"Oğlum takım elbisem yok ne demek lan?"

"Ya ne bileyim istemeye pantolon tişört ile gidilir sanmıştım."

"Sen şaka mısın?" Gözlerimi devirdim

"Ulan Baran ben burda senin için uğraşayım sen burada lak lak yap!"

"Ne oldu?"

"Bi takım elbise buldum.Odanda.Git dene bakalım.Olmazsa sıçtık abi." Kaşlarımı çattım.

"Sizin bile elbiseniz varken benim niye yok? Siz alırken ben yanınızda değil miydim?"

"Değildin abi biz kızlarla Kemeraltından aldık."

"Aman ya!"Odaya gidip takım elbiseyi üzerime geçirdim ve biraz büyük geldiğini fark ettim.

"Deniz! Çınar!" İkisi yavaş adımlarla buraya gelirken gözlerimi devirdim.

"Hadi beyler! Saat yedi.Bir saat kaldı."

"Salak sanki çok uzak ev."

Altı yıl önce aldığımız evlerde oturuyorduk hala. Dolayısı ile bizim ev Hilalleri görüyor.

"Çiçek çikolata nerde?"

"Mutfakta.Yüzükler?"

"Sen de değil mi Çınar?"

"Deniz
de olması lazım."

"Valla en son Baran almaya gidicekti."

"SİKTİR ABİ SİKTİR YÜZÜK YOK."

"Sakin ol Barancığım ben kuyumcuyu arayayım bekle." Diyen Çınar'a hak verip derin bir nefes aldım.

"Merhaba abi Çınar ben. Hani üç erkek yüzük almaya gelmiştik."

"..."

"Beyaz altından söz yüzüğü almıştık abi,orada mı kalmış peki gelip alabilme şansımız var mı? Bu gece kız istemeye gideceğiz."

"..."

"Tamam abi sağ ol."

"Ne diyor?"

"Bizi bekliyor."

"Kanka annenle konuştum az önce o yüzükleri alıp gelcek. Oradan geçiyormuş."

"Tamam o zaman problem kalmadı."

"Aynen aynen,problem kalmadı."

Hilal'den

"Kapı çalıyor!"

"Valla kapı çalıyor!"

"Billa kapı çalıyor!"

Kızlarla art arda söylediğimiz cümlelere tebessüm ettim. Hepimiz çok güzel olmuştuk.

Ben pembe uzun omuzları açık elbise giyerken Güneş mavi uzun kollu ince ve kısa bir elbise tercih etmişti. Gece ise siyah beyaz kareli etek ve büstiyer giymişti.Kapıyı açtım

"Hoş geldiniz!"

"Hoş bulduk." Tokalaşmayı bitirip salona geçtik.

Baran tek kelimeyle nefes kesici olmuştu.Üzerindeki takımı onda biraz emanet gibi durmuştu ama yine de mükemmeldi.

Baran'ın pembe saçlı annesiyle biraz sohbet edip kızlarla kahve yapmaya gittik.

Onlar benim hayatımdı,onları bırakıp nasıl evleneceğim?Gerçekten hiç ama hiç bilmiyorum.

Dolan gözlerim yerini muzip bakışlara bırakırken sırıttım.

"Eeee hatunlar,ne koyuyoruz?" Gece

"Sirke koy Çilek Kız." Güneş

"Turşu suyu da iyi gider Pamuk Şeker."

"E bi'de biraz baharat!"

"Mükemmel!"Dedik üçümüz aynı anda.

Diğer kahveleri de insanca yapıp dağıttık ve herkes Baran'ın surat ifadesini izlemeye koyuldu.

Kahveyi içen Baran ilk kusacak gibi olsa da sesini çıkarmadan kahveyi içti.

O haline içim erimedi değil...

Heyecanla Baran'ın aşırı kafa dengi olan annesine baktım. Bana göz kırpıp babama döndü.

Beni istemeye geleceklerini duyunca fazla tepki vermemişti.Karışmamasına açıkçası sevinmiştim. Abim de bu anın geleceğini bildiği için sanırım bu fikre kendini alıştırmıştı.

Merve teyze konuşmaya başladı.

"Efendim,sebeb-i ziyaretimiz belli. Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Hilal'i oğlumuz Baran'a istiyoruz."

Babam gözlerini bana çevirip onay istercesine bana baktı. Kafamı sallayıp abime baktım. Gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Sonunda kafamı yere eğdim.

Yoksa evlenmekten vazgeçecektim.

Abim boğazını temizledi ve babama kafamj salladı.Babam konuştu

"Gençler birbilerini sevmiş ve beğenmişler,bana da saygı duymak düşer. Verdim gitti." Derin bir nefes verip babamın ve Merve teyzenin elini öptükten sonra abime sarıldım. Biz birbirimize sarılmış ağlarken yüzükler geldi Aras abi tarafından kesildi.

Olmuştu,ikinci adım da atılmıştı...

••••••••••••••••••

Nasıl buldunuz?

Oy ve yorumu unutmayalım.

seviliyosun

OY vermeyi ve bölüm hakkında YORUM yapmayı unutmayınız lütfen

Yaz Aşkım 2 Hayatımın Aşkı -Düzenlendi-Where stories live. Discover now