıdan girip 'Vera Hanım uyanmışsınız' deyip elindeki ışıkla gözlerime baktı.Öksürüp durdum bir de.

'Nabzınız da iyiyse bugünlük burada kalıp yarın taburcu olabilirsiniz..veee nabzınız da iyi.Kendinize iyi bakın yarın taburcu olabilirsiniz'

Babam 'sağolun doktor' dedi.

"Anne ben biraz uyuyabilir miyim müsadenizle"

Annem 'tabi biz odadan çıkalım uyu dinlen sen de'

Babamla annem odadan çıkarken Barlas en son gidiyordu.Belli ki diyecek bir şeyleri vardı.

"Ha Barlas kantinden bana içecek bir şeyler getirir misin kardeşim.."

'Tabi abla'

Yatakta doğrulup 'acaba Nil nasıl?Nerde şuan?Kaza da bir şey oldu mu?' kafamda türlü türlü sorularla duruyordum.Hatta kuruyordum.
5 dakika sonra Barlas geldi.

'Nasıl kaza yapmayı başardın sana adamlarla gelmeni emrettim'

"Nil nerde?"

'Başka bir hastaneye götürdük.Durumu iyi.Babama sakın bahsetme bundan yoksa Nil'i öldürmek zorunda kalırım.'

"Neden?"

'Boşver onu.Nil'le bundan sonra görüşmeyeceksin tamam mı!Bir daha ismini bile ağzına almak yok.
Eğer kazadan da benim adamlarımdan kaçtığını söylersen babama Nil ölür kesinlikle'

"Neden yapıyosun bunu!Sen benim kardeşimsin"

'Senin iyiliğini düşünüyorum ben.Takıldın bi orospunun peşine..'

"Barlas yakınıma gel" suratımdaki donuk ifade...

"Eğil" yakasından tutup "eğer ona bir daha böyle çirkin ifadeler kullanırsan polise gider her haltını anlatırım git şimdi terbiyesiz"

Sessizce odadan çıktı.

Nil'i nasıl bulacaktım ben şimdi..nerden bulacaktım..telefonum..telefonumdan onu arayabilirim ama telefonum yok'

Yanı başımda duran telefonu farkedince hemen numarasını tuşlayıp aradım ama 'aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor lüt-' telefonu kapattım.Umarım uyanmışsındır ve iyisindir güzelim...

Ellerimi birleştirip sağ taraftaki pencereye döndüm.Buradan çıktığımda ne olacaktı...Onu bulabilecek miydim.Belki de Barlas'ı takip eder bulurdum.
Ve aptal kardeşim Barlas neden bana bunu yapıyordu..

Kafamı yastığa gömüp rüya diye adlandırdığım güzel anıyı düşündüm..kokusu...kokusunu özlemiştim hemen..

Havanın kararmasını hiç sıkılmadan izlerken bir yandan da müzik açmıştım rastgele
(Thousand  Years)
Piano sesi huzuru vurgularken kadının sesi bir yandan mutlu ediyordu.Ve istemsizce Nil'le olan anılarım geliyordu aklıma.
Tanışmamız..bakışlarımız..ondan hoşlanmam..ilk öpücüğüm..tek tek gözümün önünden geçiyordu.

Erkek söylemeye başlayınca kötü anılarımız hatta beni kıskandırmaya çalıştığı bar olayı...
Yine de mutlu ediyordu beni onu düşünmek sanki onunla gibiydim.

İnce detayları düşününce yüzüm kızarmadı değil..hâlâ utanma hissim vardı sanırım..

Ama ondan uzak olma fikrini düşününce...ben şimdiden özlemişken bir daha görüşmeyecek miydim hangi yoldan daha kolay ölebiliyorduk.

Ona ulaşmam gerekti her ne şekilde olursa olsun hastaneden çıkar çıkmaz onun yanına gitmeliydim.

Telefonu elime alıp belki bir şekilde ulaşırım diye tekrar numarayı tuşladım.

'Aradığınız kişiye şuanda ul-' off bu sesi duymaktan nefret ediyordum özellikle şu durumda.

Annem aniden içeriye girince telefonu masaya bıraktım.

'Uyandın mı diye geldim'

"Yeni uyandım bende saati kontrol ediyordum"

'Aç mısın peki?' dedi sırıtarak.

"Pek değil"

'Hmm..kazayı nasıl yaptığını hatırlıyor musun peki'

"Aniden bi araba çarptı başka bir şey hatırlamıyorum.Neden soruyosun sürekli bir şey mi oldu?"

'Hayır merak ettim sadece ne dikkatini dağıttı diye.'

"Yolu izlemeye dalmışım rahattım birazda"

'Bir dahakine daha dikkatli ol'

Babam kapıyı açıp 'benim Veram ne yemek yemek ister?'

"Pek iştahım yok baba ya"

'Olmaz yemen lazım illaki'

"Cidden yemek istemiyorum"

'Olmaz dedim Vera illa yemek yemek zorundasın biliyorsun'

Nil olmayınca yemeğin tadı da olmazdı ki

"Peki kafanıza göre söyleyin bir şeyler"

Babam dışarıya çıkarken annem yanıma oturmuş elimi tutuyordu.
Barlas kapıyı açıp direk bana baktı.Kafamı sağa çevirip cama baktım.Onun suratını görmek istemiyordum şuan.Ve bir an önce burdan çıkmalıydım.

Babam 'yemekler gelir yarım saate'dedi.

Of offf...ben burda ne dertteyim baba sen ne derttesin..

Vote vermeyi unutmayın😊❤😋

ZORLAMA (LGBT)Where stories live. Discover now