-3-

9.9K 1K 196
                                    

Jimin ve Jungkook karşılıklı olarak otururken Jimin çekinerek bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Jungkook ise Jimin'e bakmadan dirseklerini dizine yaslamış öylece karşıya bakıyordu.

"Neden?" diye sordu Jungkook ona bakmadan. Jungkook'un sesini duyunca irkilen Jimin, kaşlarını çatarak sesin sahibine döndü.

"Ne neden?"

"Neden zayıflama takıntın var? Eski fotoğraflarına dahi baktım Jimin. Oldukça zayıfmışsın neden kendine bunu yapıyorsun?" Jimin onun bu sorusuna histerik bir şekilde gülüp ayağa kalktı. Tanımadığı birine kendi sorunlarını anlatmayacaktı elbette.

"Sana ne? Sen benim sorularımı cevaplıyor musun? İşine baksana, paranı alınca bırakacaksın zaten beni. Ne diye önemsiyorsun?" Jungkook'un karşısına dikilip kollarını göğsünde çaprazlamıştı. Jungkook görüş alanına giren bedenin gözlerinin içine baktı.

"Cevap istiyorsun, öyle mi?" Jimin gözlerini devirdi.

"Demek ki beni duyabiliyormuşsun, ne güzel." Jungkook sinirlerinin gerildiğini hissederken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Cebinden telefonunu çıkarıp Jimin'in suratına tuttu.

"Al oku." Jimin telefonu eline alarak Jungkook'un açtığı sitede gezindi. Okuduğu şeyler bir bir nefesini tıkıyordu. Ayaklarının kendini taşıyamadığını hissediyor sanki yer altından kayıyordu. Onun bu halini farkeden Jungkook düşmeden önce tutarak koltuğa çekti. Gözleri dolmuş Jimin boş boş telefona bakıyordu hala. Jungkook telefonu elinden alıp cebine attı.

"Şimdi cevabını aldın mı Jimin? Biz seni sadece bir süre elimizde tutacaktık. Ama o seni elinden çıkarmak için böyle bir yalan uydurdu. Büyük ihtimalle seni başkalarının elinde arıyor çünkü bizim böyle bir şey yapacağımızı tahmin etmemiştir. Sana kötü davranmayacağız Jimin. Bu bir süreç. Şu an seni bıraksak ortalık karışacak. Belki yalanı ortaya çıkmasın diye gerçekten öldürür. Anlıyorsun değil mi?" Kafasını eğip Jimin'in gözlerinin içine baktı. Jimin kafasını sallayarak onayladığında ise gülümsedi.

"Biraz uyumak istiyorum. Zaten saat gece yarısını çoktan geçmiş." Jungkook iç çekip kafasını salladı.

"Uyumaktan başka bir şey yapmıyorsun zaten." diye mırıldandı.

&&&

Jungkook yataktan kalkarken bir yandan esniyor diğer yandan boynunu kaşıyordu. Dün Jimin uyuduktan sonra o da uyumuştu.

Komodinin üzerinde duran telefonu eline alıp saate baktığında çoktan öğlen olduğunu farketti. Gözlerini ovalayıp doğruca Jimin'in odasına yol aldı. Kapıyı tıklattı ama ses gelmemişti. Hâlâ uyuduğunu düşünerek kapıyı yavaşça araladı fakat Jimin ortalıkta gözükmüyordu. Kaşlarını çatıp hızlıca aşağı indi. Merdivenlerden inerken mutfaktan gelen sesler ile istikametini oraya çevirdi. Tam kapıdan içeri girecekken duyduğu şey ile kendini geri çekti.

Jimin adını bilmediği bir şarkıyı mırıldanırken diğer yandan bir şeyler hazırlıyordu. Jungkook farkında olmadan gözlerini kapatmış ve kafasını soğuk duvara yaslamış bu anın tadını çıkarıyordu.

Jimin'in çılgın fanların çığlıklarına karışmayan canlı sesi ruhuna dokunmuştu. Boş mutfağı sesiyle doldurmuştu.

Bir süre sonra Jimin'in sesinin kesildiğini farkeden Jungkook oyuncu bir şekilde yeni uyanmış ve mutfağa şimdi giriyormuş gibi yaptı. Aynı esnada Jimin de Jungkook'u uyandırma düşüncesiyle mutfaktan çıkıyordu. İkisi çok sert olmayan şekilde birbirlerine çarptılar. Anın verdiği korkuyla Jimin geriye çekildiğinde onun düşeceğini sanan Jungkook kollarını beline sardı. Jimin şaşkınca gözlerini kapatıp kollarını onun göğsüne koydu.

"Günaydın." Jungkook diyecek bir şey bulamamıştı. Jimin, gözlerini yavaşça aralayarak bakışlarını Jungkook'a baktı.

"Günaydın. Şey, bende seni uyandırmaya geliyordum." diye mırıldandı Jungkook'un göğsündeki ellerini yumruk yaparken. Jungkook, farketmeden kollarını sıkılaştırıp Jimin'in yüzünde gezdirdi. Saçları olduğundan daha da karışıktı ve onu daha da güzelleştirmişti. Yanakları nedenini bilmediği şekilde kızarmış ve gözleri şişikti.

Jimin utanmıştı. Gözlerini Jungkook hariç her yerde gezdiriyordu. Daha fazla dayanamayacağını düşündüğü için boğazını temizledi. Jungkook, gözlerini kaçırıp ellerini Jimin'in belinden çekti. Bir eli anında ensesine giderken birkaç adım geri çekildi.

"Kahvaltı hazırladım ben de." Jimin gergince dudaklarını dişledi. Kendisine ne olduğunu bilmiyordu. Bir anda sıcaklamıştı ve yerinde duramayacak gibi hissediyordu. Sandalyelerden birine oturdu.

"Zahmet etmeseydin." Jungkook, Jimin'in oturduğu sandalyenin karşısına otururken konuştuğunda Jimin omuz silkti.

"Bir özür borçluyum." Jungkook gülümsedi.

"Özür borçlu değilsin Jimin. Öyle düşünmene gerek yok." Jimin kafasını sallayıp kahvaltı etmeye başladığında Jungkook onu izlemeye başladı. Kafasını iki yana sallayıp kendine geldiğinde aklında birçok soru işareti vardı.

Ama en önemlisi neden Jimin'i izleyip durduğuydu.

inicio, kookminWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu