-6-

82 4 6
                                    

Nilsu'dan

Sabah sabah birisi yatağı hunharca tepiniyordu ve bu kişi benim çok da sevmediğim Berra arkadaşımdı.

Berra malı "Kalkmazsan seni sarımsakla yerim kalk kalk kalğğkkk" diye  bağırırken bende onu yataktan iteklemeye çalışıyordum tabi yarı uykulu bir halde ne kadar başarabildigim tartışılırdı tam bağırmayı kesip gittiğini düşünürken yüzümde bir ıslaklık hissettim gözlerimi açaraçmaz pis pis sırıtan Erva ve Berra iblislerini gördüm.

Erva sürahiyi kenara bırakıp "Bugün Cansu Abla aradı yarın buraya geliyormuş" dedi heyecanla kızlar ablamı çok severdi o yüzden de pek heyecanlıydılar

"Biliyorum dün gece yatmadan önce olanları anlattım o da bilet ayırtmış herkese duyurmuştur kesin şimdilik" dedim yataktan kalkarak oturur pozisyona geçtim Erva ise yanima oturdu

Berra "Hala peşinde olduğunu mu düşünüyorlar? Hemde o mapustayken" dedi şaşkınlıkla

Erva "O piskopatı parmaklar  durduramaz birini tutup takip bile ettirebilir" diye cevap verdi.

Ben bu konuşmanın sonunun  nereye geleceğini bildiğim için banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp çıktım çıktığımda kızlar yoktu bende pijamalarımla aşağı indim aşağıda sadece koltukta uyuyan Buğra vardı
Uyurken aynı bir sıçana benziyordu
Yanina yaklaşıp kulağına eğildim  tam bağıracakken dengemi sağlayamayıp koltuğa düştüm  kafam Buğra'nın göğsüne geliyordu kafami kaldırıp Buğra'ya bakarken onun uyanmış olduğunu farkettim
Ne kadar da zekiyim
Buğra "Üzerimde ne işin var? Cidden senin bir sapik olduğunu düşünüyorum" dedi pis pis sırıtmaya başladı bugün de herkes sırıtıyor.

Ben bir yalan bulmaya çalışırken Enes  bizi bu halde görüp gözlerini pörtleterek " Aboov namus elden gideyeah " diye bağırmaya başladı Enes'in bağırıslarını duyan herkes buraya gelip çok da hoş olmayan bu manzaraya şahit oldular

Berra " Oha kanka sen bayağı hızlı çıktın "  derken Erva kafasına bir tane geçirdi.

Bende şoktan çıkmış gibi hemen Buğra'nın üzerinden kalktım

Ben "Ya saçmalamayın ben sadece kumandayı alıcaktım o sırada dengemi kaybettim" dedim savunmaya geçerek Berke gülerek bana bakti sonra arkamdaki televizyonu gösterdi ve "Kumanda televizyon ünitesinin orada yalnız" diyerek kaşlarını kaldırdı

"İşte bende Buğra'yı kumanda sandığım icin " dedim iyice saçmaladım

Buğra ayağa kalkarak "Oradan kumandaya mı benziyorum?"diye sordu.

Bende daha çok batırarak "Farz et ki kumandanın tuşları senin baklavalarin"dedim ve Erva kolundan cekip beni yukarıya çıkarmaya başladı peşimizden de Berra geliyordu Erva'nın odasına geldiğimizde Erva ve Berra iblisleri kapıya kapatip soran gözlerle bana bakmaya başladılar

"Kesinlikle öyle bi niyetim yoktu" deyip Erva'nın dağınık yatağına kendimi attım.

Erva " Atma lan nasıl yapışmışsın çocuğa "  diyerek beni azatladı sağolsun

Ben "Hala çok utanıyorum zaten aşağıda da saçma salak konuştum " dedim

Berra bu konuşmadan sıkılmış gibi  oflayarak "Dün dışarıya çıkamadık  bugün sahile gidelim mi ?" diye sordu cümlenin sonuna doğru sesi heyecanlı çıkmaya başladı bu heyecanının nedeni belliydi kesin orada yakışıklı bir çocuk bulup ona açılmayıp tatil boyunca evlilik hayalleri kurardı genellikle öyle olurdu.

Erva"Ben dünden razıyım ama ilk bir kahvalti yapsak?" diye sordu.

Bende hemen atılarak "Dışarıda yapsak kahvaltıyı ben aşağıdaki sıçanın yüzüne bakmaya utanırım" dedim

Pek anlayışlı arkadaşım Erva "Katılıyorum hem caddenin orada çok tatlı bir cafe var oraya gideriz" dedi.

Nereden biliyorsun diye sormuyorduk çünkü onlarında burada eski bir yazlığı vardı sonradan babasının borçları yüzünden satmışlardı tabi sonra durumları düzelmişti ama konumuz bu değil şuanda benim aşağıdakileri görmeden evden çıkmam lazım ama nasıl  olacak o kizlara dönüp

"Ben nasıl çıkacağım ?"diye sordum
Berrak "Yürüyerek tabi ki de salak mısın?" diye konustu mal arkadaşım
Berra'nın saçını ayak bas parmağımla çektim nasıl yaptım inanın bende anlamıyorum.

Berra kafasini ovarken bana kotu kötü bakıyordu.

"Ya ben onu mu diyorum kızım aşağıdaki  sıçana gorunmemem lazim benim" dedim.

Erva "Kolay camdan atlayacaksin tabi bir yerini kırmazsan gelirken de onu da o zaman düşünelim" dedi

Bende aklıma başka bir şey gelmediği için kafa salladım ve hızlıca odama geçip gardrobumdan mayomu aldım ve üstümdeki pijamayı seri bi sekilde çıkartıp mayo mu giydim üzerine de siyah üuçmuştu bahar çiçekleri olan bir tişört koyu mavi bir şort ve ayakkabı olarak siyah sandaletlerimi giydim güneş gözlüğümü de kafama takıp sarjda olan telefonumu alıp Erva 'ya arka bahçeye ışınlamalarını yazan bir mesaj yazıp  sırt çantama güneş kremimi,cüzdanımı ve telefonumu atıp sırtıma takıp odamdaki balkona çıkarak demirliklerin oradan ilk sağ bacağımı sonra sol bacağımı geçirdim
Simdi ise buradan sorunsuz bir sekilde atlamak kalıyordu ama şanssızlığım gerekçesiyle atlarken kafamda ki gunes gözlüğü iki metre öteye uçmustu bu belki benim salaklığımdan kaynaklı olabilir hemen gözlüğü alıp kızların olduğu tarafa gittim.

Hemen bahçeden çıkıp sessiz sakin caddeye doğru yürümeye başladık o sırada Berra bize geçen yaz tanıştığı ama bir türlü açılamadığı çocuğu anlatıyordu.

Berra "Kanka görmen lazımdı çok tatlıydı ya tam açılıcaktım bi baktım yaz bitmiş ama bu sefer kararlıyım ben buradan sap olarak dönmeyeceğim" diyerek lafi uzattı da uzattı Erva da ona 'yav he ve' der gibi kafa sallıyordu sonunda Erva'nın bahsettiği cafeye ulaştığımızda Berra'da konuşmayı kesti çok şükür

Üç kahvaltı tabağı sipariş edip beklemeye başladık Berra telefonunda magazin haberleri okurken Erva cafenin televizyonundaki haftalık burç yorumlarını izliyordu genellikle verdigi tepkiler 'geçende boyle dedin mal gibi kaldim veya artik astrolojiye de guvenim kalmadi ' tarzındaydı batıl inaçları yoktu ama burç yörükleri dinlemeyi seviyordu

O sırada yandaki masaya Berke,Enes ve Sıçan oturduğunda biraz şaşırmıştım Enes pek te şaşırmamış gibi "Aaa siz de mi buradaydınızbakisa sordu.

Berra "Cidden sizi gördüğüme çok sevindim " dedi

Erva "Tesadüfe bak sen o kadar cafe varken demek buraya geldiniz çok şaşırtıcı" diyerek gözlerini devirdi

Berke "İnan senin olduğunu bilseydim adımımı bile atmazdım" diyerek tersledi.

"Bizi takip ettiniz dimi pis sapıklar ?" diye sorduğumda Buğra gülerek
"Bunu sabah üzerimde yatan biri ki söylüyor?" dedi yine o olayı hatırlatmıştı ve ben yine utanmıştım

"Bir kere o yanlışlıkla oldu merakli değilim ben senin kıllı göğsüne " diye bağırdığımda cafedeki bir kaç kişi bana bakmıştı.

"Bence çok ta meraklısın benim kumanda tuşları gibi olan baklavalarıma" dediğinde bu sefer ciddi sinirlenmiştim ve masadaki kürdanlığı ona doğru fırlatmıştım
Erva da bu hareketiyle gaza gelmiş gibi bildiğimiz vazoyu fırlatmıştı vazo duvara isabet ettiğinde daha çok sinirlendiğinde bu kez de tuzluğu fırlattı cafedekiler gözlerini ayırmadan buraya bakıyorlardı hatta bazilari videoya alıyordu Berke tuzluğu tam elinde tutmuştu Erva sinirle cafeden çıkarken bende arkasından kalktım ve Enes'le bakışan Berra'yı sürükleyerek bende çıktım ve   eve dogru ilerliyorduk.

                       -Bölüm Sonu- 

Balık Olsam Vapur Çarpar ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin